20.BÖLÜM

823 39 69
                                    

Hellöö, nasılsınız?

Lütfen yıldıza dokunarak oy vermeyi ve paragraf aralarına yorum yapmayı unutmayın.

Çok uzun zaman olmuştu bölüm paylaşmayalı. Bende bunun için bir açıklama gereği duydum.

Yks öğrencisiyim ve bu süreç çok yorucu. Bu yüzden de hedefimin sonunda başarılı bir yola ulaşmak istiyorum.

Bölümler bu yüzden nadir gelmek zorunda kalacak ve bunun için özür diliyorum.

⛓️

Sığınak.

Atlas Denizoğlu benim sığınağım.

Sığındığınız insanlar olmalı hayatlarınızda. O insanlar için bütün damarlarınız koptuğunda, aranızda bir yaşam bağı oluştuğunda, güven duvarının gölgesi üstünüze düşmeli.

Benim güven duvarım Atlas Denizoğlu.

Yalanları var, evet. Söylediği yalanlar ve gözümün içine her baktığında canımı öylesine çok acıtan cümleleri var ama o yalanların yanında tüm sevdasını hissettiğim kalbi de var.

Sevmek de acıya dahil mi? Eğer öyleyse daha kaç gece böyle göğsünde, hissettiğim güvensizlikle uyuyacağım?

İçimde yaşadığım ama bir an olsun onun yüzüne vurmaktan çekinmediğim bu güvensizlik duygusuyla içten içe konuşuyordum.

Bunu o da biliyordu. Bilmek ona acı veriyordu.

Her şeyin güzel olmasını istemek belki de aptallıktı. Eğer öyleyse aptal olmak ve bu aptallığın getirisiyle mutlu olmak istiyorum.

"Sevgilim."

Parmakları saçlarımda gezindi. Nefes alıp verdikçe inip kalkan göğsünden dolayı hâlâ orada uyuduğumu fark etmem uzun sürmedi. Hafifçe kıpırdandım. Bir bacağımı onun bacaklarının üzerine atmıştım. Kolum belini sıkıca sarmıştı.

"Geç kalıyorsun, Meva."

Omuzlarımı silktim. "Beş dakika kadar daha uyuyabilirim." dedim, kurumuş boğazım yüzünden çatlak çıkan sesimle. Dudaklarının arasından dökülen, bana melodi gibi gelen sesinden gülümsediğini anladım.

"Burayı sevdiğini biliyorum, burası zaten senin. İstediğin her an hemde. Ama birtanem girmen gereken bir duruşma var ve bence sen bugünlük de olsa çok sevdiğin yerinden kalkıp işine gidebilirsin."

Yüzümü boynuna yaklaştırarak burnumu boyun boşluğuna yerleştirdim.

"Kahvaltı etmem. Onun yerine biraz daha uyuyabilirim." dedim, içime derin bir nefes çekerek. Ağır hareketlerle belimi okşadı. "Zahmet ettim, kahvaltı hazırladım sana." dedi. Zahmet ettiğini bilerek söylüyordu. Amaç zorla bana bir şeyler yedirmek istemesiydi.

Başımı hızla kaldırdım ve kısılı, uykulu gözlerle ona baktım. Yüzünde bir gülümseme belirdi hemen. "Bana kahvaltı mı hazırladın?" diye sordum, inanamaz gibi. Başını sallayarak beni onayladı.

Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı ve çeneme bir öpücük bıraktı. "Günaydın diyeyim o zaman sana." dedi, öpücüğü kastederek.

"Günaydın." dedim, gülümseyerek.

Kaşları çatıldı. "Sen öpmeyecek misin?" diye sordu. Gözlerimi gözleriyle birleştirdim.

"Öpmemi mi isterdin?"

MAHKUM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin