Bölüm-6

638 32 4
                                    

   15.yaş günündü. Sabah erken kalkıp hemen kahvaltı yapıp antremanına gittin. Voleybolu iyi oynadığın için antrenörün seni milli takıma seçmişti. Takımdaki herkes senden büyüktü.

   Antremandan yorgun bir şekilde  çıktın. İstasyona gidip metroyu beklemeye başladın. Chan'la kütüphanede buluşacaktınız.

   Metro geldiğinde içine girip ilk görfüğün koltuğa kendini attın. Chan'a mesaj attın. Kütüphanede beklediğini söylemişti.

   10 dakika sonra metrodan inip hızlı hızlı yürümeye başladın. Chan'ı çok fazla bekletmek istemiyordun. Sonunda kütüphaneye varmıştın. Etrafa göz gezdirdin ve Chan'ı masada kitaplara göz gezdirirken buldun. Sandalye alarak yanına oturdun.

- Merhaba abi.

- Sana da merhaba Y/N.  Hadi bakalım söyle bana hangi konuyu anlamadın.

   Chan sana anlamadığın yerleri güzelce anlatmıştı. Chan da tam öğretmen ruhu vardı ama polis olmak istiyordu. Bu tür işlerden anlardı.

   Chan'ın telefonu çalmaya başlamıştı. Çok ses çıkmasını istemiyordu. Hemen açıp dışarı çıktı. Konuştuktan sonra yanına gelerek;

- Y/N kalkmamız gerekiyor. Babamlarla bir yere gidecekmişiz.

- Tamam abi.

   Masada ki eşyalarınızı hemen çantaya koyarak dışarı çıktınız. Chan ehliyet almıştı. Yeni arabasına binip yola çıktınız. Yol 30 dakika sürmüştü. Bir restoranta gelmiştiniz. Chan da bilmiyordu böyle bir yere geleceğinizi. Baban ona konum atmıştı. Arabayı park ettikten sonra kapıdaki görevlinin yanına gittiniz. Chan gorevliye babanın ismini söyledi. Sonra garson gelip oturacağınız masayı gösterdi. Annen ile baban hala gelmemişti.

   Çok fazla beklemiştiniz. 1 saat olmuştu hala gelmemişlerdi. Chan bir sürü kez aramıştı annenle babanı. Ama açmıyorlardı.

   Chan dayanamayarak seni de alıp gorevlinin yanına gidip randevuyu iptal ettirdi. Hemen arabaya bindiniz. Eve doğru yola çıkmıştınız. 5 dakika sonra Chan'ın telefonu çaldı. Arayanın baban olduğunu düşünmüştün ama o değildi. Kaydedilmemiş bir numaraydı. Chan telefonu eline alıp açtı. Telefonla konuşurken yüzündeki ifade gittikçe korkunç oluyordu. Korkmuş gibiydi. Birazda şaşkın. Telefon elinden kucağına düşmüştü. Birden frene bastı Chan. Ağlamaya baslamıştı.

- Abi ne oldu?

- Annemle babam...

- Annemle babama ne oldu?

- Kaza yapmışlar.

   Çok şaşırmıştın. Böyle bir şey olmasını ikinizde beklemiyordunuz.

- Hastanedelermiş. Hemen oraya gitmemiz gerek.

   Chan hızlıca arabayı çalıştırdı. U dönüşü yaparak hastaneye doğru sürmeye başladı arabayı. Hala şaşkınlıktan ne yapacağını bilmiyordun. Ağlayamıyordun bile.

   Sonunda hastaneye vardınız. Hemen danışmaya giderek onların nerede olduklarını sordunuz. Ameliyatta olduklarını öğrendiniz. Ameliyathanenin önünde beklemeye başladınız. Chan'ı üzgün görünce ona sarıldın. Doktor gelene kadar sarılarak beklediniz.

   Doktor sonunda çıkmıştı. Chan hemen senden ayrılarak;

- Doktor bey annemle babamın durumu nasıl? İyiler değil mi?

   Bunu söylerken endişeli olduğu çok belli oluyordu. Doktor;

- Durumları kötü. Babanız kafasından ağır hasar almış. Anneniz de öyle.

- Offf hayır...

   Chan kafasını duvara koyarak ağlamaya başlamıştı. Sende ağlamaya başlamıştın. Onlar sana iyi bir hayat sunmuşlardı. Şimdi ise senin gözlerinin önünden akıp gidiyorlardı...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Herkese merhaba! Uzun süredir yazamıyordum. Kafamdaki seneryo cok kısa eklemeler yapmaya çalışıyorum. Fotoğraf eklemek istiyorum ama alaklı fotoğraflar bulamıyorum..
Eğer bir hatam varsa kusura bakmayın. Şimdiden özür dilerimmm.

Bang Chan ile hayal et: AğabeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin