0

2.4K 102 44
                                    

Hızlıca yattığım yerde doğrulurken soluk soluğa kalmıştım. Ellerim ile hızlıca göğsümü yoklarken hiç bir şey olmadığını fark etmem ile gözlerim kocaman açılmıştı.

Ben biraz önce göğsümden vurulmuşum. Yani cidden sokağın ortasında biri tam kalbime silahı doğrultup sıkmıştı.

"Uzanmalısın" yanımdan gelen sesle kafamı çevirip baktığımda üstünde eski zamanlara ait hemşire kıyafeti olan bir kadın görerek kaşlarımı çattım.

Duruma tam uyanamadan etrafıma bakındığımda etrafı camlarla kaplı bir revirde olduğumu fark ettim. Ama tek sorun bu eşyalar oldukça eskiydi. Normalde kullanılan aletler bile yoktu.

"Ben neredeyim?" sorumla beraber hemşire şaşkınca bana baktı sanki bu sorunun cevabını bilmem gerekiyormuş gibi.

"Hogwarst revirindesin" cümlesiyle tekrar etrafıma bakınırken başıma giren ağrı ile inleyerek ellerimi şakaklarıma bastırdım.

"Hogwarst mektubum ne zaman gelecek acaba" cümleme annem kahkaha atarken babam sakince konuştu "Biliyorsun Harry Potter sadece bir kurgu. Oradan mektup gelemez" babamın bu cümlesiyle üzgünce başımı eğdim ve yemeğime devam ettim

"Benim burada ne işim var?" hemşire daha da şaşırırken bunu benim söylemem gerektiğini söyledi. Ama ben buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum ki söyleyeyim.

Kapı hızlıca açıldı ve içeri ak sakallı bir dede girdi. Kim olduğunu anlamaya çalışırken kadın Dumbledore gibi bir şey söylediğinde aynı ağrı tekrar başıma girdi ve biraz önce olduğu gibi görüntüler gözümün önüne gelmeye başladı

"Dumbledore çok havalı değil mi? Hem nasıl her şeyi biliyor" arkadaşım gülerek televizyona bakmaya devam ederken cevapladı "Adam hem çok yaşlı hem de usta büyücü. Sence de her şeyi bilmesi normal değil mi?" kafamla onu onayladığımda Dumbledore konuşmasını bitirmiş ve yemeklere başlayabileceklerini söyleyerek çekilmişti

Hogwarst müdürü Dumbledore. Usta büyücü... Düşündükçe onun televizyondan izlediğim görüntüleri aklıma dolmaya başladı. En sonunda kule gibi bir yerden düştüğünü görmemle kafamı kaldırıp ona baktım. Umarım aklımı okumuyordur yoksa başım olduğundan daha çok belaya girecekti. 

"Bakın buraya nasıl geldiğimi ve bana ne olduğunu hatırlamıyorum" Hemşire hafızamı kaybettiğimle ilgili bir şeyler söylerken Dumbledore dikkatle beni inceliyordu. "Bir şey mi oldu ? Bana neden öyle bakıyorsunuz?" bakışlardan kaçmak amacıyla sorduğum soru ile profesör bakışlarını benden çekti ve etrafa bakındı.

Cebinden ya da cübbesinden - artık her Neyse- çıkardığı asa ile uzakta duran tekerlekli tabureyi kendine doğru çekti. Bu yine aklımda bazı şeylerin canlanmasına sebep olurken bunlar sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

"Wingardium leviosa not leviosaaa" kıvırcık kızıl bir kız konuştuktan sonra aynı kelimeleri tekrar düzgün bir şekilde söyledikten sonra masanın üstünde duran tüyün havalanmasını sağladı.

Aklıma aynı bunun gibi birkaç büyü yapılma anı dolduğunda aynılarını yapıp yapamayacağımı merak etmeye başlamıştım.

Dumbledore oturduğu tabureye bana dönüp sakinleştirici yaşlı sesiyle konuşmaya başladı "Seni okulun giriş kapısında bulmuşlar. Daha okulun başlamasına birkaç gün var o yüzden etrafta senden başka öğrenci yok. Fakat sorun şu ki sen bizim okulumuzun öğrencisi değilsin. Diğer büyücülük okulları ile de konuştum. Onlarda da kaydın yok. Sen kimsin çocuğum? " Sorduğu soruyla beraber gergince yerimde kıpırdanıp etrafa bakındım. Kim olduğumu hatırlamıyordum. Hatırladığım tek şey arada aklıma dolan o anılardı

" Ben Serene yani galiba " Aklıma gelen ilk ismi söylemiştim. Sanki gördüğüm anılardan birinde birileri bana böyle sesleniyordu. Yanlış hatırlıyorsam da gerçek ismimi hatırlayan kadar bu isimle dolanmak zorundaydım.

Dumbledore ismimi duyduktan sonra anlayışla başını salladı ve elini koluma koyun tekrar yatmamı sağladı. "Şimdi neden bu kadar sakin olduğunu anlayabiliyorum Serene. İsminin anlamını taşıyorsun" hemşire hanıma dönüp baktığında kadın ne demek istediğini o konuşmadan anlamış gibi hızlıca uzaklaşıp bir dolabın yanına gitti ve şişeleri karıştırmaya başladı.

"Sen şimdi biraz daha dinlen Serene. Uyandığında sana nasıl yardımcı olabileceğimize bakarız" onu başımla onayladığımda hemşire elinde kaşık ve bir şişeyle geldi. Elindeki kaşığa şişedeki sıvıyı doldurdu ve bana uzattı. Başta almak istemesem de Dumbledore un bana zarar verecek bir şey yapmayacağına dair içimde nedensiz bir güven oluşmuştu. Belki de onu gördüğüm anılarla ilgiliydi bilmiyorum.

Kaşıktaki şeyi içip tekrar başımı yastığa koydum ve tavana bakmaya başladım. Tam soru sormak için döneceğim sırada vücudumu hareket ettiremediğimi fark ettim. Bu başta korkmama yol açsa da kapanmaya başlayan gözlerim ile sadece uyku ilacı aldığımı anlamıştım. O yüzden telaş yapmayı kestin ve vücudumu kasmayı bırakıp kendimi uykunun kollarına attım.

---------------------------

Her sonun bir başlangıç olduğu gibi bu bölümün sonu da bizlere yepyeni bir maceranın kapısını açıyor.

Çok yakında yeni bölümlerle Harry Potter evreninde bir maceraya çıkmak üzere görüşürüz

Sihirle Kalın

Evren CadısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin