-8-

280 39 6
                                    

Dün akşam uyumadan önce kendime söz verdiğim gibi sabah erkenden uyanmış, kahvaltımı yapmış ve yürüyerek üniversiteye gelmiştim.

Bundan sonra beni yoracak şeyler yapacaktım ve ilk günden aklıma sadece bunlar gelmişti. Ders bittikten sonra eve gidip üstümü değiştirecek ve ardından yine yürüyüşe çıkacaktım.

Dersliğime girmeden önce açıldığını gördüğüm bağcıklarımı bağlayıp tekrar yürümeye başladım. Mevsim sonbahar olduğu için havalar oldukça serin ve yağışlıydı.

"Kader!"

Arkamdan bana seslenen sese baktığımda nefes nefese koşan Anıl'ı gördüm. Bana yetişmek için bu kadar koşmuş olmalıydı.

"Anıl?"

"Neden bu kadar hızlısın be kızım? Sabahtan beri koşuyorum sana yetişmek için."

"Kusura bakma. Fark etmedim."

"Sorun değil." dedi gülerek. "Sabah sporumu yapmamıştım zaten. Bu vesileyle yapmış oldum."

Söylediği şeye gülümsemeye çalışarak yürümeye devam ettim ama Anıl yine beni durdurdu.

"Derse tam tamına kırk beş dakika var. Biraz oturalım mı şurda?" dedi biraz önümüzde kalan bankı işaret edip.

"Bunun için hava biraz soğuk değil mi sence de?" dedim belki kararından vazgeçer diye ama düşündüğüm gibi olmadı.

"Çok zor bir ders bizi bekliyor. Girmeden önce oturalım işte biraz. Çok soğuk olursa kalkıp gideriz zaten."

"Peki." dedim omuz silkerek. Ne kadar direnirsem direneyim beni dinlemeyecekti.

İşaret ettiği banka doğru yürüdüğümüzde üç erkek ve bir kızın olduğu bir grubun da hızla oraya doğru geldiğini gördüm. Anıl yüzü bana dönük bir şekilde benimle konuştuğu için bunu fark etmemişti ama ben görüyordum.

Onlar da kesin bizim oraya doğru yürüdüğümüzü fark edip bizden önce oturmak için bu kadar acele ediyorlardı ama Anıl'ın onlardan haberi bile yoktu. Bu yüzden biz çok yavaş yürüyorduk.

Onların bizden önce oturacağına neredeyse emindim ama yine de içimden bizden önce otursunlar da bu soğukta dışarda oturmayalım diye dua ediyordum.

Tam da beklediğim ve istediğim gibi dörtlü grup banka oturunca birden Anıl'a döndüm ve bankı gözlerimle işaret ettim.

"Sanırım oturamayacağız. Başkaları gelip oturdu."

Anıl önce banka sonra bana baktı ve derin bir nefes alıp geri verdi.

"Bugün ortak dersimiz yok ama sizin sınıfta oturalım mı biraz. Hem konuşmuş oluruz."

"Olur."

Adımlarımızı hızlandırıp dersliğe gelip arka boş sıralardan birine oturduk ve birkaç dakika sessiz kaldık. Hızlı yürüdüğümüz için yorulmuştuk.

"Teklifimi düşündün mü?"

Anıl hiç istemediğim bir konudan giriş yaptığında gözlerimi sıkıca kapattım. İnsanlara hayır diyebiliyordum artık ve şimdi de onu kırmadan aynısını yapacaktım.

"Ben gelemeyeceğim Anıl. Teklifin için teşekkür ederim ama bugünlerde hiç dışarı çıkasım yok."

"Kendini iyi hissettiğin bir gün gideriz o zaman senin için de uygun olur mu? Lütfen beni kırma."

"Dediğim gibi bugünlerde hiç dışarı çıkıp bir şeyler yapasım yok. Başka bir gün dışarı çıkmak istersen o zaman bu konuyu konuşuruz. Ders başlamak üzere istersen sen artık git."

10 KURUŞ/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin