Bölüm-13

422 20 14
                                    

   Sertçe ondan ayrıldın.

- Sen ne yapıyorsun ya?!

- Sakin ol.

- Ya nasıl sakin olabilirim. Ben buraya seninle düzgün bir iletişim kurmak için geliyorum. Ve senin yaptığına bak bi!

- Y/N...

- Ne?! Senden hoşlanmıyorum. Seni de kırmak istemiyorum. Ama sen beni zorluyorsun. Sadece arkada-

- Ne arkadaşı ya? Tutturdun arkadaş arkadaş diye. Hayır olmicaz arkadaş falan.

- O zaman beni unut!

Banktan çantanı alıp hızlıca parkın çıkışına doğru ilerledin. Ayaz'da arkandan hızlı adımlarla geliyordu. Sana yetişince kolundan tuttu ve seni durdurdu.

- Ne oldu?!

- Gitme.

- Gitmemi sen istedin.

- Ben hiçbir zaman istemedim.

- O zaman hareketlerine dikkat et.

- Tamam gel. Bu sefer düzgünce konuşalım.

- Hayır.

- Nasıl hayır?

- Hayır. Artık sana güvenmiyorum.

- Özür dilerim.

- Hayır.

- Özür dilerim Y/N.

- Affetdiyorum. Ama birdaha karşıma çıkma lütfen.

- Lütfen.

- Sadece hayır.

Kolundan çekiştirip oturduğunuz banka götürdü seni.

- Heh oldu mu?

- Oldu.

- Sadece 5 dakikan var.

- Tamam. Y/N lütfen bana şans ver.

- Ben birsürü kez sana şans verdim.

- Tamam haklısın. Ben  hislerimi kontrol edemiyorum. İfadede edemiyorum.

Derin bir nefes çekti ve o üzgün Ayaz birden kayboldu.

- Bana sadece bir şans daha vermeni istiyorum. Olana kadar devam edicem. Seni rahatsız etmek istemiyorum. Ama yapmak zorunda bırakıyorsun beni.

- Bazen her istediğimiz şeyler olmaz Ayaz.

Boşluğa dalmış bir şekilde devam ettin. Sakindin.

- Hatta bazen değil hep. Senin alacağın kararları başkaları tarafından alınır. Hayatın değiştirirler. Hayatını sen değil resmen onlar seçerler.

Bunları söylerken gözyaşı yanaklarına düştü. Eski ailen gelmişti aklına. Belki onlar öyle bir hata yapmasalardı şuan da böyle şeyler yaşamayacaktın. Onların yaptığı hataların bedelini sen yeni hayatında ödüyordun resmen. Aksilikler üst üste geliyordu.

   Ayaz yanağından akan gözyaşlarını görünce eliyle sildi. Yüzü çok ciddiydi. O gülümsemesi de yoktu. O üzgünlüğü de...

- Biliyorum.

Gözlerine bakıyordu. Bakışlarını kaçırdın. Gözlerin senin üstünde olmasından hep rahatsız olurdun. Yere bakarken telefonunu çıkardı ve oynamaya başladı. Bu kadar mıydı yani? Ani bir mod değişimi yaşamıştınız. Biraz daha sessizce oturdunuz. Onun telefonundan neler yaptığını göremiyordun. İyice sırtını banka yasladın. Sonra derin bir nefes alıp:

Bang Chan ile hayal et: AğabeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin