18.BÖLÜM

901 48 185
                                    

Hellöö, nasılsınız?

Sizden ricam lütfen oy verip yorum yapın.

Yorum yapılmayan bölümde okuyucuların hayalet okuyucu olduğunu düşünüyorum. Herkesin kendi düşüncesi elbette ama sizler yorum yapmadığınız zaman yeni bölümü yazmak inanın içimden gelmiyor ve bu da diğer okuyanların canını sıkıyor. Çünkü yeni bölüm bekliyorlar.

-

- Atlas Denizoğlu -

Çok uzun süredir sessiz kalmanın, içimde hissettiğim duyguları gizlemenin huzursuzluğunu yaşamak, bir operasyonun ortasında tek başına kurşunsuz kalmak gibi hissettiriyordu bana.

Hayatı boyunca dümdüz yaşamış bir adam olarak, aşkın kapımı çalmış olmasına yüreğim inanamasada ona bakmak, onun gözlerini görmek ve aldığı nefesi tenimde hissetmek her dakika şükretmeme sebep oluyordu.

Şimdi karşımda rahatça nefes alırken, tatlı uykusunda hafifçe kıpırdanmasını izliyordum.

Benim yatağımda ilk defa uykuya dalışı düştü aklıma. Ürkekçe uyumuştu. Bana hissettirmek istemese bile kendini rahat bırakarak uyuyamayışından anlamıştım.

Nermin Hanım'ı ısrarla tembihlediğimi de hatırlıyorum. Benim olan şeylere benden başka birinin dokunmasından hoşlanmadığımı bilirdi.

Çalışma odası bu yüzden şifreliydi.

Gerçi bu birazda kimseye güvenmediğimden kaynaklıydı fakat o odayı bile bir tek ona açmıştım.

Nermin Hanım'ın söylediğim cümle karşısındaki afallamasını unutamıyordum. Emin misin oğlum, diye sormuştu.

Kesinkes bir dille emin olduğumu, çarşaflara da yatağa da dokunmamasını söylemiştim.

Bir kokunun bana bu kadar iyi geleceğini, yaşamı hissettiğimi tahmin dahi edemezdim.

Güçsüz düştüğümü düşündüğüm her an, sadece onun yanında kalarak eski gücümü toplamaya çalışıyordum.

O bunu bilmiyordu.

Bilse tepkisi nasıl olurdu, bilmiyordum. Kızar mıydı, çok mu öfkelenirdi ya da şaşırır mıydı? Belki de bana inanırdı.

Bazen yaramaz kız çocukları gibi davranıyordu. Öyle tatlı ki ona zarar verip, zaten azıcık kalan mutluluğunu da elinden alacağım diye korkuyordum.

17 yaşında sokaklarda kalmış bir çocuk için ev aramak zordu. Kalabileceği bir yerin olması onun için en iyi ihtimalken, şimdi adının anlamı sığınak olan kadının varlığını bilmek ona zaten evindeymiş gibi gelirdi.

Yaşadıklarım, bana hissettirdikleri bunlar ve bunlardan daha fazlasıydı.

İşaret parmağımı sıkı sıkıya sarması, bazen dişlerini gıcırdatması bazense uyku arasında mırıldanmasını izlemek ve aklıma kazımak, asla unutmak istemediğim anlar olsun istiyordum.

Saçları sonbaharı andırıyordu. Sert rüzgarın savurduğu, kokusunu bana getirdiği saçları, beyaz yastığa bir ressamın fırçasından çıkan boyalar gibi dağılmıştı.

Gözlerimin saçlarına değmeden önce kirpiklerini saymak akıl işi değildi. Bunu sıkıldığımdan dolayı yapmamıştım. Ki onun yanında kimse sıkılmazdı.

Kirpiklerini saymak ve o sayıyı aklımda tutmak, yalnızca onu ezberlemek istediğimden kaynaklıydı.

Eğer olurda bir gün o kirpiklerden birisi düşerse onda ne kadar kirpik kaldığını ve yerine daha kaç tane kirpik çıkacağını bir çakıyla değilde hançerle kazımak istiyordum aklıma.

MAHKUM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin