"Öykü'cüm bak açıklayabilirim en sevdiğim masalım!"
"Açıkla lan!" Korkarak hızlıca elindeki terliğe göz attım. Sonra sol yanımdaki odanın kapısına bakıp yumuşak G planımı kurdum.
"Sensiz ekler sipariş ettim!" diye çığlık atarak odaya kaçtım. Tam kapıyı kapatıp kilitleyecekken son gördüğüm burnuma doğru gelen terlik oldu.
~~~
Avukat Beyciğim: Hayattasın? {14.38}
Avukat Beyciğim: Bir şey mi oldu? {14.59}
Avukat Beyciğim: Arel? {15.22}
Avukat Beyciğim: Öykü anlattığın gibi biriyse harbiden korkmaya başladım {15.27}
Avukat Beyciğim: Az önce Ege ile konuştum. İyiymiş ama kafasında şişlik oluşmuş
Avukat Beyciğim: Sen şu Öykü'yü okçuluğa falan götür bence. Nişanı baya iyi. Bana da öğretsin {15.43}
Avukat Beyciğim: Sen gideli bir saat oluyor, neredesin ya? {15.58}
~~~
"Arel bak cidden çok çok çok özür dilerim!"
"Masal'ım tamam, inanıyorum dedim ya!" Ona "masal" demek eğlenceli oluyordu.
"İyi de sen masallara inanmazsın ki!"
"O ikisi aynı şey mi, geri zekalı!"
Öykü'nün son anda attığı terlik burnuma isabet etmişti. Önceden zaten hasarlı olduğu için kanamasını durduramamış, Öykü'nün bir arkadaşına gitmiştik. Fazla kanama yüzünden gözüm de karardığı için işimiz uzun sürmüştü.
"Telefonum nerede?" diyerek ceplerimi yoklamaya başladım.
"Evde kaldı o. Bir sorun mu var?"
"Yok." diyip önüme döndüm. Kırk yılda bir fakirliği boş verip taksi çağırmaya karar vermiştik ama boş taksi bulamadığımız için yürümek zorunda kalmıştık.
Öykü'nün yanımda olmadığını fark edince arkama döndüm. Sanki dolar bir anda iki liraya düşmüş gibi gözlerini kocaman açarak bir yere bakıyordu. Geriye doğru birkaç adım atarak yanına geldim. Baktığı yere bakınca ecelimin geldiğini anladım.
"Ha siktir..." Öykü devasa gözlerle bir dükkana bakıyordu. Cama yapıştırılan posterde hayvan gibi "%40'a varan indirimler!" yazmasa her şey daha iyi olabilirdi.
Öykü kolumdan beni çekip içeriye sürüklemeye başladı. Bu güce karşı gelmem imkansızdı. Ölüyorum diye isyan etsem bile duymazdı.
İçeri geçince Öykü hızlıca raflar arasında kayboldu. Ben ise bulabildiğim en tenha yere geçip beklemeye başladım. Dükkan cidden kalabalıktı ve bu hiç hoşuma gitmiyordu.
Birkaç dakika sonra nefes alamadığımı hissedip hızlıca dışarı çıkıp duvara dayandım. Dükkan aşırı kalabalık, havasız ve sıcaktı. Elimi kalbimin üzerine koyup bekledim. Kalbimin yine normal attığını hissediyordum. Hep böyle gelirdi ki bana. Köpek istilasına bile uğrasam kalp atış hızımı hep normal hissederdim. Biraz sakinleşmek için etrafta su aradım ama yoktu.
Geri dönmek için Öykü'ye bakındım ama kalabalık yüzünden içeri giremiyordum.
Dükkanın karşısında bir bakkal görünce dayandığım duvardan sırtımı ayırıp birkaç adım attım. Ama beş parasız bir fakir olduğumu hatırlayıp eski hâlime döndüm.
Beş liran olsa ne yazar lan, fakir?
Fakir ne yazacak, geri zekalı?
Tamam bugün de malız çok şükür!
İçime doğan bir hisle etrafa bakınmaya başladım. İzlendiğimi hissediyordum nedensizce.
Birkaç saniye sonra da gördüğüm iki kişi ile durdum.
Zaten duruyorsun?
Kes lan!
Ege, muhtemelen aniden durmuş olan, abisine bakıyor. Yanındaki Araz olduğunu tahmin ettiğim kişi ise kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
O beni merak mı etmişti?
Ona en son Öykü'nün geldiğini söylemiştim. Şimdi ise dışarıdaydık ve sanırım yalan söylediğimi düşünüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avukat Bey -Texting- ✓
HumorSiz: Avukat Beeeeey Avukat Beyciğim: Buyurun? Siz: Bekar mısınız? Avukat Beyciğim: Pardon? Siz: Klavyeme tüküreyim bakar mısınız yazacaktım ben... Siz: Kusura bakın. Siz: Yine de cevap verin bari bekar mısınız? Kapak Tasarımı için @esraav20'ye teşek...