Sonunda tüm ekibin beklediği gün gelmişti. Planlarını uygulayacakları gün gelmişti. Herkes sabah erkenden kalkmıştı. Zaten Chan'ın evindelerdi. Uyanamazlarsa Chan onların resmen ağızlarına sıçardı. Hepsi seni kardeşi olarak görüyordu. Bu yüzden ellerinden gelenlerin en iyisi yapacaklardı.
"Wow sandığımdan erken kalkmışsınız."
"Ee tabii. Günlerdir bugünü bekliyoruz." Bunu Seungmin söylemişti.
"Evet arkadaşlar,beklediğimiz gün geldi. Herkes ne yapacağinı biliyor değil mi?"
Chan hariç hepsi tek ağızdan "Biliyoruz." dediler. Chan onlara bakarak gururla gülümsedi.
"Mükemmel. Hyunjin,nerede olduklarını buldun mu?"
"Evet buldum!"
"Tamam. Minho'nun zaten işi tamam. Felix'de bana yardım etti. Changbin,Seungmin,Jeongin ve Jisung! Siz hazır mısınız?"
4'ü tek ağızdan "Hazırız." dedi.
"Her şey mükemmel. O zaman A planına başlayabiliriz."
Hemen yola çıktılar. Hyunjin ve Felix arabada bekleyeceklerdi. Hepsi birer telsiz almışlardı yanlarına. Hyunjin oranın kameralarına sızmış,olan biteni görüyordu. Bu sekilde haberleşiceklerdi. Chan ise Changbin,Seungmin,Jeongin ve Jisung'la ortaya çıkacaklardı. Konuşmaya çalışıp,Ayaz ve adamlarını tuzağa düşüreceklerdi. Minho ve özel ekibi senin laçırıldığın küçük evin etrafı sarmış,pusuda bekliyorlardı. Bu şimdilik A planıydı. B planları yoktu. Bu plan onların tek şansıydı.
--------------------------------------------------------------
Uyanır uyanmaz Ayaz senin yanındaydı. Tabii Chan'ların bugün onlara musallat olacağından bihaberdi. Yanında oturmuş telefonuyla oynuyordu. Senin uyandığını fark edince sana döndü.
"Günaydın."
Gülümsedi ve ağzını açtı.
"Ne zaman beni bırakacaksın?!"
"Bilmem. Bu sana bağlı."
"Ne istiyorsun benden? Bıktım senden. Artık yüzünü bile görmek istemiyorum!"
"Sadece benimle olman."
"Bok görürsün!"
"O zaman sende dışarıyı bok görürsün. Benim kölem olarak yaşa!"
Bu çocuk gerçekten çok şımarıktı.
"Ne kölesi?! Ben senin kölen falan değilim."
"Hıh."
"Offf"
Ağlamak istiyordun. Chan'ı çok özlemiştin. Onu görünce sıkı sıkı sarılmak,kollarında ağlamak istiyordun.
Sessiz sedasız otururken birden kapı kırılma sesi geldi. Ayaz hemen ayağa kalktı. Zaten ev 3 odalıydı. Ve sizin içinde olduğunuz oda, dışkapının olduğu odaydı.
Kapıda birden Chan görüldü. Ve arkasındada 4 kişi. Onları tanıyordun.
Chan'ı görür görmez "Abi!" diye bağırdın. Biliyordun onlatın bir gün geleceklerini. Çok sevinmiştin.
Hepsinin elinde silah vardı. Ayaz hrmen cebinden silah çıkarttı. Onunda adamları odaya girmişlerdi. Karşılıklı birbirlerine silah çekmişlerdi. Sen ise koltukta olanları izliyordun.
Chan konuşmaya başladı:
"Silahları hemen yere bırakın!"
Ayaz ve adamları dinlemedi. Bu sefer diğer odadan,bu odaya Minho ve özel ekibinden bir kaç kişi girdi. Sıkışmışlardı. Ayaz etrafına bakıyor,ne yapacağını düşünüyordu.
