Evren Cadısı

26

"Affedersiniz profesör ama tam olarak ne ima ediyorsunuz?" Profesör pembe nin artık tiksindiğim sesini duyduğumda elimdeki lokmayı bırakıp ayağa kalktım ve dışarı çıktım. "Sizden sadece öğrencilerim söz konusu olduğunda önerilen disiplin yöntemlerini uygulamanızı rica ediyorum." Profesör McGonagall ın konuşmasını duyduğumda bu işin ilginçleşeceğinin bilinciyle duvara yaslanıp kollarımı göğsümde bağladım ve olayı izlemek için gelenleri umursamadan merdivenlerin tepesindeki iki profesöre baktım 

"Aptalca gelebilir ama sanki sınıfımdaki otoritemi sorguluyorsunuz gibi geldi, Minevra" 

"Kesinlikle hayır, Dolores. Sadece ortaçağdan kalma yöntemlerini sorguluyorum"

"Çok özür dilerim. Ama yöntemlerimi sorgulamak bakanlığı sorgulamaktır. Dolayısıyla Bakan ı sorgulamaktır. Hoşgörülü bir kadınım ama tahammül etmeyeceğim bir şey varsa o da sadakatsizliktir." pembe kadının bu tahmin edilebilir cümlesine gözlerimi devirirken sonda kullandığı kelimenin Profesör McGonagall ı rahatsız ettiği gün gibi ortadaydı 

"Hogwarts ta durum korktuğumdan çok daha kötü. Cornelius acilen önlem almak isteyecektir" pembe nin bize bakarak kurduğu cümleyle duvardan ayrıldım ve alaycı bir alkış eşliğinde merdivene yaklaştım 

"Sizi tebrik ediyorum profesör. Üstümüzde sağlayamadığınız otoriteyi elde edebilmek için hiç bir şansı kaçırmıyorsunuz" arkamdan biri yaklaşıp kolumu hafifçe sıktığında onu görmezden geldim. Burada ben de diğerleri gibi susarsam işler çok büyüyecekti ve kimse kontrol edemeyecekti

"Tekrar odamı mı ziyaret etmek istiyorsunuz Bayan Black" açık tehdidi karşısında kaşlarım çatılırken kolumu tutan kişi beni geri çekmeye çalıştı ama buna izin vermeyerek kolumu sertçe çektim. "Size 'sadakatsizlik' yaptıysam çok özür dilerim profesör ama yanılıyorsunuz. Bu okulda kimse düşündüğünüz gibi 'sadakatsiz' değil. Hele ki profesörlerimiz hiç değil. Aksi gibi siz de çok sadık duruyorsunuz. Tabi siz de haklısınız ne kadar çok yalakalık yaparsanız konumunuz o kadar çok yükselir değil mi" 

Profesör McGonagall uyarı dolu gözlerle bana bakarken umursamadan devam etmiştim. Aslında içimde kurduğum cümlelerin çok daha terbiyesiz ve asıl olan boyutunu söylemek istesem de karşımdaki tiksinmeme rağmen bir profesördü. O kadar ileriye gidemezdim. 

Cümlelerimden sonra yüksek bir fısıltı furyası koridoru ele geçirirken profesör pembe sinirden kızarmış yüzüyle bana bakarken sinirle sesini yükselterek konuştu "Bayan Black kahvaltınızı ettiğinize göre hemen odama geliyorsunuz"  ilk cezasını ben almış olsam da benden sonra ceza alan başka kişiler de vardı. Bu yüzden herkes bu sadist kadının ceza yöntemini biliyordu ve odasına gittiğimde benim de o cezayı alacağımı biliyorlardı. Bundan dolayı üstümde acı dolu gözleri hissederken duruşumu dikleştirdim ve kendimden emin bir sesle konuştum 

"Elbettte ki gelirim Profesör" pembe korkmak yerine gurula geleceğimi söylediğimi duyduğunda sinirle merdivenden çıkmaya başladı. Tam başka bir şey söyleyeceğim sırada biri beni hızlıca kendisine doğru çevirdi ve sarı kafalı maviş gözler ile karşılaştım "Serene sen ne yapıyorsun? Profesörün verdiği cezaları duymadın mı?" 

Malfoy bu aralar eskisi kadar etrafta görünmüyordu bu yüzden çok az konuşuyorduk ve tabiki de başıma gelen şeylerden haberi yoktu. Çünkü herkes cezaları etrafa yayarken ben Bayan Pomfrey yardımıyla onları sürekli iyileştirip saklıyordum. Bu yüzden kimse bilmiyordu. Sadece o odaya gittiğim için şüphelenmekle yetiniyorlardı 

"Zabini Black. Neden bunu yaptın?" Profesör McGonagall yanımıza geldiğinde kolumdaki izleri gösterme fikrinden vazgeçmiştim. Bir süre daha sır olarak saklasam iyi olacak gibi duruyordu "Çünkü canım sıkılmıştı ve onun da canı sıkılsın istedim" Profesör bu cevabımla şaşırırken herkese bakarak kocaman gülümsedim