Arabanın ön koltuğuna oturduğum anda iki çift kol bana sarıldı. İki çift diyorum çünkü dört kol vardı. Ve ben bu sarılmaları uzayda bile olsa tanırım.
"Sürprizzzz!!!" diye bağırdıklarında bende sevinç çığlıkları atarak arkamı dönüp onlara sarıldım. Aramızda koltuk varken bu nasıl mümkün oldu anlayamadım ama oldu bir şekilde işte. Sonuçta bu 'biz'dik. Biz kucaklaşırken babam sızlanmaya başladı.
"Ahh.. Hadi amaa.. Hiç büyümeyecek misiniz siz?" Ahu ve Sevgi ile başkıştan sonra aynı anda gülerek "Hayırrr!!" diye bağırdık. Ve kucaklaşmamıza devam ettik. Ben bir anda ayrılıp arabanın kapısından dışarı çıktım. Kızlar bana şaşkın şaşkın bakarken arka kapıyı açıp yanlarına girdim ve derin bir dedikoduya daldık.
Öne doğru kaydığımızda henüz ne zaman harekete geçtiğimizi fark etmemişken durduğumuzu anladım. Dışarı baktığımda evin önünde olduğumuzu gördüm. Yol ne kadar da çabuk geçmişti. Babam sürücü koltuğundan arkasına doğru döndüğünde
"Hadi gidin üstünüze şık ama rahat bir şeyler giyip gelin sizi bir yere götüreceğim." dedi. Kızlarla merak içinde bakıştıktan sonra koşa koşa evin içine girdik.
Üstümüze dar paçalarımızı ve sweatshirtlerimizi giydikten sonra aynı hızla geri aşağı indik. Ahu mavi renkli üstünde Tazmanya Canavarı baskısı olanı, Sevgi eflatun renkli üstünde Tweety baskılı, ben de siyah renkli üstünde Bugsbunny baskılı olanı giymiştim. Bunları beraber almıştık. Üçümüzün en sevdiği çizgi film karakterleri vardı ve bunlar onlardı.
Yol boyunca Sevgi'nin bensiz geçirdiği günlerdeki maceralarını dinledik. Sonunda arabanın durduğunu hissettik. Üçümüz de etrafımıza şaşkın şaşkın bakınırken nereye geldiğimizi daha doğrusu babamın bizi nereye getirdiğini anladığımızda birbirimize bakarak çığlık attık. Eğlence merkezi!! Etrafımıza gülücükler saçarken dışardan çok mal gördüğümüzün farkındaydık ama biz eğleniyorduk başkalarının düşüncelerini umursamadan.
Babam arabayı park etmek için sürmeye devam ederken bizde eğlence merkezinden içeri adımımızı atıyorduk. Ve içeri girmemizle beraber üçümüzün de favorisi olan bowlinge yöneldik. 3. Tura başlarken tanıdık bir ses duymamın üzerine dikkatim dağıldı ve topu boşa attım. Kafamı çevirip girişe baktım. Adımlarını takip ederek onu izledim. O da siyah sweatshirt giymişti.
Her yerde karşıma çıkmak zorunda mıydı? Arkadaşlarıyla kahkahalar eşliğinde bizim biraz ötemizdeki bilardo masasına yöneldiler. Kafasını çevirmesiyle yeşil gözlerinin gözlerimi bulması bir oldu. Gözleri irileşirken garip bir parıltı geçti içinden. Başıyla hafifçe beni selamlayınca bende gülümseyerek ona karşılık verdim."Kim bu meteor?" diye sordu Sevgi yanıma yaklaşıp bir elinde de mor bowling topunu tutarken. Ahu sosyal alemde yer bildirimi ile uğraşıyordu o sırada yani Bartu'yu görmemişti.
"Bartu. Bizim sınıftakilerden biri işte. Heryerde karşıma çıkıyor." diye cevap verdim. Daha sonra oyunumuza geri döndük.
Sevgi bize birinciliğiyle hava atarken eğlence merkezinden çıkıyorduk. Babam biz oyun oynarken bir ara gelmişti ama daha sonra acil bir işi çıktığı için gitmişti. Her zaman çıkardı. Bizim için şoförünü göndermişti. Ben arkadan çıktığımız kapıyı kapatırken birisi kapıyı tutup engel olarak geri açtı. Açan kişinin Bartu olduğunu görünce onu izlemeye başladım. Bir şey söylemek ister gibi bakıyordu"Biraz konuşabilir miyiz?" diye sordu sonunda. Sen istersin de ben kabul etmez miyimm!! Yine de heyecanımı kendime saklayıp
"Tabikide" dedikten sonra Sevgi ve Ahu'ya döndüm. İkisi de bana bakıyordu. Sevgi'nin 'şansını seveyim' bakışlarına karşılık
"Kızlar evin adresini biliyorsunuz benim biraz işim var evde görüşürüz" dedikten sonra cevaplarını beklemeden Bartu ile beraber parka doğru yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Yok (DÜZENLENİYOR!!!)
Teen Fiction"Duru. Seni buraya getirmeden önce çok düşündüm. Bu kadar çabuk olmaz dedim. Ama kalbim beni dinlemedi. Kalbin kalbime düştü."