-10-

246 39 11
                                    

"Anne son bir şey isteyeceğim." dedim karıştırdığım çorbadan dikkatimi alıp anneme vererek. "Bizim soğuk algınlığı ve ağrı kesici ilaçlarımız nerde?"

"Çok mü üşütmüş ya?" dedi annem sesindeki hüzünle. O'nu Burak diye tanıtmıştım ama onun dışındaki her şeyi doğru anlatmıştım.

İsmini ben bile bilmiyordum bu yüzden anneme yalan söylemek zorunda kalmıştım. Umarım bir an önce bu yalanı doğruya çevirebilirdim.

"Sesi çok kötü geliyordu. Ölsürdüğü zaman ciğerleri sökülüyordu sanki."

"Kıyamam."

Annem oturduğu yemek masasından kalkıp mutfaktan çıktı. İlaçları almaya gitmişti. Ben de saate bakıp çorbanın dibi tutmasın diye karıştırmaya devam ettim.

Annem O'nunla konuşmamın beni çok olumlu yönde değiştirdiğini düşündüğü için O'nunla olan konuşmama hep devam etmemi istiyordu. Kısacası beni destekliyor ve bu hoşuma gidiyordu.

Annem biraz sonra elinde ilaç ve bitki çaylarıyla mutfağa tekrar girdiğinde mutfak dolabından bir poşet çıkarıp bana ne olduklarını teker teker söyleyip getirdiği şeyleri poşete koyuyordu.

"Bu soğuk algınlığı ilacı. Paketi daha hiç açmadım. Geçen gün almıştım. Hep yanında olsun, ne zaman hastalanacağı belli olmaz. Günde iki defa içsin iyileşene kadar." dedi soğuk algınlığı ilacını poşete koyup.

Sonra başka bir ilacı gösterdi.

"Bu da çok etkili bir ağrı kesici. Bunu günde bir kere içse yeterli. Ağrı kesicilerin fazla içilmesi doğru bulmuyorum. Ona da bunu söyle." dedi ağrı kesiciyi de poşete koyup.

"Bunlar da bitki çayları. Soğuk algınlığına çok iyi gelir. Kesinlikle ama kesinlikle bunların hepsini içsin ve bir an önce iyileşsin."

"Tamam anne. Teşekkür ederim."

"Rica ederim güzel kızım. Arkadaşını bu kadar düşünmen beni çok mutlu etti."

"Çünkü tek arkadaşım." dedim gülümsemeye çalışarak. İlk defa bir arkadaşım olduğunu hissediyordum ve bu inanılmaz bir histi.

Annem buruk bir şekilde gülümseyip çorbayı koymam için bir kap getirdi. Çorbayı koyup kabın ağzını kapattıktan sonra poşete koydum ve mendille kaşığı da üstüne koydum.

Poşeti tam kapatacakken aklıma su gelmiş ve bugün okuldan aldığım ama içmediğim suyumu da poşete koyup poşeti kapattım.

Artık evden çıkmam gerekiyordu. Annem babama bir arkadaşımla parka gideceğimi söylemişti ama erkek olduğunu söylememişti.

Muhtemelen erkek olduğunu duysa benimle birlikte parka gelir oturur ve güvende olduğumdan emin olana kadar da gitmezdi.

Siyah montumu giyip annemin elinden poşeti aldım ve ona gülümseyip evden çıktım. Çıkar çıkmaz da telefonumu çıkarıp son aramalara girip O'nu aradım.

Telefon hemen açıldığında hasta olduğu hemen anlaşılan bir ses "Alo?" demişti.

Sesi o kadar güzeldi ki her seferinde buna hayret ediyordum. Ya gerçekten çok güzel bir sesi vardı ya da bana öyle geliyordu bilmiyorum ama bildiğim tek şey çok güzel olduğuydu.

"Nerdesin?"

"Seni izliyorum." dedi kısık bir sesle. Evden o kadar hızlı çıkmıştım ki yüzümü bile kapatacak fırsatım olmamıştı.

Telaşla şapkamı kafama geçirmeye çalıştığımda bunu başaramadan konuşmaya devam etti.

"Geç kaldın. Kapatma yüzünü. İzin verirsen biraz daha bakmak istiyorum."

10 KURUŞ/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin