6

820 81 37
                                    

"Hayır öldürmenin kolay olmadığını biliyorum aslında öldürdükten sonra olan şeylerin kolay olmadığını biliyorum. Ya da bir cinayet iftirasına maruz kalıp sonrasında 13 yıllık hapisin kolay olmadığını biliyorum. Gerçi sen bunları benden daha iyi bilirsin Sirius Black ne de olsa sen yaşadın bunları" 

Cümlemle beraber karşımdaki adam hiç bir şey diyemezken galiba şoka girdi diye düşünmeden edememiştim. Ona söylediklerimi sindirmesi için zaman verirken yerdeki kurabiyeleri aldım ve ilerideki eski koltuğa oturdum. 

Koltuğun eskimiş yayları bir yerlerime batarken burada misafir olduğum için hiç bir şey diyemiyordum. Cebimden çıkardığım bezi önümdeki sehpanın üstüne serdim ve kurabiyelerden birkaçını onun üstüne koydum. 

"Hey kaçak gel sen de ye" seslenmemle kendine gelirken arkasını döndü ve onun için ayırdığım kurabiyelere baktı. "Hadi ye kokmuştur" cümlemle derin bir nefes alırken kurabiye kokusunun ona gittiğini biliyordum. 

Yavaş adımlarla geldi ve yere oturarak kurabiyelere uzandı. Tekrar aynı yavaşlıkla kurabiyeyi kendine yaklaştırıp kokladı ve inceledi. "Merak etme zehirli değil" diyerek bir kurabiyeyi daha mideme yolladım. 

Sirius da yemeye başladığında onun zayıflamış halinde gözlerimi gezdirdim. Uzun süre aç kalmış olmalıydı. Bu hali içimi acıtırken pelerinimin altına sakladığım çantanın içine elimi attım ve kurcalamaya başladım. 

Nihayet elime gelen tabakları çıkarıp sehpanın üstüne koymaya başladım. Sirius şaşkınca çıkardığım şeylere bakarken ben çıkarmaya devam ediyordum. "Bunları acıkırsam diye depolamıştım. Hepsinde bozulmamaları için büyü var. Sana bunları vereceğim ama karşılığında bana neler olduğunu dürüstçe ve hiç bir şey atlamadan anlatman lazım" 

"Neden bunu yapayım? Senin yardımın olmadan da karnımı doyurabilirim" dediklerine hak verirken yemek çıkarmayı bıraktım ve çantamın ağzını kapatıp tekrar pelerinimin altına sakladım "Haklısın ama bu yemekleri Hogwarts dan kaçırdım. Yakalansaydım başım belaya girebilirdi. Hepsini kendime saklamıştım ama sana veriyorum. Bence bunun hatırına bile anlatabilirsin" 

Sirius bir süre yemeklere ve bana bakarken şirin şirin gülümsüyordum. "Yemekleri nasıl kaçırdın?" sorduğu soruyla gülümseyip sır verecekmiş gibi ona yaklaştım. "Mutfağı buldum ve oradaki cinler fark etmeden gördüğüm içi dolu kabı çantama attım. Sonrasında yemek büyülerinin olduğu bir kitaptan bu büyüyü buldum ve tüm yemekleri büyüledim" 

Sirius gözlerinde oluşan ışıltılarla bana bakarken gülerek anlatmaya devam ettim "Sen şimdi mutfağı nereden bulduğumu da sorarsın. Geçen gün öylesine etrafta turluyordum daha sonrasında sesler duymaya başladım. Sesin kaynağını araştırırken meyve sepeti tutan bir kadın tablosunun arkasından geldiğini bulduğumda tabloyu kurcalamaya başladım. Gerçi bu çok uzun sürdü. Ama sonunda meyvelerden birini gıdıklayarak açıldığını buldum" 

Sirius anlattıklarımı dikkatle dinlerken sonunda nefessiz kaldığımda susup nefeslenerek kurabiyelerden ağzıma attım. "Mutfağı biz bile bulamamıştık. Cidden sende büyük bir potansiyel var küçük hanım" dediklerini anlamazken biz diye bahsettiği kişilerin kim olduğunu merak etmiştim.

Sıcaklamaya başladığımda pelerinimin önden bağlanan kısmını açtım ve üstümden çıkarıp kenara koydum. Sirius formamdan görünen ambleme bakarken hiç bir şey söylememişti. Bu durum beni rahatsız ederken yüzündeki ciddi ifadeyle kafasını kaldırdı. 

"Serene Zabini demiştin değil mi?" onu başımla onaylarken aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini şaşkınlık bürümüştü. Bu meraklanmamı sağlarken biraz önceki ciddiliğinden dolayı çekindiğimden hiç bir şey diyemiyordum. 

Evren CadısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin