『0.2』♡Yaşama Çabası♡

1.8K 119 64
                                    


Harry yumuşacık pamuklu bir yatakta zincirler elini dolanmış ve ağzındaki lanet olası tasma ile yatıyordu. Voldemort, şeklini değiştirmiş, Tom marvolo riddle'nin kılığına bürünmüştü. şömine'nin önünde deri kırmızı bir koltukta oturuyor kitabını okuyarak elindeki kahvesini yudumluyordu, harry'i fark edince genişçe gülümsedi.

"uyanmışsın" dedi, hafif kızgın sesiyle. Neden kızgın olabilir di ki? Onu buraya böylece oturttuğuna göre savaşı o kazanmıştı..

"Riddle! Sen...nasıl?.."

"tuhaf değil mi harry? Evet, eski bedenim insan hortkuluğum sayesinde geri döndü. Bazen onun eski iksirleri daha çok işe yarıyordu ama şuan ki halimdende şikayetim yok."

Sesinde aşırı derecede öfke vardı, kaşlarını çattı galiba Severus'un adını anmak ona yaramamıştı.  kitabı bir köşeye fırlattı Kahvesinide alevlere fincanıyla birlikte attı, bir süre onun yanışını izledikten sonra harry'e yavaş ama belli adımlarla yaklaşmaya başladı. 

Harry üzerindeki kıyafetlerin değiştirildiğini fark etti. Yeşil bir gecelik giyiyor sol üst köşesinde ise ölüm yiyen işareti duruyordu. Kadifemsi bir kumaşı vardı, içi tüylüydü ve buda kış ayında oldukları için vaz geçilmez bir detaydı.

Voldemort iyice yaklaşmıştı Harry'nin ayak ucuna oturduğunda harry gerildi ne istiyor bu yaratık diye düşündü. Ama marvolo bir hareket yapmadı sadece ona bakmaya başaldı... Konuşmadan tek bir kelime etmeden onun yüzüne bakıyordu...

"N-ne i-i-istiyorsun..riddle?.."

Harry istemesede çok Fazla kekelemişti. Büyük ihtimalle korkudan. Ama hayır Karanlık Lord'an korkmuyordu. Aksine, arkadaşları, profesörler, sevdiği kız(ginny), hogwarts... Harry onların başına bir şey geldi veya öldürüldüler diye çok korkuyordu.

Voldemort bu korkuyu hissetmiş olacakki hemen sırıttı. Harry'e yaklaşmaya başladı, harry iyice gerildi Gidebileceği kadar geri gidip zincirleri kırmaya uğraştı. Ama kırılmadı ayakları debelendi ve marvolo'yu engellemeye çalıştı ama o durmadı ve en sonunda onun yanına ulaştı.

Şuan tam olarak dudaklarının buluşmasına 5 cm'den az vardı. Harry onun neden bu kadar yaklaştığını anlamıyordu. Voldemort, gözlerini kapattı ve Harry'nin kucağına yattı. Ardından ekledi :

"saçlarım. Onlarla oyna."

Sesinde bir gram rica veya taleb yoktu. Direk emir veriyordu. Harry düşündü, eğer bu adam kazandıysa arkadaşlarıda onun elindedir! Herkes... Onlara zarar verebilme ihtimalini düşündü. Eğer belki bir ihtimalle onunla yakın olursa, onlara zarar vermemesini sağlardı? Bu seçenek oldukça mantıklıydı.

Parmaklarını Tom riddle'nin saçlarına yerleştirdi Harry. Yumuşacıktılar, hiçte Marvolo'nun içindeki karanlık gibi değildiler kolayca şekil alıyorlardı. Sonbahar yaprağı, ölüm kan ve biraz zehir kokuyordu saçları. Harry nedensizce bu kokuyu sevdi ve içine çekti.

"İyi çocuk."

Bu sözü Harry'nin içine işledi. İyi çocuk.. İyi çocuk.. İyi çocuk...

"benden ne istiyorsun marvolo?"

"yakında göreceksin. Ama önce sana güzel bir şey göstereceğim."

Yüzünde sinsi bir gülüş vardı. Harry tabii ki rahatsız oldu. Onun bu rahat tavırlarını sevmedi. Ve sadece onun yüzüne bakmaya devam etti. 

