Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, şimdiden teşekkür ederim hepinizeee
Veee sessiz bir köşeye geçmenizi tavsiye ederim.❤
Keyifli okumalar!
1 Ekim Pazartesi, 2018
Dün
Kapkaranlık bir oda; insanı bunaltabilirdi, nefessiz bırakabilirdi, yaşamdan enerjisini kesebilirdi, görünüşünü soldurabilirdi ve yüzünü de düşürebilirdi. Hepsi tek tek gerçekleşti. İlk önce bunaldı, nefessiz kaldığını hissettiği sırada yaşamdan ümidi kesildi, görünüşü soldu ve yüzü düştü.
İçine bunaltıcı havayı çektiği sırada oturduğu sandalyeden ayağa kalktı ve ilerleyip ışığı açtı, oda, beyaz ışıkla aydınlandığında geri gitti ve tekrardan sandalyesine oturdu.
Nefes almak yerine daha da daraldı ve hemen elleri yarım boğazlı tişörtünün yakalarına gitti, başını havaya kaldırdı ve nefes almaya çalıştı. O sırada koltukta uzanan Mervan, telefona bakmak yerine yan gözle arkadaşını izliyordu.
Mervan, yarısı yeşile boyanmış saçlarına elini daldırdı ve uzandığı yerden doğrulup bacaklarını açarak koltukta oturdu, telefonu koltuğa bıraktı ve sonra da dirseklerini dizlerine yasladı. Nefes almaya çalıştığı için dudakları buruşan ve gözleri kısılan arkadaşının yüzüne baktı ve bu manzaranın, imkânsız bir şekilde kendi yüzüne de yansıdığını hissetti. "Takım elbiseni çıkartmışsın?"
"Evet," dedi ve o da sandalyenin başına kafasını yasladı sonra da geçmişini, açık gözlerle hatırlamak istermiş gibi tavanı izledi. "Dayanamadım, nefes alamadım ve çıkartmak zorunda kaldım. Boğuluyordum, kravat çok boğazımı sıktı, çocukların gözü önünde çıkartmak zorunda kaldım." Başını sandalyeden çekti ve kendisini pür dikkat izleyen adama, Mervan'a tuhaf tuhaf baktı. "Çocuklar, komik bir şey yaptığımı düşündüler, bir sorunum olduğunu anlamasınlar diye devamını getirdim. Getirmek zorunda kaldım. Soyundum."
Tüm bu stresli anda, karşılık olarak Mervan, sanki ağzında su varmış gibi kendisine engel olamayarak, yarım tükürerek güldü. "Çocukların gözü önünde soyunmak mı? Hiç senlik bir hareket değil," dedi ve arkadaşının gözlerinin içine dikkatle baktı. "Ama senden beklenebilecek bir durum." Arkadaşını baştan aşağı süzdü. "Seni o anda hayal edemiyorum, keşke o an orada olup izleseydim." Gözlerini kısarak yarım ağız gülümsedi. "Ciddi ciddi soyunmuşsun ve ben, başka bir zaman asla senden göremeyeceğim o komik anı kaçırmışım." Kendi ayakkabılarına yapmacık bir üzüntüyle baktı. "Tüh."
"O an, o kadar zor durumda kaldım ki, kendimi çocukların önünde palyaço gibi hissettim." Acınası durumuna komik komik güldü. "Halbuki o an, dünyayı karanlık görüyordum."
"Kısacası feleğin şaşmış," dediğinde karşısındakinin dikkatini üstüne çekmek için sağ kolunu havaya kaldırarak parmaklarını şıplatmıştı. "Ne komik, şimdi arkandan nasıl gülüyorlardır ama." Nefesini ağzından saldı. "Biraz sabredebilseydin keşke." Sabır kelimesi... Birden yüzü düştü ve yarım açık, dalgın gözlerle yere baktı fakat gördüğü yer, yer değildi. "Sabredemezsin çünkü kravatın manevi yönden nasıl boğduğunu iyi bilirim. Gerçi senin boğulman maddi bir durum ama olsun."
Sandalyede oturan arkadaşı, bulundukları odaya, kafasını oynatmadan boş bir çabayla gözlerini gezdirdi. Eğer bu odada bir cam olsaydı, kendisinin fiziksel olarak nefes alabilmesi için, Mervan'ın ise ruhen nefes alabilmesi ümidiyle camı açardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALANCILAR BİRLİĞİ
AksiyonBölümler uzun olduğundan her bir bölümü yavaş yavaş ve sindirerek okumanızı tavsiye ederim. Hira Taşdelen, oldukça sakin ve sabırlı bir kızdır ve kader ile tesadüf kelimelerinin hangisine inanacağını bir türlü seçemez çünkü yaşadıkları kaderin çizeb...