-17-

170 24 4
                                    

Bu bölüm Ömer'in babasının Ömer'e yazdığı uzun mektup. Sadece kısa bir mektuptan oluşuyor. Okumak istemeyenler geçebilir♡

✨✨

Oğlum, Ömer'im...

Beni anlayacak yaşta mısın, hayatta mısın? Şu an bunu okuyabilecek güçte misin kaç yaşındasın?

Hep hayalini kurduğun on sekiz yaşında mısın? Yoksa sen de baban gibi dayanamayıp intihar mı ettin? Nerdesin oğlum? Mutlu musun, ağlıyor musun? Her günün beni suçlayarak mı geçiyor yoksa beni özlüyor musun?

Bu mektubu saklayabildin mi? Beni anlayabilecek misin?

Özür dilerim oğlum. Baban hem seni korumak hem de sevmek için çok güçsüz. Güçlü olabilirim sanmıştım, ellerinden tutabilirim sanmıştım ama ikisini de başaramadım.

Ben annenle açtım gözlerini dünyaya. Onunla kapatmak anca beni huzurlu eder. Seni bu koca dünyada tek başına bıraktığım için özür dilerim oğlum.

Sen her ağladığında kendimi daha aciz hissediyor ve yanına çöküp seninle birlikte ağlamak istiyordum. Ben seni hiçbir zaman dövmek istemedim Ömer'im. Çok çaresiz olduğum için, belki susarsın diye öyle davrandım. Özür dilerim.

Sana el kaldırmak dünyada aklıma gelebilecek en son şey bile değildi ama psikolojim tamamen bozuk oğlum. Senin haberin yok ama seni benden almak istediler. Bana deli dediler, aklını yitirmiş dediler, hastaneye yatırmaya çalıştılar.

Dayanamıyorum artık. Her şey o kadar zor geliyor ki... Özür dilerim.

Ben de annen de seni hep çok sevdik. Şu an yanında olmadığımız için ikimiz de çok üzgünüz. Sana verdiğimiz hiçbir sözü tutamadık.

İkimiz de hep senin mezuniyetini, evliliğini görmek istedik. Sen askere gidince yolunu gözlemek ve sen geldikten birkaç yıl sonra seni evlendirmek istedik.

Senden öte çocuklarını sevmenin bile hayalini kurduk ama seni küçücük yaşında tek başına bırakıp gittik. Hem de sana sadece beyaz bir kağıdın üstüne yazılmış birkaç cümle yazarak.

Üzgünüm oğlum. Babanın dayanacak gücü kalmadı. Bugüne kadar senin için dayanmaya çalıştım ama artık senin için de yokluğum daha iyi olacak.

Keşke hayatımızın en mutlu, en huzurlu geçen o dokuz ay sonsuza kadar devam etseydi. Keşke annen, küçük kız kardeşin, sen ve ben o dokuz ayın içinde hapsolsak ve hiç çıkmasak.

Keşke daha güçlü olabilsem. Keşke bunları yazmak zorunda kalmasam. Keşke aklımdan geçen şeyi yapmayacağıma emin olsam.

Bu mektubu okuyabilecek misin bilmiyorum ama okuduğun zaman umarım beni anlarsın.

Güzelce büyü ve güzel bir aile kurup bizi her zaman onlara anlat. Beni de anneni de unutma.

Biz her zaman yanındayız. İkimiz de her zaman seni izliyor olacağız.

Seni çok seviyoruz.

Baban

10 KURUŞ/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin