14: İÇİNDEKİLERİN YANKISI

95 18 2
                                    

Oy vermeyi ve yorum yaparak destek olmayı unutmayın.

Keyifli okumalar.

🥀

🥀

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🥀

14. Bölüm: İÇİNDEKİLERİN YANKISI

Aslında kimseye güzelce kendimi anlatamadım. Birilerini hiç beklemediğimden, nasıl sabredilir öğrenmedim. Önceden kâbusların ardında beni bekleyen bir anne şefkati vardı; şimdi kâbuslardan sonra kime atılmam gerektiğini şaşırmıştım. Hiç para derdim de olmadı. Fakirlik çekmedim ve üşümeme izin vermedi ailem. Kendime asla zarar vermedim çünkü annemle babam beni öperdi. Kimseyi kırmamak gibi bir derdim yoktu çünkü erkek kardeşimle birbirimizi yıpratırdık.

Elleri üzerimden çekildiğinde, nefes nefese kalmıştım.

Bir kâbusun ardından gerçekliğe kavuşmuş gibiydim.

Göz göze geldiğimizde ellerim ensesindeydi. Utanç açlığın önüne geçtiğinde yanaklarımın kızardığını, hayır; kazan gibi kaynadığını hissettim. "Alin-" Bir anda geri çekilmek için atıldığımda Mars beni bileklerimden yakaladı ve uzaklaşmamı engelledi.

"Lütfen bir şey söyleme." diye fısıldadım utançla. Mars kaşlarını keyifle kaldırırken beni ensemden tutup kafamı gövdesine yasladı. Ellerim onun göğsünde birleşirken bana sarılmasına izin verdim. "Sakın benimle dalga geçme." dedim ne diyeceğimi bilemez bir hâlde.

"Asla." Saçlarımda gezinen parmakları bedenimin gevşemesine yardımcı oluyordu. "Yanlış bir şey yaptığını mı düşünüyorsun?"

Gözlerimi yumdum. "Hayır..." Yutkundum. Bunu kendime bile itiraf edememişken ona söylemek beni geriyordu. "Sadece... Sen her yamacıma girdiğinde bekledim."

"Sıcaklığını hissediyorum, cayır cayırsın."dedi. Elinin tersiyle yanağımı okşadığında dudaklarım kıvrıldı. Hayatımın belki de en büyük, en devasa, en çok pişman olacağım hareketiydi fakat öylesine garip bir huzurla dolup taşmıştım ki bu an bitsin istemedim. Mars'ın kolları huzurdu işte.

Ev telefonunun sesi salonu doldurduğunda başımı usulca kaldırdım. Birlikte mutfak tezgahında duran telefona baktık. "Kim ki bu saatte?" diye sordum daha çok kendime hitaben. "Edna uyanmadan bakayım." Mars beni özgür bıraktığında hızla telefona ulaştım ve çağrıyı onayladım.

"Alo?"

Boğuk bir erkek sesi; "Öpüştüğün herif ona ihanet edeceğini biliyor mu?" dedi.

Tüylerim diken diken olurken gözlerim usulca kısıldı. Kesinlikle cama veyahut Mars'a bakmamalıydım. Anlar, öfkelenir ve telefonu bu adama yedirirdi.

"Yanlış numara sanırım."

Şen kahkahası neredeyse midemi boşaltmama neden olacakken: "Seni onun elinden bir uzvunu kör bir bıçakla kesercesine, ağır ağır alacağım Nóvak. Ana şimdilik sana yardımcı olacağım Fare. Kumarhane sahibi; bir denek. Git ve onu al."

İBLİSLER VE AZİZELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin