Yeni bir hayat sana kucağını açıyor. Sen de ona doğru koşuyorsun. Bu yolda yeni insanlarla tanışıyorsun. Onlardan bir tanesi ise üvey ağabeyin Bang Chan. Onun sayesinde tüm geçmişini unutuyorsun. Ama başına gelenler sayesinde o güzel günlerden eser...
Chan işleri yüzünden 1 haftalığına şehir dışına gitmişti. Sana artık güvenebiliyordu. Evde yalnızdın ve yapacak birşeyinde yoktu. 1 hfta daha nasıl böyle kalacağını düşünüyordun. Normalde dışarıya çıkardın, evde yatakta boşboş yatardın. Ama Chan'sız olmuyordu. Chan yanında olunca huzurlu ve güvende hissediyordun. Canın sıkılmıyordu.
Yatağına uzanmış tavana bakıyordun. Acaba bugün neler yapabilirdin? Birden aklına bir fikir geldi. Arkadaşlarını eve çağırabilirdin. Chaeryoung zaten gelirdi. Ama 2 kişi az olurdu. Okuldan yakın olduğun 2 kişiyi daha çağırmak istedin. Junkyu ve Sunoo. Kızlarla pek anlaşamazdın. Bu yüzden erkeklerle daha yakın olurdun. 2 tanede erkek kanka yapmıştın kendine. İkiside eğlenceli tiplerdi. Uzun süredir görüşemiyordunuz. Bu onlara iyi bir süpriz olacaktı.
İlk önce Chaeryoung'a yazdın. Geleceğini söyledikten sonra Sunoo'yu aradın. Kısa bir sohbet aranızdan geçtikten sonra neden aradığını söyledin. Memnuniyetle kabul ettikten sonra sıra Junkyu'daydı. Onuda aramıştın. Oda kabul edince onlar gelene kadar evi toparlayıp yiyecek birşeyler hazırlamaya başladın.
İlk gelen tabiiki Chaeryoung olmuştu. Hazırlıklarada yardım etmişti. Sunoo ve Junkyu buluşarak gelmişlerdi. Eğlence diyince biraz abartıp bir Playstation 5'de yanlarında getirmişlerdi. Hemen televizyona bağlayıp oynamaya başladınız. İlk maçı Junkyu ve Chaeryoung yapmışlardı. Oğlanlar zaten iddalılardı. Sen oynamayı bilmiyordun ama Chaeryoung biliyordu. Sonra sen ve Sunoo oynayacaktınız. Ama ilk önce sana oynamayı öğreteceklerdi.
Maçları bitince sıra sana öğretmekteydi. Seni ortalarına oturtturup nasıl oynayacağını, oyunun püf noktalarına kadar herşeyi anlattılar. Sen anlayınca oyuna başladınız. Sunoo senin üstüne gitmiyordu ama ilk oynamaya göre sen baya iyi oynuyordun. Oyunun ortalarına doğru çekişmeler başladı aranızda. Sunoo artık en ağır şekilde oynuyordu sana karşı. Zorlansanda sen kazanmıştın oyunu. Sunoo şaşkınlıkla sana bakıyordu. Omzuna elini koydu ve kahkaha attı.
"Vayyy güzel oyundu."
Sende şaşırmıştın. Hayatın boyunca asla böyle bişi oynamamıştın.
Chaeryoung abur cubur ve içecekleri getirdi. Beraber sohbet ederek hepsini yediniz. Tam başına gelen olayları anlatırken Chan seni aradı. Müsade isteyip odana geçip telefonu açtın.
"Alo abi."
"Alo Y/N. Ne yapıyorsun?"
"Arkadaşlarımlaydım. Sen ne yapıyorsun?"
"Ne yapayım iş güç işte. Ee ne var ne yok? Merak ettim seni."
"Birşey yok abi buralarda. Sen ne zaman döneceksin?"
"5 gün daha buradayım."
"Hımm anladım."
"Hadi Y/N kapatmam gerekiyor. Kendine iyi bak. Görüşürüz. Birşey olursa beni ara."
"Tamam abi. Sende kendine iyi bak. Görüşürüz."
Telefonu kapatıp arkadaşlarının yanına döndün.
"Heh Y/N devam et sonra ne oldu?"
Junkyu meraklı gözlerle sana bakıyordu. Bu hali çok komikti. Onları daha fazla meraklandırmadan anlatmana devam ettin.
Şöyle böyle diyene kadar akşam olmuştu. Ama siz alışmıştınız birbirinize. Ayrılmak istemiyordunuz. En sonunda yarın bir kafede buluşmak üzerine anlaştınız. Chaeryoung hariç herkes gitmişti. Ona bu gece burada kalmasını söylemiştin sabah. O da ona göre hazırlanmıştı.
"Erkekler gittiğine göre artık pijama partisi yapabilirizzz."
"Evettttt."
Chaeryoung çantasını çıkarttı. İçerisinden 2 paket yüz maskesi, 2 tane saç bandı çıkarttı.
"Bak ne getirdim? Bunları birbirimize yapalım!"
"Olur."
Senin odana geçip bilgisayardan en sevdiğiniz müziği açıp yatağın üzetine oturdunuz. İlk Chaeryoung senin yüzüne sürdü maskeyi. Sonra sen onunkine sürdün. 15 dakika bekleyecektiniz. O sırada birsürü fotoğraf çekinmiştiniz.
15 dakika dolduktan sonra maskeyi soymaya başladınız. Hazır başlamışken biraz daha bakım yaptınız yüzünüze.
Ondan sonra yatağına uzandınız. Bir taraftan müzik dinlerken fotoğraflar çekinmeye devam ettiniz.
Saat 12 olmuştu. Ve epey uykunuz gelmişti. Chaeryoung'la üst katta 2'li yataklar olan odaya geçip yerleştiniz. Chaeryoung direkt uykuya dalmıştı. O kadar tatlı görünüyordu ki onun fotoğrafını çektin.
Bugün yaşadıklarını düşündün. Ne güzel gündü. Dostlarınla yaşadığın en güzel gündü. Keşke Chan ve arkadaşlarıda olsaydı. Aklının bir köşesine yazmıştın. Kendi arkadaşlarını ve Chan'ın arkadaşlarını çağırıp birgün geçirmek. Çok güzel olurdu. Aklından dostluklar ne zaman böyle güzel olmuştu diye geçirdin. Gerçekten dostluklar ne zaman bu kadar güzel olmuştu?
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu Chaeryoung'la fotoğrafınızzz
Eğlenceli bir bölüm yazmak istedim. Umarım olmuştur. Yaşamak istediğim dostlukları yazdım bu bölüme...
