Selam asırlar sonra yazabildim bölümü ama neler oldu neler o yüzdeeeen kusura bakmayınız arkadaslaaarrr 🥺🤭İyi okumalar💜
...
Mavi gökyüzünde bulunan küçük beyaz bulutlar, kuşların o tatlı sesleri, etrafımdaki ağaç ve çiçeklerin rüzgar yüzünden çıkarttığı hışırtılar huzur veriyordu.
Ama her şeyden daha huzur verici bir şey varsa o da Taehyung'du.Kim Taehyung...
Bir prensten daha heybetli, bir insandan daha mükemmel, adeta bir yunan tanrısı Kim Taehyung.
Ayrıca kalbi de Jeongguk'u, yani beni yumuşacık yapan Taehyung.
Abartma Jeongguk diyor olabilirsiniz. Ama hiç abartmıyorum.
Güzel kokulu çayımı yudumlarken düşündüğüm tek şey alfamdı. Onunla yaşadıklarımız, bana söyledikleri, hissettirdikleri ve o güzel yüzü asla aklımdan çıkmıyordu. Her geçen gün beni aşk zehriyle besliyor ve kanıma işlemesini sağlıyordu.
Ben zaman geçtikçe ona bağlanıyordum ve bu o kadar hızlı bir şekilde olmuştu ki, neye uğradığımı şaşırmıştım.
Yanımda her gün görmeye alıştığım yardımcım Yoongi, oturduğumuz çardağın etrafında dolanan minik bir kedi ve ilerimizde birkaç adet benim emrimde olan yardımcılar vardı.
Güneşi kapatan çardağın çatısı yine de onun sıcağını engelleyemiyordu. Havalar ısınmaya başlıyordu yavaş yavaş. Halimden memnundum. Ne terliyor ne de üşüyordum. Yılın en sevdiğim zamanlarına gelmiştik. İlkbahar.
Yoongi ile ara sıra sohbet ediyor, sessizce çayımızı yudumluyorduk. İyi ki de ona izin vermişim de arkadaşım olmuş diyordum.
Bana Taehyung'un yanımda olmadığı zamanlarda çok iyi geliyordu.
"Yoongi?" Ona seslendiğimde elindeki birkaç papatyadan gözlerini bana çevirdi.
"Efendim?"
"Bana da papatyadan taç yapar mısın? Çok güzel oldu." Onun elindeki henüz tamamlanmamış papatya tacını işaret ederek konuştuğumda gülümseyerek tacı bana uzatmıştı.
"Bunu sana yapıyordum zaten.""Oh, öyle mi? Teşekkür ederim Yoongi." Sonunda tacı bitirerek bana yaklaşmış ve saçlarımın üzerine nazikçe koymuştu. Gülümseyerek ona sarıldım. "Bana da öğretsene, ben de sana yapmak istiyorum. Hatta sana mor çiçekten yapacağım. Çok yakışır."
Diş etleri görünecek kadar gülümsediğinde onun arkasında konuşan iki beden dikkatimi çekmişti. Heyecanlanmıştım. Biraz uzak olduklarından ne konuştuklarını bilmem imkansızdı. "Öğretirim tabiki. Ama şimdi uğraşamam bir tane bile yapmaya üşendim. Hey sen beni dinliyor musun?"
Bakışlarımın olduğu tarafa dönerken gülümsemesinin yerine meraklı bir ifade konmuştu. "Alfan gelmiş."
Yeniden birbirimize dönerken hınzır bir gülüşle cevap verdim ona. "Jimin'de orada."
"Umrum dışı. Ben artık umursamıyorum ki onu."
Onu omzundan ittirdim."Tabi tabi külahıma anlat sen onu. Piknikte gördüm sizi. Ceketi sendeydi ve beraber ormandan geldiniz. Ayrıca senin yanakların kıpkırmızıydı. Bir şeyler olmuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snowdrop | Taekook
FanfictionGay olduğu için ailesi ve arkadaşları tarafından zorbalığa uğrayan Jeon jeongguk intihar etmeye kalkar. Ancak ters giden bir şeyler vardır. Uyandığında kendini bir omegaverse evreninde bulmuştur. - yoonmin🧁