3

1K 76 12
                                    

-Yeni bölümü yazarken bu bölümde hata yaptığımı fark ettim o yüzden bu bölümü düzenledim. Eğer yeni başlıyorsanız sizin için sorun yok. Sorun eski okurlarımın okudukları bu bölümde İleriki paragraflarda eski haliyle Kanlı Baron olarak geçiyor fakat onun aslının Neredeyse Kafasız Nick olması lazım. Şimdi düzelttim umarım bir sorun oluşmaz- 

Hagrid ile bana uzatılan asalardan ve kameralardan uzaklaşmak için hızlıca yürümeye başladık. En sonunda kendimizi Cadı Kazanına atıp bir masaya oturduğumuzda nefes nefes kalmıştık. Nefeslerimi düzenlemeye çalışırken etrafıma bakındığımda gördüğüm arama ilanıyla daha dikkatli bakmaya başladım 

"Hagrid o adam kim" Hagrid elindeki içeceği kafasına dikerken gösterdiğim yere dönüp baktı "O Sirius Black , kim - olduğunu - bilirsin in en büyük  destekçilerinden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hagrid o adam kim" Hagrid elindeki içeceği kafasına dikerken gösterdiğim yere dönüp baktı "O Sirius Black , kim - olduğunu - bilirsin in en büyük  destekçilerinden. Zamanında tam 12 Muggle ı ve arkadaşı olan Pettigrew i öldürmüş. Bundan dolayı da yıllardır Azkaban da tutsaktı. Fakat artık Azkaban dan kaçmayı başarabilen ilk kişi. Bakanlık onun nasıl kaçtığını araştırmaya devam ediyor. Okulda gördüğün ruh emiciler de onu yakalamak için oradalar" 

Anladığımı belirtmek için hafifçe kafamı sallayıp önüme konan içeceği alıp içmeye başladım ve ilanı incelemeye devam ettim. Bu anıların geldiği taraflardan bir ses Sirius un suçsuz olduğunu bağırıp duruyordu. Neden anı görmediğimi sadece hissedebildiğimi sorgularken Sirius un bağıran fotoğrafı olduğundan daha gerçekçi gelmeye başlamıştı. Sanki şuan karşımdaydı da gerçekten bana bağırıyordu. 

Hagrid in bana seslenmesiyle elimdeki içeceği masaya koydum ve bacaklarımda uzanan kediyi kucaklayıp ayağa kalktım. Hagrid geldiğimiz yoldan geri döneceğimizi söyleyerek başta buraya geldiğimiz yöne doğru yürümeye başladı. 

Şöminenin önüne geldiğimizde cebinden çıkardığı tozu avcuma koyup kediyi bırakmamı istedi. Başta bunu kabul etmesem de onun kendi büyüsüyle gelebileceğini söylediğinde biraz rahatlayarak yere bıraktım ve şöminenin içine girip tozu yere atarak gitmek istediğim yeri söyledim. Geçen seferki gibi hisler beni sarmalarken kusmadan şömineden çıkmayı başarmıştım. 

Hagrid de ardımdan zor sığdığı şömineden çıkıp belini esnetti ve arkamdaki bir noktayı gösterdi. Oraya döndüğümde kedinin bana baktığını fark edip hızlıca yanına gittim ve kucakladım. "Siyam kedileri dünyadaki en eski kedi ıraklarından. Tamamen saf kanlar ve asiller. İsmi ne?" duyduğum sesle kucağımdaki kediyle müdüre döndüm. 

"Bilmiyorum efendim daha ona uygun bir isim seçemedim" Hagrid arkamızdan gelip bana baktıktan sonra konuşmaya başladı. "Gazetecilerden birine yakalandık. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama Serene yi biliyorlardı. Onun fotoğrafını çektiler. Black den sonraki en büyük haber olacağı kesin"  müdür bunu duyduğunda  bir bana bir Hagrid e baktı. "Büyü bakanlığına önceden haber verdiğim iyi oldu. Serene meraklanmana gerek yok bakanlık ve biz gerekli şeyleri halledeceğiz" Müdüre teşekkür ederek etrafa bakındım.

Evren CadısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin