Kıvanç: Değişiyor, evim yakın, patron müşteri yoğunluğuna ve talebe göre çağırıyor.
Dağhan: Bu düzensiz iş sistemi seni yormuyor mu? Yani bilemiyorum, ben olsam tam rahat rahat ayaklarımı uzatıp film izleyeceğim sırada işe çağırılmaktan hoşlanmam.
Kıvanç: Eh, güzel para cukkalıyorum, çalışma saatlerini de pek umursamıyorum.
Dağhan: Ben demiştim işte!
Seni cinli Falcı.
Milletin parasını cukkalıyorsun!
Kıvanç: Ama seninkini cukkalamadım.
Hatta iki kez de falına baktım!
Hemen dökül paramı.
Dağhan: Birincisi, ilk falımın senden olacağını söyledin.
İkincisi, ben de falına baktım sayılır, sonuçta araştırıp öğrendim.
Kıvanç: Haklısın, ben seni cukkalamışım. Bu da yeterli.
Dağhan: Heey.
Güzel kelime oyunu, sevdim.
Kıvanç: Oyunu mu?
Anlamını mı?
Dağhan: Her ikisini de?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kıvanç: Bu dolu dolu bencil sevgini umarım romantik ilişkilerinde de yaşamıyorsundur.
Dağhan: Sevdiğim bireye tamamen sadık bir erkeğim.
Kıvanç: Birey?
Dağhan: Hıhım. Birey. Neden?
Kıvanç: Kız demen gerekmez miydi?
Dağhan: Ah, yakıştıramadım Kıvanç.
Yoksa sen, yargılıyor musun beni!
Kıvanç: Ne? Hayır!
Ama ne bileyim? Hetero değil misin?
Sanki hetero olduğunu söylemiştin?
Dağhan: Biriyle tanışana kadar öyle olduğumu sanıyordum.
Kıvanç: Bu öyle bir anda karar verebileceğin bir şey değil, biliyorsun değil mi?
Dağhan: Karar verdiğim bir şey değil zaten.
Kapıldığım bir şey.
Heves mi heyecan mı bilmiyorum ama hoşuma gittiğini biliyorum.
Kıvanç: Bence yalnız kaldın ve kendini boşlukta hissettin şu anda da o boşluğu doldurmaya çalışıyorsun.
Dağhan: Öyle mi dersin?
Kıvanç: Öyle mi bilmiyorum. Hâlâ seni tanımıyorum.
Dağhan: Pekii
Beklerim.
Kıvanç: Bekler misin?
Dağhan: Biz neden hep böyle anı sorguluyoruz?
Kıvanç: Şaşırıyorum, emin olamıyorum...
Ne bileyim, bekler misin sahiden?
Dağhan: Beklerim.
Kıvanç: Neyi bekleyeceksin?
Dağhan: Beni tanımanı?
Bu hislerimin heves olup olmadığını, geçip geçmeyeceğini?
