4: GÜZELSİN

108 20 7
                                    

Herkese merhaba! Öncelikle bölüme hoş geldiniz.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Destekleriniz motivasyonumdur. Bunu göz önünde bulundurarak satırları yorumsuz bırakmayın. Kitabı bu bölüme kadar geldiyseniz sevdiniz diye düşünerek sizden rica ediyorum çevrenize önermeyi ihmal etmeyin.

O zaman...

Keyifli okumalar.

🔸

🔸

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

4. Bölüm: GÜZELSİN

"Tanrım,"

Annem odasında ağlıyordu. İnançsız bir ergenden başkası değildim. Hiçbir şeye, sözlere, cümlelere, dualara, kutsal kitaplara, kiliselere... İnanmıyordum. Ve annem beni inanmadığım birine emanet etti. Hiç görmediği, sesini duymadığı birine nasıl ilk kızını emanet ederdi? Zaten altı eylül akşamı dedi şunu:

"Kızımı koru. Onu keşfetmelerine izin verme."

Bakışları gri olan bu esmer adamın yüzünü inceliyordum. Korkudan bedenimin titrediğini hissediyor muydu? Hissediyordu. Hâlen bileklerim avcu arasındaydı. Teni, sıcacık teni buz kesmiş tenime donunmaktan çekinmiyor muydu? Hiç tanımadığı birine nasıl bu kadar yakın duruyordu? Neden bana bu kadar öfkeli bakıyordu? Onun peşine düşen ben miydim, aksine o benim peşimde takılı kalmıştı. Öfkeli öfkeli bakması gereken bendim, tabii titrememi durdurmayı başarabilirsem.

"Canım yanıyor, bırak artık ellerimi."

Bakışları kısa saniyeliğine avcu içinde unuttuğu ellerime kaydı. Bir anda ellerimi bıraktığında acıyan bileklerimi önüme çektim. Hızla onu ittirdim. "Manyak herif!" Bakışları misliyle öfkeli bana döndü. "Ruh hastası!"

Bana doğru sert bir adım attığında tekrar kapıya yapıştım. İşaret parmağını bana doğrulttu. "Buradan cesedini çıkarmak saniyelerimi alır." Kaşlarım hayretle ve yüzündeki bunu gerçekten yaparım ciddiyetiyle çatıldı. "Benimle düzgün konuşmam için seni son defa uyarıyorum."

"T... Tamam." dedim bir anda. "Çekil artık."

Son bir bakış atarak çekildi. Rahat bir nefes verdim. İri bedenine kısa süre baktıktan sonra gözlerim hapsedildiğim odaya kaydı. Burası bir yatak odasıydı. Şaşkınlıkla kalakaldım. Üst katta bu kadar sakinlik olmasının sebebini şimdi anlıyordum.

Soluklandım. Bulunduğumuz ortam önemli değildi. "Mars..." diyebildim korkudan sıyrılıp asıl amacıma vardığımda. "Sen misin?" Pencereye doğru yürüdü ve jaluziyi işaret parmağı ile kaldırdı.

İBLİSLER VE AZİZELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin