Tehlikeli ve psikopat bir polis.
Sevdiği kadını sahiplenip kısıtlayan bir adam..
Herşeyiyle onu kabul edebilecek kadın.
Sonradan ortaya çıkan çocukluk aşkı...
Jeon Jungkook.
Polis Mafya lideri.
Hikayenin içeriği:
Jeon Jungkook'un babası polisliğe i...
Aynanın karşısından ayrılıp giyinme odasına gidip boğazımı kapatacak boğazlı bir kazak buldum...
Kazağa uygun kombin yaptıktan sonra giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Boğazımın öbür görünen kısımlarına kapatıcı sürüp yüzümdeki makyajı tamamladım...
Odadan çıkarken Jungkook içeriye girdiği için çarpıştık...
Jungkook yüzüme muzip bir gülümsemeyle bakıp "eserimi saklamışsın güzelim..." yüzüne baktığımda gülümsemesi daha da genişleyince yüzümü ondan saklayıp odadan çıktım...
Mutfağa inip Jungkook'u beklemeden bir şeyler yedikten sonra evden çıkıp arabada şoförle bekleyen arabaya bindim...
Jungkook her ne kadar onu beklemedim diye kızacak olsa da okul çıkışında gelip alacağını biliyordum..
Sabah her aklıma geldiğinde utanıyordum...
Jungkook'un karşısında çırılçıplak duruyorum...
Yüzüm tekrar kızarınca kendine gel dermiş gibi yüzüme yavaş bir tokat attım..
Bir kaç dakika sonra araba durunca sınıfa girip hatry'nin gelmesini bekledim...
Hatryle beraber diğer 3 kişi de gitmişti... Ama Hatry onlarla beraber sınıfa girmekten hoşnut değil gibi duruyordu...
Onlara nispet vermek amaçlı yerimden kalkıp hatry'e koşarak gidip sarıldım...
"Hoşgeldin Hatry" deyince sarılışıma karşılık verip yanağımı öptü..
Hatry'den ayrıldıktan sonra yerimize geçip hocanın gelmesini bekledim...
Ders bittikten sonra hatry'le beraber o çocuğun olduğu kantine inip kahve alıp bir masaya oturduk...
O çocuk ise tam karşımızda oturuyordu...
Hatry çocuğa çapraz bir şekilde oturmuş ben ise tam yüzünü görebilecek şekilde oturmuştum...
Çocuk oturduğumuzdan beri yüzüme bakıp sürekli gülümsüyordu...
Kahvelerimiz geldiğinde az içip çok konuşuyorduk...
Yanımızda bir hareketlilik hissedince kimin geldiğine bakınca o çocuğun geldiğini anladım...
Çocuk özellikle bana taraf oturmuş kollarını birleştirmiş yüzünü benden ayırmıyordu...
Hatry'le olan konuşmalarını duymuyor sürekli oyalanıyordum...
Çocuk bana birşey söylemek için üzerime eğildiğinde kısık bir sesle konuşmaya başladı...
"Bana olan aşkını mektup ile değil konuşarak da söyleyebilirdin..."deyince oturduğundan beri yüzüne bakmadığım çocuğun yüzüne bakıp ne diyorsun dermiş gibi bir tavır edindim...
