5.6

2.6K 256 83
                                    

31.08.2022
(03:34)
*minik sevişme uyarısı*

"Dağhan?"

İrkilerek gözlerimi açtığımda, karşımda gördüğüm yüze şaşkınlıkla baktım. İsim hafızam son derece yavaş bir şekilde yerine yerleşirken, "Kıvanç?" diye sordum.

Nerede olduğumu, şu an içinde bulunduğum karmaşaya bir anlam veremeziyordum ancak Kıvanç'ı karşımda görmenin getirdiği rahatlama hissiyle hızla kollarımı ona sararken, "İyisin..." dedim. "Ah, beni çok korkuttun!"

Kıvanç, sarılışıma karşılık verirken, "Ne oldu? Rüya mı görüyordun?" diye sordu.

"Ne?" diye sordum ve etrafıma bakındım. Yerde oturuyordum. Neden yerdeydim ki?

"Sana salonda uyumanı söylemiştim, burada uyuyakalmışsın. Sonra sesini duydum, kendine gel deyip duruyordun, korktum bir kalktım ki burada uyuyorsun..."

Derin bir nefes alarak Kıvanç'a bir kez daha sarıldım ve "Belki de kabustur," dedim. "Kabusları hiç hatırlamam..."

Ardından saçmalığın bol olduğu günümüzün anıları zihnimden akıp geçti. Derin bir nefes alarak, "Özür dilerim, bugün kalbini kırdım, değil mi?" diye sordum. "Sanırım bazen aynı şekilde düşünemiyoruz ve birbirimizi anlamıyoruz."

"Haklısın ama özür dileme, ben de hatalıydım," karşılığını verdi Kıvanç. Eli sırtımda rahatlatıcı bir şekilde geziyordu.

"Ben bilemiyorum Kıvanç," dedim, derin bir nefes alarak. "Bazen, özellikle de sinirlendiğimde düşünmeden davranıyorum ve kesinlikle, Zehra'yı seninle aynı sevmiyorum. O benim arkadaşım, hep arkadaşım oldu."

"Pekâlâ, o konuda ben de abarttığımı kabul edebilirim. Ona başka bir gözle baktığını hiç görmedim ama onun sana olan duygularını bildiğin halde susmana sinir oldum. Çünkü sen, net bir insansın. Evet ya da hayır insanı... En baştan, tavrını ortaya koymalıydın. Ona ümit vermiş gibi oldun."

"Belki de..." dedim. Kafam hâlâ allak bullaktı.

"Rüyanda ne gördüğünü hatırlıyor musun?" diye sorduğunda, boş boş Kıvanç'ın yüzüne baktım ve başımı iki yana salladım.

"Hatırlamıyorum."

Kıvanç bana bakarken o kadar düşünceliydi ki, zihnimin içini görebilirmiş gibi hissettim.

"Pekâlâ, yatağa gelmek ister misin?" diye sorduğunda, hafifçe gülümsedim ve başımı onaylarcasına salladım.

"Bir daha yataktan men edilmemek için ne yapmalıyım?" diye sordum, onunla birlikte ayağa kalkarken.

"Bana olduğun gibi herkese net olmalısın," dedi.

"O kolay, başka?"

"Fevri davranmayı bırakmalısın."

"O zor ama imkansız değil, başka?"

"Beni öpmelisin."

"Ah, şimdi aynı dili konuşuyoruz," diyerek adeta üstüne atladığımda, Kıvanç'ın dengesini sağlayamamasından dolayı yatağa düşmüştük. Çenem, çenesine çarptığında gülerek beni omuzlarımdan tuttu ve üstünden hafifçe kaldırıp, "Yatağa gömüp, çene at demedim!" dedi.

"Elimde olan bir şey değil aşkım," diyerek, başımı öne eğdim ve dudaklarımın önüne gelen boynunu öptüm ardından fısıldarcasına, "89 kiloyum ben..." dedim.

Kıvanç, "Oha..." derken, ellerini belime koydu ve tişörtümün altına kaydırarak tenimi okşamaya başladı. Ben de sol elimi beline koyarken, sağ dirseğimi omuzunun yanına yerleştirdim ve dirseğimden destek alarak üstündeki ağırlığımı azalttım.

Falcı | #textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin