Üç saattir dolanıp durduğum yataktan kalkıp telefonumdan saate baktım. Gece yarısı olmasına tam tamına dört saat kalmıştı. Annemler evden çıkmadan önce markete gidip birkaç şey almak için üstüme montumu alıp çıktım.Annem ve babam her yılbaşında birlikte güzel bir gece geçirip eve gelirlerdi. Her zaman beni de götürmek için saatlerce dil dökerlerdi ama ben onları yalnız bırakmak için hiçbir zaman bu tekliflerini kabul etmezdim.
Kartımda beş kuruş olmadığı için mecburen babamdan isteyecektim. Babam da büyük ihtimalle oturma odasında annemi bekliyordu.
Her sene olduğu gibi babam saatler önceden hazırlanır annemi beklerdi. Hızlı adımlarla odamdan çıkıp oturma odasına girince çok derin düşüncelerde olan babamı gördüm.
Yanına gitmeden önce uzun uzun yüzünü inceledim. Sakallarını uzun zamandır kesmemiş gibiydi. Saçlarına kırlar düşmüştü bunu ilk defa fark ediyordum.
Babamın bir annesi ve babası yoktu. Belki de şu an onları düşünüyordu. Keşke yanımda olsalar diyordu. Keşke onlarla biraz daha zaman geçirebilsem diyordu.
Babam çok zayıflamıştı. Son günlerde aşırı çalışıyordu. İşleri çok yoğundu. Kendine ayıracak vakti bile yoktu. Bu her halinden belliydi. Gözlerim dolmaya başlayınca dayanamayıp yanına gittim ve yanağını öpüp yanına oturdum.
Ben oturur oturmaz o da saçımı öpüp elini omzuma attı.
"Kızım?"
"Ne düşünüyordun baba? Uzaklara dalmış gibisin."
"Seni düşünüyordum."
"Beni mi?" dedim şaşkınca. Bunu beklemiyordum.
"Evet. Seni her yıl böyle tek başına bırakıp gidiyoruz. Kolay bir çocukluk geçirmedin zaten. İçim rahat değil hiç bu duruma."
"Baba." dedim titrek sesimle. "Beni bu kadar düşünmene gerek yok. Annemle romantik bir gece geçirin diye gelmiyorum. Hem ben evde kalmaktan hiç şikayetci değilim ki."
"Benim de üzüldüğüm nokta bu. Kocaman kız oldun ama bir gün bile herhangi bir arkadaşınla eğlenmeye, gezmeye gitmedin. Bu durum anneni de beni de çok üzüyor."
"Lütfen böyle düşünme baba. Hem bu benim kararım. Kimseyle muhattap olmak istemeyen taraf benim. Hiçbir şey eskisi gibi değil merak etme. Kimse bana şişko deyip dışlamıyor. Hastalık yayıyorum düşüncesi yok artık kimsede." dedim gülümseyerek. Babam hala her şeyin eskisi gibi olduğunu düşünüyordu ve ben bunu şimdiye kadar fark etmemiştim. O da bana sormak gerçeği öğrenmek yerine kendi içinde kurup boşuna üzülmüştü.
Babam konuşmayınca ben konuşmaya devam ettim. "Bana inanmıyor musun baba? Yemin ederim yok öyle bir şey. Sen üzme kendini. Ben buraya senden para almaya geldim. Hiç param yok." dedim dudak büzerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
10 KURUŞ/ Texting
Short Story- "Neden öyle bakıyorsun bana?" - "Bilmem. Sana farkında bile olmadan aşık olduğum için galiba." Yayınlanma tarihi: 08.07.2022