Tom, yataktan kalktı ve odadan ayrıldı, beş dakika sonra elinde o şey ile geri döndü. Kırmızı bir yakuta benziyordu... Evet, evet o düşündüğü şeydi.

"felsefe taşı?!?"

"akıllı çocuk."

Felsefe taşı kırılmamış mıydı?! Nasıl yani... Yalan mıydı? Yaşlı bunak ona yalan mı söylemişti?..

"bu benim ölümsüzlüğümün anahtarı... Tabi bu senin için ama umrumda değil."

"...ne demeye çalışıyorsun?.."

Marvolo kıkırdadı taşı masanın üstüne sanki değersiz bir şeymiş gibi koydu ve Harry'e yaklaşmaya başladı. Baş ucuna oturdu, çenesinden tuttu ve kendine doğru çekti ve ardından ekledi :

" senin sevdiğin kişiler benim umrumda değil. Sadece benimsin, hep benimsin, hep benim olacaksın! Asla başkasını sevmeyeceksin sadece ben... Sadece benim.. Benim.."

Korktu..çok korktu, geri çekilmek istedi ama marvolo çok sıkı tutuyordu. Harry'nin dudaklarına yaklaşmaya başladığında harry onu tüm kuvveti ile itti.

" dokunma!"

Dedi ve geri çekildi. Marvolo birden sinirle kaşlarını çattı bu sefer Harry'nin ellerini tuttu ve onu yatağa yatırdı. Üstüne çıktı ve anlamadığını düşünerek tekrarladı :

"benimsin. Benim olacaksın. Hep benimsin. Duydun mu potter? Hep benim olacaksın. Bu 'canavar' olarak tasbir ettiğin adamın dudaklarına kendin yapışacaksın ve kim bilir..."

Riddle duraksadı. Kahkaha attı ardından Harry'nin burnuna kendi burnunu değdirdi.

"belki çocuğumuz olur ha? Küçük ben'ler."

Harry irkildi. Korku hissi sırtını yalıyormuş gibi hissetti. Ama iğrenmedi? Nedenn... Onunda mı psikolojik sorunları vardı? Sadece kızlardan hoşlanıyordu değil mi?.. Hayır pes etti. Ginny'i öptüğünde bir şey hissetmemişti veya diğer kızları. Ama marvolo şuan üstündeydi. Yanaklarına hücüm eden kanı hissedebiliyordu.

"kızardın mı potter~ kızardığın zaman çok tatlı oluyorsun. Bana itaat etmeyi öğrendiğinde sana hediyeler verebilirim."

Harry anında gözlerini marvolo'nun kilerle aynı hizzaya getirdi.

"n-nasıl ö-ödül bu-bunlar...?"

Kahretsin harry, Niye kekeliyorsun?! Karşında aileni öldüren bir adam var. Her şeyini elinden alan seni hortkuluğu olduğunu öğrenmeden önce öldürmek isteyen bir adam var!

"dostlarının yaşması, onların yanına gelmesi ve çok fazla itaat edersen.."

"Sana asla itaat etmeyeceğim! Asla yalvarmayacağım! Unut bunu Voldemort!"

"pekala. Benim adıma sıkıntı yok. Onlar ölür ve sen sadece bana kalırsın."

Harry korkuyordu. Tam o anda içeri Bellatrix daldı ve lordunun, Harry'nin üstünde yatar bir biçimde gördüğünde biraz tiksindi, ama sadece harry adına. Bunu hissetmişti harry.

"lordum..." yavaşça eğildi kıvırcık saçlı cadı.

Marvolo Harry'nin üstünden kalktı sirkelendi ve yüzünü Bellatrix'e çevirdi.

"Dinliyorum bella."

"5 kişi kaçmayı başardı."

Harry'nin yüzünü bir gülümseme kaplarken o 5 kişinin kim olduğu hakkında bir sürü fikri vardı.

☠┆𝙷𝚊𝚛𝚛𝚢 𝙿𝚘𝚝𝚝𝚎𝚛 𝚟𝚎 𝚉𝚊𝚖𝚊𝚗 𝙺𝚊𝚟𝚛𝚊𝚖ı┆☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin