Polis Mafya'm +18

8.part

Yavaşça gözlerimi önüme çevirip elimi direksiyona koydum.

Telefonda benden cevap bekleyen çalışana dönüp "teşekkür ederim. Yalnız bu söylediklerin ikimizin arasında kalacak. Dosyayı kapatıp evime göndereceksin. Bu sadece seninle benim aramda kalacak duydun mu beni"

"Tamam amirim. Dediğiniz gibi bu ikimizin arasında kalacak. Dosyayı yarın sabah evinizde bulabilirsiniz"

Dedikten sonra telefonu yüzüne kapatıp torpidoya attım.

Yavaşça ha-rine dönüp baktığımda ellerini iki yana düşürmüş başıda sağ tarafa doğru kaymıştı.

Gözlerim arsızca bedeninde durunca dizlerine baktım. Etek dizlerinin iki karış üstünde ve hafif yana açılmıştı.

Sıkıntıdan nefes verip geri yüzüne döndüm. Sinirle üstümdeki ceketi çıkartıp yavaşça üzerine örttüm.

Yavaşça kilidi çevirip arabayı çalıştırdım.

Evin önüne gelene kadar ha-rinden ses çıkmamış uyanmamıştı.

Uyandırıp uyandırmayacağımı bilmiyordum.

Uyandırırsam huysuz olacağını düşünüp kapıyı açıp arabanın önünden dolanıp kapısını açıp bir elimi belinden diğer elimi ise bacaklarının altından geçirip kucağıma aldım.

Evin kapısının önüne geldiğimde görevlinin kapıyı açmasına şaşırmış ve mutlu olmuştum.

Merdivenleri çıkıp odasına gittiğimde odasını dağınık gördüğüme şaşırmıştım.

Hizmetliler toplamamıştı ve belki de Ha-rin toplamalarını istememişti.

Yatağına uzatıp üzerini örttüm.
Odasından çıkıp odama girip gömleğimi çıkartıp duşa girdim.

Duştan sonra saate baktığımda saat 9:40 gösteriyordu.

Yatağıma girip gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

Ha-rinin ağzından:

Yavaşça gözlerimi açınca kendimi odamda buldum.

En son arabada oturmuş jungkook'u bekliyordum.

Saate baktığımda saat 9:34 gösteriyordu.

Bugün dersim yoktu ama dün yarıda kalan konuşmayı karakola gidip öğrenecektim.

Aklıma mesaj gelince hızlıca yatağımdan kalkıp yerdeki elbiselere baktım. Hizmetlilere toplamamaları hususunda uyarmıştım.
Jungkook bunu görsün ne kadar sinirli olduğumu anlasın diye yapmıştım.

Şimdi toplamanın zamanıydı. Yırtılmış kartonları bir köşeye alıp elbiseleri boş koltuğa atmıştım.

Giymeyecektim onları. Bana hırsız muamelesi gördüren yerin kıyafetlerini giymek istemem.

Mesaj hakkında da bir planım vardı.
Eninde sonunda bu evden gidecektim.

Odamdan çıkıp merdivenlerden aşağı inip mutfağa girdim.

Dolabı açıp içine baktım. Süt görünce sevinip kutuyu dezgahın üzerine indirdim. Bu bana beş yaşımdan kalan alışkanlıktı.

Babam uyanmadan sütü baş ucuma koyar uyanınca içmemi söylerdi. O günlere gitmek için canımı verebilirdim.

Dolapları açıp bardak aradım. En sonunda bardak bulunca sevindim.
Sevinmem aniden kendini sinirlendirmeye bıraktı. Çünkü bardak çok yüksekteydi.

Yine de elimi uzatıp almaya çalıştım.
Elimi serbest bırakıp tekrar yukarı kaldırdım.

Yetişmeyince ofladım. Arkamı dönecekken omuzlarımda el hissedince ürperdim.