25.08.2022
(09:41)Kıvanç: Sabahları beni yalnız bırakıp gitmek gibi bir alışkanlığın mı var?
Üç gün bende kalacağını söylememiş miydin?
Neredesin?
Neden haber vermeden gittin?
Dağhan: Aşkım ama ben gitmedim ki.
Kıvanç: Evde değilsin Dağhan.
Dağhan: Kahvaltı için ne hazırlayabilirim diye bakındım ama dolabın tam takır kuru bakırdı, ben de dışarı çıktım kahvaltılık bir şeyler aldım ve fırının önünden geçerken karnım gurladı.
Bir de fırın soygunu yaptım.
Sonra ne fark ettim sence?
Evine giremiyorum çünkü anahtarını almamışım!
Gittim ama geri de geldim.
Kapıdayım yani, alır mısın beni içeri?
///
Kıvanç kapıyı açtığında, elimdeki poşetleri havaya kaldırdım ve "Selam..." dedim.
"Kedi gibi merdivene sinmişsin bir de..." derken yüzünde minik bir gülümseme vardı ancak beni azarlama isteği daha ağır basıyor olmalıydı ki, kaşlarını çatarak "Neden beni arayıp uyandırmadın?" diye sordu. Tabii bu sırada, hızla öne atılıp elimdeki poşetleri aldı ve içeri geçmem için kapının önünden çekildi.
Onun peşinden mutfağa ilerlerken kapıyı arkamdan kapatmıştım. "O kadar güzel uyuyordun ki, giderken seni uyandırmaya kıyamadım."
"Geldiğinde arasaydın ya, kapıda kalmışsın..." derken göz ucuyla bana baktı. Biraz şaşkın, biraz da mutlu görünüyordu. Sabahları ne kadar güzel göründüğünün farkında değildi muhtemelen. Bende uyandırdığı etkilerden de...
"Ama aşkım, hâlâ bıraktığım gibi uyuyorsundur diye kıyamadım yine..." dediğimde, Kıvanç bana döndü ve "Sen bana aşkım demeye mi başladın?" diye sordu.
"Bebeğimden hoşlanmadın..." dediğimde, sırıttı.
"Aşkımdan da hoşlanmazsam?"
"Sevgilim, derim."
"Ama onu ben söylüyorum."
"Hayatım?"
"Zehra sana öyle söylemişti, bir süre o kelimeden nefret edeceğim."
Kahkaha attığımda, "Gülme ve sakın, güzelim de deme!" diyerek son derece açık bir uyarıda bulundu.
"Bayılıyorum sana," diyerek yanına geçtim ve kollarımı beline dolayarak, "Ruhum," diye fısıldadım kulağına. "Bu yeterince tüyler ürpertici oldu mu?"
Kıvanç gülümseyerek bana döndüğünde, "Varlığın ürpertmeye yetiyor," dedi.
Böylelikle ilk günaydın öpücüğümü almış oldum.
Gözlerimi kapatıp huzurla Kıvanç'ın üstüne eğilirken ellerimi arkasındaki tezgahın iki yanına koydum ve nazikçe hareket eden dudaklarına aynı naziklikle uyum sağladım. Elleri yanaklarımdan boynuma, oradan da enseme kaydığında başını geriye çekerek, "Bu öpücük farklıydı," dedi.
Gülümseyerek çenesine minik bir öpücük daha kondurdum ve geri çekilmeden önce gözlerine baktım. Birkaç gündür cansız olan yüzüne renk gelmiş, gözleri parlamaya başlamıştı. Bu görüntünün çok daha hoşuma gittiğini fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falcı | #texting
Espiritual"İnsanları kandırıp paralarını almaya utanmıyor musun?" 09.08.2022