Yoongi
Kütüphanenin geniş balkonunda bulunan minderlerinden birinde otururken heyecandan bağdaş yaptığım bacaklarımı titretiyordum hızla. Jimin benimle konuşmak istemişti. Jimin benimle adımı sorarak konuşmak istemişti.
Ben bunu kaldıramazdım. Ne küçük kalbim ne bedenim hiçbirimiz bunu beklemiyorduk. Her ne kadar ben komutan Jimin'i uzun süredir tanıyor olsam bile o benim yalnızca yüzümü biliyordu. Buna emindim.
Ta ki bugüne kadar.
Dilim tutulmuştu. O benim adımı güzel sesinden söylediğinde ne diyeceğimi bilememiştim.
Neyse ki Jeongguk durumu kurtarmıştı da toparlayabilmiştim.
Yaklaşık beş dakikadır karşımdaki minderde oturan onu seyrediyordum. O ise her ne diyecekse aklında toparlamaya çalışıyordu belli ki.
Bana diyeceği bu kadar önemli ne olabilirdi ki?
Yine de düşünürken bile çok güzeldi. Her ayrıntısıyla bir alfa olamayacak kadar güzeldi. Onu ilk gördüğüm anda bile büyülenmiştim.
Onu bu saraya geldiğim günlerde yani bir on yıl önce fark etmiştim. Veliaht Prens'in arkadaşıydı ve ben o zamanlar Veliaht Prens'in hizmetçisiydim.
Bu nedenle onu sürekli görebiliyordum. Bu beni o kadar mutlu ediyordu ki başlarda. Ancak sonra sadece acı vermeye başladı. Çünkü o bana bakmazdı. Ben bir hizmetçiydim. O ise adalet bakanının oğluydu ve gelecekte çok iyi yerlere gelecekti. Şu an bulunduğu konum gibi.
Olsundu. Ben yine de uzaktan severdim onu. Görüyor olmam yeterdi.
Sonunda konuşmaya hazır olup gözlerini bana diktiğinde dilkatimi ona verdim. Onun benim yüzüme ciddiyetle bakıyor olması beni diken üstünde hissettiriyordu.
"Yoongi, ben farkındayım."
Konuştuğunda kaşlarımı çatmıştım istemeden. Neyin farkında olabilirdi? Benim onun farkında olmasını istemediğim neyim vardı? Sevgim vardı. Onu sevdiğimi mi anlamıştı?
"N-neyi anladınız efendim?" Tedirginlikle cevabını bildiğim soruyu yine bir umut sorduğumda konuşmaya devam etti.
"Bana karşı hislerin var, farkındayım ve seni hiç üzmek istemem ama ben son zamanlarda biraz rahatsız olmaya başladım Yoongi. Bakışlarından.."
Son kelimesini sessizce söylediğinde normalde bu kadar kibar olması yüzünden onu tatlı bulabilirdim ancak şu an içinde kırılan bir şeylerin varlığını hissedebiliyordum. Elimde olan tek şeyi benden almak istiyordu. Neden ki? Onu sessizce uzaktan izliyordum yalnızca.
"Üzgünüm efendim. Sizi rahatsız etmek istememiştim."
"Ben de üzgünüm. Sana bunları söylemeyi hiç istemezdim kusura bakma olur mu?" Ne kusuru canım ya. Neden kusur olsun. Bakmam niye bakayım?
"Bakarım." Bakardım. Niye bakmayayım.
"Ne?"
Hızla ayağa kalktığımda şaşkın bakışlarıyla beni izlemeye devam etti. Bu çıkışımı beklemiyordu. Tabi beklemezdi ben kimdim ki ona karşı çıkacaktım.
Ama kendimi tutamamıştım işte. Etrafa karşı ne kadar saygılı ve itaatkar davranmaya çalışsamda,o benden her şekilde üstün birisi olsa da ben baskın bir omegaydım. Jeongguk'a karşı ne kadar laf söglesem de ben de kendimi tutamıyordum böyle durumlarda işte. "Kusura bakarım ben. Alt tarafı uzaktan sizi seyretmişim bir iki kez. Ne olmuş yani? Ne kadar rahatsız olmuş olabilirsiniz ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snowdrop | Taekook
FanfictionGay olduğu için ailesi ve arkadaşları tarafından zorbalığa uğrayan Jeon jeongguk intihar etmeye kalkar. Ancak ters giden bir şeyler vardır. Uyandığında kendini bir omegaverse evreninde bulmuştur. - yoonmin🧁