"Sıkıştınız! Hemen silahlarınızı yere bırakın!"
Ayaz'ın gözleri birden seninkilerle buluştu. Hemen kolundan tutup seni kendine çekti ve silahı kafana dayadı.
"Sakın yaklaşmayın! Acımam,vururum!"
Çaresizce Chan'a bakıyordun. O da çaresizdi.
"Kenarı çekilin!"
Chan zaten dışarısının polislerle çevrili olduğunu bildiği için kaçmalarına izin verdi. Ayaz senide zorla koşturarak kapıdan geçti. Arkasında adamları da vardı. Chan onlar gittikten sonra telsizi eline alıp:
"Hyunjin,Felix!"
"Burdayız."
"Dışarı kaçtılar."
"Ekip hazır."
"Tamam."
Herkes yerini almıştı. Ayaz ve adamlarını dışarı çıkmasını bekliyorlardı.
Dışarı çıkınca arabaya bindiniz. Hiçbir polis sizi durdurmaya çalışmamıştı. Ayaz'da bu durumdan şüpheciydi ama yapacak bir şeyi olmayınca kaçmak zorunda kalmıştı.
Adamlardan biri arabayı çalıştırmaya çalıştı. Ama birden tüm kapıları kilitledi.
"Neden kapıları kilitledin?"
"Bir şey olursa kapıyı açmasinlar diye."
"Tamam."
"Silahlarıda bana verin."
"Neden?"
"Bir planım var."
Hepsi ona güvenmiş,silahlarını vermişti. Ayaz bile. Tam silahı verdiğinde Ayaz durdu.
"Senin neden masken var?"
"Planım için lazım."
Ayaz ona da inanmıştı. Adam kıkırdayıp maskeyi açtı. Onu görür görmez ağzın şaşkınlıktan açıldı. O Hyunjin'di.
"Hahahah inandınız değil mi?"
"Hı?"
"POLIS! Eller havaya. Sıkıştınız!"
Hepsi şaşırmıştı. Ne yapacaklarınıda bilemeden birbirlerine baktılar. Hyunjin arabayı Chan'ların yanına sürdü. Kapıları açtı. Arabayı boşalttılar. Chan seni kolundan tutup indirdi arabadan. Sana sinirli bir sekilde bakıyordu. Ona bakıp yutkundun. Senin ağzına sıçacağını biliyordun.
"A-abi özür dilerim."
"Şimdi değil Y/N. Evde konuşuruz."
"Aha sıçtın Y/N." diye geçirdin içinden.
"Y/N senin karakola gelip ifade vermen gerekiyor."
"Tamam gelirim abi."
Yanınıza Jeongin geldi.
"Sen Jeongin'le git."
Kulağına yaklaşıp:
"Git orada ifadeni ver. Eve gelince 2. ifadeni alıcağım merak etme."
Kısa bir bakış atıp arkadaşlarının yanına gitti.
"Gel Y/N. Biz gidelim."
"Tamam."
Jeongin'le arabaya bindiniz. Yanınızda 2 polis daha vardı. "Bugün neler yaşandı ya? Off abim beni öldürecek. Ama hak ettim. Neler olduysa hepsini anlatıcağım." diye içinden geçirmiştin. Evet bugün çok şey olmuştu. Sadece o gün değil neredeyse hergün öyle olacaktı...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Daha çok aksiyon katmak istiyordum ama hayal gücüm buna yetti🥲
Şöyle 30 bölümlük olmasını istiyorum ama olmaz büyük ihtimalle. (Olabilir de)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bang Chan ile hayal et: Ağabey
Teen FictionYeni bir hayat sana kucağını açıyor. Sen de ona doğru koşuyorsun. Bu yolda yeni insanlarla tanışıyorsun. Onlardan bir tanesi ise üvey ağabeyin Bang Chan. Onun sayesinde tüm geçmişini unutuyorsun. Ama başına gelenler sayesinde o güzel günlerden eser...