Sabah huzurla kalktın. Ne güzel bir gündü. Güneş pıtıl pırıl parlıyordu.
Azıcık yatakta telefonla oynadıktan sonra kalkmaya karar verdin. Banyoda günlük bakımını yaptıktan sonra salona geçtin. Chan koltuğa oturmuş haberleri izliyor bir taraftan da kahvesini yudumluyordu.
"Günaydın abii."
Geçip yanına oturdun.
"Günaydın sana da."
Ayağa kalktı ve ceketini giydi.
"Y/N ben birşeyler atıştırdım. Bugün işlerim yoğun. Sen evde kal. Çıkma sakın bir yere falan. Seni aradığımda aç. Kapıyı sakın yabancılara açma."
"Abi ben küçük değilim ama tamam."
"Sen hala benim için küçüksün."
Gülüp saçlarını karıştırdı. Onu işe gönderdikten sonra kendini koltuğa bıraktın. Telefonunu açtığında antrönörünün mesaj attığını gördün. Kaç gündür gelmemenin sebebini sormuştu. Ona kaçırıldım falanda diyemezdin. Bir yalan uydurup mesaj attın. Bugün antremana gelmeni istemişti. Gidecektin başka çaren yoktu. Başka yapabilecrk birşeyinde yoktu.
Hazırlanıp çıktın. Tabii Chan'a mesaj atman gerekmişti. Gitmene izin vermişti.
Antremandan çıkıp Chan'ın yanına geldin. O gelmeni istemişti.
Biraz orada zaman geçirdin. Chan'ın arkadaşlarını seviyordun. Beraber eğleniyordunuz.
Chan'la beraber eve döndünüz. Yemeğini yiyip erken yatmıştın. Yorgundun. Yarın kütüphaneye gidecektin. Uzun süredir oraya gitmiyordun. Kütüphanede tanıştığın bir arkadaşın vardı. Adı Chaeryoung'du. Beraber kitap okur,araştırma yapardınız. Yarın onlada buluşacaktınız.
Ertesi gün erken kalkman gerekmişti. Kütüphaneye erken gidip yer tutmanız gerekiyordu. Chaeryoung'a mesaj attıp evden çıktın.
Kütüphanenin kapısında buluştunuz. İçerisi erken saatler olmasına karşın doluydu. İki kişilik bir masa bulup oturdunuz.
"Y/N sen neredeydin? Sana mesaj attım. Bakmadın hiçbirine."
"Sorma Chaeryoung. Neler yaşadım nelerrr."
Chaeryoung'la olduğun kadar hayatın da hiçbir arkadaşınla yakın olmamıştın. O güvenilir ve sadıktı. Bu yüzden ona herşeyi anlatabiliyordun.
"Anlat bakalım. Ama biraz sessiz olalım."
"Tamam. Bak şimdi benim arkadaşım Ayaz vardı ya. Sana anlattığım."
"Evet."
"İşte o beni kaçırdı."
"Heh? Ne?!"
"Sessiz ol ama. Hahahaha evet. Hani bana çıkma teklifi etmişti ben onu reddetmiştim. Ondan sonra bana tekrardan yazdı...."
Chaeryoung seni dikkatle dinliyordu. Olayların hepsini teker teker ona anlattın. Anlatmayı bitirdiğibde açık ağzıyla sana şaşkın şaşkın bakıyordu. Bu hali çok komikti. Sessiz bir kahkaha attın.
"Nasıl ya? Çok şaşırdım. Neyse sana birşey olmamış ya ona şükür."
"Evet..."
Konuşmanız bittikten sonra kitap okumaya başladınız.
"Y/N bizim araştırmamız vardı ya. Yunan Mitolojisi'yle alakalı. Ona devam edelim mi? Ben sen yokken araştırmaya devam etmedim."
"Olur."
İkiniz bir aralar Yunan Mitolojisi'ne merak sarmıştınız. Araştırmanıza kaldığınız yerden devam ettiniz.
Önemli bir ansiklopedi bulmuşken Chan seni aramıştı. Chaeryoung'a ansiklopediyi verip tuvalete koşturdun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bang Chan ile hayal et: Ağabey
Teen FictionYeni bir hayat sana kucağını açıyor. Sen de ona doğru koşuyorsun. Bu yolda yeni insanlarla tanışıyorsun. Onlardan bir tanesi ise üvey ağabeyin Bang Chan. Onun sayesinde tüm geçmişini unutuyorsun. Ama başına gelenler sayesinde o güzel günlerden eser...