.9.

501 24 5
                                    

"ne işiniz var burada?" pat diye ogeday kayboldu,evinde senin adresini bulup geldik diyemeyecekleri için 2-3 dakika bir sessizlik olmuştu aralarında.

"ne işimiz var burada?" dedi anıl berkan'ı omzuyla dürterken.

"ee şey,sen bize napıyosunuz yazmıştın ya bizde evine gelip ne yaptığımızı söylemek istedik." berkan aklına gelen ilk yalanı söylediği için pek bir inandırıcılığı olmamıştı ama en azından sorusu cevapsız kalmamıştı.

"evimi nereden biliyorsunuz?"

"ee sora sora bağdat bulunurmuş değil mi?" anıl yalandan kahkahasıyla ortamı daha da korkunçlaştırmıştı.

"madem tanışıyorsunuz,içeri gelsenize."
nisa'nın yanındaki arkadaşı onları içeri buyur edince ikiletememişlerdi.

ev çok güzel dekore edilmişti. minik ama onlara yetecek bir evdi.
"hoşgeldiniz." dedi nisa somurtarak.

"kırılmadın değil mi?"

"evimi nasıl buldunuz?" berkan'ın sorusunu duymamazlıktan gelen nisa sorusunu tekrarlamıştı.

"sanırım bizim eve gelmemiz pek doğru bir karar değildi,kalkalım biz." dedi anıl ayaklanırken.

"hayır hayır,oturun lütfen. nisa bugün sinirli gününde sanırım."

"hayır makbule,sinirli günümde falan değilim. yaşadığımız olaylar beni sinirlendiriyor."

"tanıştığımıza memnun olduk makbule." konuyu değiştirmek için güzel bir adım attığını sanan berkan elini makbuleye uzattığında nisa onları engelledi.

"ben size çay koyayım." sinirle yerinden kalkan nisa mutfağa gidip ogeday'a mesaj attı.

ogeday

-selam

-rahatsız etmiyorumdur umarım ama berkan ve anıl bizde,istersen sen de gelebilirsin.

mesajlar iletilmiyordu. nisa sinirle telefonu tezgaha hızla bırakıp çayları koydu.

"sakin ol nisa,sakin ol nisa." derin derin nefesler alıp içeri girdi nisa. çayları sehpaya bırakıp cebinden 3 bilet çıkardı.
"sanıyorum bunları almaya geldiniz!"

iki fal taşı gibi açılan göz karşısında kahkaha atan nisa ortamı da yumuşatmıştı.

"ne bunlar?"

"söz verdiğim gibi,bateristliğini üstlendiğim müzik grubunun özel konser biletleri. eğer öylesine dinlemeye geldiyseniz herhangi bir yere geçebiliyorsunuz,ama grup üyelerinden birinin özel misafiriyseniz en önden yer ayırtabiliyorsunuz. ben de size en önden bilet ayırttım!" berkan ve anıl biletleri nisa'nın elinden alıp incelemeye başladılar.

"demek bu kadar tanınır bir grupsunuz."

"yani,eh işte..."

"bu bilette ogeday'ın. ona da yazdım ama iletilmedi mesaj. siz ulaştırırsınız." berkan burukça nisa'nın elindeki bileti aldı.

"hıhı hastaydı o biraz,o yüzden bakamamıştır telefona. gelmesin zaten,hasta olunca bir nazlı oluyor bir nazlı oluyor sabredemiyor insan." berkan anıl'ın bu kadar hızlı yalan söyleyebilmesine şaşırırken söylediklerini kafasıyla onaylıyordu.

"bize müsade." çay bardaklarının üzerine çay kaşıklarını koyup ayaklandılar.

"zengin kalkışı yaptınız." dedi makbule gülerek.

"tanıştığıma çok memnun oldum." bu sefer berkan'ın uzattığı eli makbule sıkabilmişti.
"ben de"

"tanıştığıma çok memnun oldum makbule." anılla da tokalaştıktan sonra onları yolcu etmişlerdi.

one love,one house|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin