🍓15-İftira

1.4K 127 100
                                    

Eveettt geldik zurnanın zortladığı yere. Bu bölüm bir şeyler bir şeyler olacak ehehehe biraz da kaos olsun değil mi?

İyi okumalarr✨

...

Yoongi (saraya döndükten bir hafta sonra)

Etrafımdaki pazar tezgahlarının arasından ilerleyen insalar ve pazarcıların konuşma sesleri eşliğinde yavaş adımlarla ilerlerken tezgahların üzerinde bulunan eşyaları inceliyordum.

Pazarlar bana her zaman fazla kalabalık ve boğuk gelirdi. Çabuk bir şekilde alışverişini yapıp gitmesi gereken, bir yere yetişmeye çalışan insanların telaşı ve gelip geçen insanların konuşma gürültüleri benim canımı sıkardı.

Ancak bugün tam tersi olarak pazar biraz daha durgundu ve ben de geniş sayılabilecek caddede yaylana yaylana yürüyordum.

Havanın da güzel olması güzel hissettiriyordu beni. Belki pazardan çıktıktan sonra aldığım birkaç şekerlemeyi yemek ve dinlenmek için göle uğrayıp orada biraz otururdum.

Güzel tokaların bulunduğu bir tezgah gözüme çarptığında yanına vardım ve elimdeki iki küçük poşeti sol elime alarak taşlı tokaları incelemeye başladım.

Mavi çiçekleri bulunan, aralara beyazlı minik çiçeklerin ve yaprak görünümlü tellerin yerleştirildiği bir toka dikkatimi çektiğinde elime alarak satıcıya fiyatını sordum.

"O biraz pahalı. Paranız yeteceğini sanmıyorum."

Pazarcı beni süzerek bu sözleri söylediğinde ona dik dik bakışlarımı yollayıp tokayı yerine bıraktım. "Çok naziksin bugün, ama ben o-"

"Pardon, bu mavi tokayı almak istiyorum ben."

"Tabi efendim."

"Hoşt lan ilk önce ben gördüm." Arkamı dönüp lafımı bölen adama cevap vereceğim sırada onun Jimin olduğunu gördüm. Bir anlık sinirle onun olduğunu fark edememiştim. "Hii."

Satıcı paketlediği tokayı Jimin'e uzatırken ben tokayı boş vermiş ve arkamı dönüp hızla uzaklaşmaya başlamıştım. Arkamdan Jimin'in bana seslendiğini fark etsem de durmaya niyetim yoktu. Çünkü zaten istediğim şey ondan saklanmaktı.

Beraber uyuyakladığımız günden beri ondan resmen köşe bucak kaçıyordum. Biraz utanıyordum bu durumdan çünkü. Bir haftaya yakın olmuştu biz saraya döneli ancak utancım biraz bile azalmamıştı. O gece hala ne yaptığımı tam bilmiyordum ve Jimin'le mutfakta konuştuğumuz gün bana yalnızca sıkıntı olmadığını söylemişti.

O bana 'dün gece için utanma seni anlıyorum, içmiştin' demişti. Ama bu beni daha çok utandırmaktan başka bir işe yaramamıştı. Ve bu nedenle ben de onunla denk gelmek istemiyordum pek.

Pazardan çıkıp başka bir sokağa girdiğimde karşımda yeniden belirmesiyle adımlarımı durdurdum. Nasıl buraya benden önce geldiğini anlamamıştım.

Bana doğru adımlarken ben de geri geri ilerlemeye başladım ve arkamı döndüm. Ancak koşmaya başladığım sırada belime dolanan kollar beni yeniden yerime sabitlemişti.

Sırtımı onun göğsüne yapıştırıp kaçmamı engellediğinde enseme vuran nefesleri tüylerimi diken diken ediyordu. "Neden benden kaçıyorsun Yoongi."

Ondan uzaklaşmak için çırpındığımda beni biraz daha kendine çekmesini beklemiyordum. Artık tüm bedeni bana yapışıktı ve bu beni sıcaklatmaya başlamıştı. Hareketlerimi durdurup, nefesimi tuttuğumun farkına varınca nefesimi verip konuşmak için ağzımı araladım.

Snowdrop | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin