Annemler teyzemin evinden eve geri geleli yaklaşık olarak gün olmuştu. Şimdi ise 3'ümüz benim favorim olam siyah mercedes arabamıza binmiş sessiz sedasız hastaneye gidiyorduk. Annemle ben arka koltukta birbirimize sarılmış bu işten bir çıkış, bir kurtuluş yolu arıyorduk. Babam bir yandan arabayı sürerken bir yandan da bizim moralimizi yükseltmek için saçma sapan ve bana göre gram komik olmayan espriler yapıyordu. Ben, espirileri dinler gibi yaparken iç dünyamda kendimce bir çatışmaya girmiştim.Onları gerçekten de çok seviyordum ve ailemden, beni koruyup kollayan meleklerimden ayrılmayı hiç bir zaman istememiş, istemeyecektim de. Yani zaten öz olmadıklarının ilk günden beri farkındaydım. Bana göre kan bağı önemli bir kriter değildi hiçbir zaman.
Ben hep doğuranın değil bakanın anne olduğuna inanıyorum. Çünkü herkes çocuk yapmayı biliyor ama kimse çocuk bakmayı bilmiyor... Bana göre, Bu hep böyle gelmiş ve böyle de gidecekti. Kimine göre annelik genle geçse de bana göre kalpleydi. Sana doğruyu ve yanlışı bir kaç kromozom ile öğretebilir miydi bir insan? Senin hasta olduğunda başında sabahlayan, seni her daim destekleyen, asla yüz üstü bırakmayan hep arkanda değilde yanında durup senin elini tutan kanatsız bir melekti anne. Bu yüzden o ve babam benim için mükemmeldi. Çünkü her sorunum olduğunda ilk onlar imdadıma koşardı. Her ağladığımda, her güldüğümde, kırıldığımda, düştüğümde yanımda onlar vardı. Bir başkası değil! Açıkçası şuan tek sıkıntım annemler den ayrılma ihtimalimdi. Bunun dışında benim hiçbir sıkıntım yoktu. Ben şuanki halimden oldukça memnundum.
...
Hastane odasında anneme sarılmış bir halde öylece duruyordum. Odada toplaö 3 aile vardı. Biz, beni yetimhaneye bırakan aile ve benim onların çocuğu olduğumu iddea eden aile. Benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim ve büyük ihtimalle benim ile karışan sarışın, Neşeli bir kızdı yanında ki iki oğlanla şakalaşıyordu. Benim gibi o da hafif bir gerginlik yaşıyordu. Bunun anlamı onda da kaybetme korkusu olduğuna işaretti. Yani anladığım kadarıyla o da bulunduğu aileyi seviyor ve bağlı hissediyordu.
Bunu severdim, yani insanları analiz etmeyi. İnsanlar hareketleri karakterleri hakkında çok şey söylerler aslında. Onu incelemeyi bitirdiğimde şu kanıya varmıştım; Ailesi (büyük ihtimalle benim biyolojik olarak ailem olan aile) onu bırakmak istememesinin yanında beni de yanlarına almak istiyorlarmış. Açılan kapıyla doktor geldiğini zannederken Arda ve Arası görünce şaşkınlıktan az kalsın küçük dilimi yutuyordum. Beni gördüklerinde hiç te şaşırmışa benzemiyorlardı. Sırıtarak bana el salladılar ve yerlerine (sarışın kızın yanına) geçtiler.
Bir süre sonra doktor geldi. Kan aldıktan sonra babamla kantine indim. Açlıktan ölüyordum. İki Adana kebabı mideme gömdükten sonra doktorun odasına çıktık. Kan aldıktan 2 saat sonra sonuçlar hemen çıkmıştı. Normalde bir haftaya anca çıkarmış ama göt korkusu başa belaydı işte. Ne yaparsınız... Şikayette bulunmakla tehdit edilince en ön sıraya konulmuş ve hemen testin sonucu çıkmıştı.
Sonuç pekte umrumda değildi. Zaten tahmin ettiğim test sonucunun hayatıma bir etkisi olacağını zannetmiyordum açıkçası. Beni çok seven bir ailem vardı benim. Öz olmamaları önemli değildi doğrusu. Bu yaşıma kadar beni onlar getirmişti ve onlar benim kurtarıcı meleklerimdi. Ve sonunda doktor acun Ilıcalı misali bir gerilim eşliğinde benim kesin emin olduğum ama umursamadığım o sonucu açıkladı.
Ben, Aydın Korkmaz'ın kızıydım. Ama bu gerçek benim pekte umrumda değildi. Bu benim için bir yıkım değildi. Hatta hayatımı değiştireceğini bile düşünmemiştim. Tek iyi yanı Aras ve Arda ile üçüz olmamdı. Kim 3 dahi üçüz olmak istemez ki? Ha birde Melis vardı. O da bizim kadar olmasa da cidden zeki bir kızdı. Ve gözlemlediğim kadarı ile de çok iyi kalpliydi. Bu arada beni yetimhaneye bırakan ailem, beni ve ailemi bir cafe de oturmaya davet etmişlerdi. Başta babam kabul etmek istemese bile annem benim içimi kıpır kıpır eden isteğimi ve merakımı fark etmiş olacaktı ki onu da ikna etmişti. Babam ise biricik eşi ve ilk aşkı olan annemi kıramamış kabul etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çakma Watty Kızı; Ailelerim Mi?!
Hài hước'Hayat sana limon verdiyse yaprak sarmaya sık!' Ben Mina ya da öz ailemin bana deyişi ile Arya. Şuan da 16 yaşındayım, üstün zekalıların okuduğu bir okuldan mezunum. Hayatımın son zamanları işsiz kalmanın depresyonu ile geçerken bir gün beni evlat e...