20.Hastahane

130 6 0
                                    

Selam AYıcıklarım benimm biliyorum çok özlediniz beni bende sizi özledim. Açıkçası önümüzdeki yaza kadar bölüm paylaşmayı düşünmüyordum ama dayanamadım. Ta ta ta tam işte yeni bölüm.... Şak şak şak şak (alkış)
"Senin burda ne işin var?" diye bağırdı Ahu. Sesi oldukça uzaktan geliyordu. Etraf karanlık yada gözlerim kapalı. Aldığım hastahane kokusuyla gözlerimin kapalı olma ihtimali daha yüksek geldi.
"Ben sadece O'nu merak ettim." bu ses...
"Etme. Merak falan etme. Ya sen hangi yüzle buraya gelebiliyorsun aklım almıyor. Çıkar mısın lütfen?" Gözlerimi açmaya zorladım kendimi. Görüşüm başta sanki suyun altındaymışım gibi bulanık olsada yaklaşık 10 saniye sonra netleşti. Karşımda Ozan'ı görmeyi kesinlikle beklemezken Talha nerde diye düşünmeye başlamıştım. Son hatıralarımı kendimi biraz daha zorlayarak aklıma getirdiğimde silahların patlama seslerini hatırladığımı farkettim. Bir anda aklıma dank etti. Aynı anda Sevgi bütün dikkatleri Ozan'dan bana çekicek o kelimeyi söyledi.
"Uyandı." annem sol tarafımda oturmuş elimi tutuyordu. Başı iki elinin arasındaki elime dayalıydı. Babamsa sağ tarafımda oturmuş Ozan'a sert bakışlar fırlatıyordu. Tabikide onun kim olduğundan haberi yoktu. Sevgi'nin yanakları ıslaktı, ağlaması Ozan'ı görmesiyle durmuştu. Ahu da Ozan'ın karşısında elleri belinde duruyordu. Asıl dikkatimi çekense Bartu'ydu. O neden buradaydı? Sevgi'nin o tek kelimesiyle bütün dikkatler Ozan'dan bana dönmüştü. Bu şekilde çok komik duruyorlardı kendimi tutamayıp gülmeye başlamıştım. Ama anında susmuştum çünkü sol omzumda fena bir ağrı vardı. Bu ağrı aklıma çatışmayı ve dolayısıyla Talha'yı getirmişti. Endişeyle
"Talha nerde?" diye sormuştum. Ahu yanıma gelip kalkma çabalarımı menederek geri yatırdı beni
"O iyi merak etme. Yan odada. 3 gündür başında nöbet tutuyordu. Dinlenmesi gerekiyordu bizim ısrarlarımıza dayanamayıp yan odaya uyumaya gitti. Siz ne ara bu kadar samimi oldunuz?" Ahu'nun sorusu üstüne
"Şimdi sırası değil Ahu. Eminim buradan çıkınca Duru bize her şeyi anlatacaktır. Değil mi Duru?" Sevgi'nin bana yönelttiği sorudan sonra burda olmamın asıl sebeplarine döndüm. Annem ve babam. Onlarla kavga edip evi terk etmiştim. Lanetli olduğuna inandığım Paker mirası yüzünden ben az kalsın ölüyordum. Küçükken az bir ihtimalde olsa kabul etmeyi düşünüyordum ama artık o mirası hiç bir şekilde istemiyorum. Elimi annemden kurtararak karnımın üstüne koydum. Dikkati tekrar üstüne çekmek isteyen Ozan
"Geçmiş olsun." dedi. Ahu ona dönerek
"Sen hala burda mısın? Hadi yavrum kış kış anca gidersin. Hadi kış." dedi. Uzun zaman sonra ilk kez sesini duyuyordum ve onunla bir daha karşıma çıkmaması hakkında konuşmalıydım. Ama ailem burdayken onunla konuşmam mümkün değildi.
"Teşekkür ederim Ozan ama şimdi gitsen daha iyi olucak." dedim. Bartu sanki bunu söylememi bekliyormuş gibi kalkıp Ozan'ı kolundan tuttu. Ve onuda kendisiyle beraber dışarı sürükledi. Geri gelmesini beklerken o gün onu bir daha hiç görmedim.
~~~1 hafta sonra~~~
"Aç bakim ağzını bak uçak geliyoorrr" "Ah, anne. Çocuk değilim artık ve etli yemeklerden de nefrat ettiğimi biliyorsun. Özelliklede et suyundan."
"Doktor kurşunun kürek kemiğine zarar verdiğini söyledi ve et suyu çabuk iyileştirir. O yüzden aç bakayım ağzını." diyerek kaşığı ağzıma tıkıştırdı. İğrenç. Şimdi kusucam.
"Anne yalvarırım bırak yemicem." sol omzum sarılı kolumda askıdaydı. Düştüğüm sırada kolumu incitmişim o yüzden hareket ettiremiyordum. Sağ elimden destek alarak koltukta biraz daha doğruldum.
"Reyhan abla yardım et adam öldürüyorlar yalvarırım kurtar beni." Masayı hazırlayan Reyhan abladan yardım istedim son çare olarak ama oda beni şaşırtmayıp
"Bu sefer annen haklı kuzucum. Et suyu seni daha hızlı iyileştirir." dedi. Annem Reyhan ablayıda arkasına aldığı için zafer gülümseyişini takınıp bir kaşık daha ağzıma soktu. Kızlarda sanki sinema izlermiş gibi ikili koltukta oturmuş bana gülüyorlardı.
"Ne gülüyorsunuz be ayı mı oynuyor?"
"Ayıdan daha komik birşey oynuyor karşıda."
"Aynen Ahucum şunu sinemaya koysalar izlemek için para bile verirdim." Kızlarında desteğini kaybettiğime göre sonum belli oldu. Kesinlikle kusucaktım. Annem bir kaşık daha ağzıma sokacakken görüş alanıma giren Bartu ve çiçekleri gözlerimi kocaman açmama sebep olmuştu. Onu hastahaneden sonra ilk defa görüyordum. Gözleri kızarmış, yorgun gibiydi sanki. Annem şaşkınlığımdan faydalanıp o kaşığıda ağzıma soktu. Ben yakama sıkıştırdığım peçeteyi alıp ağzımı silerken
"Tamam bak bu kadar yeter. Oscar ödülü vermeleri lazım bana. 3 kaşık et suyu içtim bravo valla bana." Herkesin kahkahasına sebep olurken Bartu'nun da gamzelerine sebep olmuştum.

Aşk Yok (DÜZENLENİYOR!!!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin