17.Ortak

124 8 0
                                    

"Eee kızım günün nasıl geçti?" babamın yönelttiği bu soruyla aklımı kurcalayan şu ortaklık işinden az da olsa sıyrıldı.
"İyiydi baba. Bugün yeni bir şey öğrendim..." diye söze başladım. Anneme baktım acaba o biliyor muydu? İkiside yerinde huzursuzca kıpırdanırken birbirlerine baktılar. Annem çatal ve bıçağı bırakarak beni dinlemeye başladı.
"Bartu'nun babası Burhan amca ile ortakmışsınız." Babam da annemde derin bir nefes alırken devam ettim.
"İkinizde bana söylemediniz. Anne?"
"Şirket işleri için daha çok küçüksün ilerde şirketin başına geçtiğinde..."
"Size kaç defa söylicem!Ben asla o şirketin başına geçmicem!" Artık bağırıyordum. Babam aramıza girerek
"Ses tonuna dikkat et küçük hanım." dedi. Ama annem de ben de babamı duymazdan gelerek bağırmaya devam ettik.
"Ne demek şirketin başına geçmicem?! Sen o şirketin ve ailemizin geleceğisin. Buna karar verme yetkin yok!" diye devam etti annem.
"Ne demek karar verme yetkim yok?! Bu hayat benim şirketin geleceğinin canı cehenneme! Ben ilerde ünlü bir doktor olucam ve o şirkette umrumda olmicak!" diye bağırdım. Annem kalktığı yere kendisini bırakırken gözleri donuklaştı ve tek bir noktaya odaklandı. Yine gözlerim dolmuştu. Onları incitmek istemiyordum ama onlar benim hayatım hakkında karar veremezlerdi. Ben yaşıyorum bu hayatı onlar değil. Gelecektede ben yaşamaya devam edicem. Onlar değil. Gözyaşımın akmaması için gözlerimi kırpmamaya çalışıyordum. Ben artık küçük bir kız değildim ve karşılarında ağlamicaktım. Olgun durmam gerekiyordu. Ama daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum. Bu evde bir dakika bile duramazdım artık. Bir hışımla yerimden kalkıp merdivenlere yöneldim. O sırada merdivende oturan Ahu ve Sevgiyi gördüm. Bir an bile duraksamadan aralarından yukarı tırmandım. Arkamda hala babamın homurdanmaları geliyordu. Anneme kızıyordu "...hep sen şımarttın bu kızı..... Böyle olmazdı." kendi hıçkırıklarım arasından bazen babamın sesini duyuyordum. Bir yandan yeşil bavuluma kıyafetlerimi tıkıştırırken bir yandanda telefonla Bartu'yu arıyordum. Sonunda bana birkaç gün yetecek kadar kıyafet ve para koyma işim bittiğinde Sevgi elimden telefonu alıp kapattı.
"Hiç bir yere gitmiyorsun küçük hanım" dedi annemi taklit ederek. Ama şu anda onu düşünecek durumda değildim. Elinden telefonu kaptım bavulu tekerleklerinden sürükleyerek merdivene kadar getirdim. Babam merdivenlerin aşağısında kaşlarını çatmış ve kollarını bağlamış bir şekilde bana bakıyordu ona aldırmadan yüzümü kolumla kuruladım ve bavulu aşağı indirmeye başladım.
"Gidecek hiçbir yerin yok köpek gibi geri döneceksin bu eve ama o zamanda ben seni kabul etmiyeceğim! Duydun mu?!" annem elini babamın göğsüne koyarak onu susturdu bu sırada bende kapıya varmıştım arkama dönüp Sevgi ve Ahuya baktım. İkiside "ne yaparsan yap arkandayız" bakışları attıklarında kapıyı çarparak çıktım evden.
~~~
Beni özlediniz dimiii? Bende sizi özledim ve tekrar karşınızdayım. Olaylar bundan sonra çok farklı gelişecek. Son derece şaytani planlarım ve hikaye hakkında, okadar ki şeytan bana kızıyor neden daha önce aklıma gelmedi diye. Neyse fazla uzatmicam tatlı okumalar herkese :* :*
Multimedya: Ahu Durunun arkasından bakarkan, Sevgi Duruya "Hiçbiryere gitmiyorsun küçük hanım" derken, Duru gözlerini kırpmamak için zorlanırken.

Aşk Yok (DÜZENLENİYOR!!!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin