-9-

247 37 10
                                    

Dersim biter bitmez eşyalarımı masanın üstünden toplayıp hemen çantama attım ve hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Fakülteden çıkar çıkmaz telefonumdan rehbere girip 10 Kuruş ismini buldum ve sanki karşımda duruyormuş gibi saçlarımı düzeltip hafifçe öksürdükten sonra arama tuşuna bastım.

Telefon birkaç kere çaldıktan sonra uykulu bir ses "Alo?" dedi.

Saçmalama Kader uykulu bir ses sana bu kadar çekici gelemez, saçmalama Kader uykulu bir ses sana bu kadar çekici gelemez, saçmalama Kader uykulu bir ses sana bu kadar çekici gelemez...

İçimden kendi kendime verdiğim küçük bir dersten sonra ben de konuşmaya başladım.

"Günaydınn. Gerçi akşam olmak üzere ama sen hala uyuyorsun."

Hafif bir şekilde güldü.

"Sen yokken uyanık kalmak mantıksız olurdu. Ben de sen gelene kadar sözümü tutup uyudum."

"Duş aldın mı?"

"Evet."

"Kahvaltı yaptın mı?"

"Evet. "

"İlaç içtin mi?"

"Evet Herkül anne. Dediğin her şeyi yaptım."

Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemi bastırdım. Çok komik bir şekilde Herkül anne demişti ve gerçekten gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Aferin çocuğum. İyi misin şu an?"

"Sesini duydum daha iyi oldum."

Yürümeyi bırakıp yere bakmaya başladım. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Ben konuşmayınca O başka bir soru sordu.

"Günün nasıl geçti? Dersler nasıldı?"

"Zor derslerim vardı bugün ama çabuk geçti. Şimdi de eve yürüyorum."

"Hava çok soğuk değil mi? Neden yürüyorsun?"

"Bana kendini yoracak şeyler yap demiştin. Ben de bu yüzden yürüyüp yorulmak istiyorum."

"Seni yoracak şeyler yap dedim ama seni hasta edebilecek şeyler yap demedim. Bu soğuk havada yürüyüp terleyeceksin sonra da büyük ihtimalle günlerce yatakta kalacaksın."

"Bugünlük de böyle olsun gelmek üzereyim zaten."

"Bugünlük bir şey demiyorum ama bir daha olmazsa sevinirim."

"Sen beni mi düşünüyorsun?" dedim gülerek. O olsa aynı bana bu soruyu sorardı.

"Yooo ne alakaaaa?" dedi uzatarak. Sonra da devam etti. "Başına bir şey gelirse konuştuğun son kişi ben olduğum için başım belaya girecek." dedi bu sefer de benim ona daha önce kurduğum bir cümleye vurgu yaparak.

Sesli bir şekilde güldüm.

"Sırf üşüttüğüm için bence kimse telefonumdan  en son konuştuğum kişiye bakmaz. Senin de başın belaya girmez."

"sinin di bisin biliyi girmiz."

"Ağzını yüzünü eğip konuşma." dedim gülmeye devam edip. Konuşmadan çok zevk alıyordum.

"Çok kaldı mı eve gitmene?"

"Yok çok az kaldı."

"Moralim çok bozuk ya?"

Sesindeki neşe yerini hüzne bıraktığında hemen nedenini sordum ve hiç beklemediğim bir cevap aldım.

"Neden?"

10 KURUŞ/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin