Hürkan'dan;
Sabah uyandım Emre kalkmış mı diye bakmak için oturma odasına gittim hala uyuyordu. Bir insanın bu kadar kusursuz olmaya hakkı yoktu!
Acaba Emre beni ne diye kayıt etmişti telefonuna. Emre'nin telefonunu elime aldım şifre yoktu(?) Neden acaba? Belli ki saklayacak bir şeyi yok diye düşündüm. Ve WhatsApp'a girdim en çok oradan konuşurduk. Sabitlide ben vardım Hürkan'ım♡ diye kayıt etmişti benim altımda bir numara vardı ve en son 13.00 diye bir mesaj atmıştı.
Telefonunu karıştırmam saçmaydı. Ama dürtülerime engel olamadım. Ve numaraya tıkladım.
+90 505*******: Emre ben Hürkan'ın abisi yarın istifa ettiğin kafeye gel. Konuşmamız lazım.
Siz: Tamam saat kaç?
+90 505*******: 13.00
Emre tek başına mı gitmeyi düşünmüştü acaba? Biraz bekleyelim bakalım Emre bana ne tarz yalan söyleyecek.
Emre kıpırdanmaya başladı hemen telefonu eski yerine koydum.
Emre'den;
Saba önce belimin ağrısını hissettim. Sonra başımda bir şeyin dikilip beni izlediğini. Hürkan yine pırıl pırıl gözleriyle beni izliyordu.
H: Günaydınlar efendim.
E: Günaydın Hürkan'ım.
H: Hadi elini yüzünü yıka sonra kahvaltı hazırlayalım.
E: Hürkan aslında bugün dışarda kahvaltı etsek.
H: Olur fıstığım hadi hazırlan.
E: Sen iyisin değil mi? Dün çok kötüydün.
H: O çorbayı kim içse iyileşir, sanki sihirli.
Güldüm.
E: Eee o zaman ben bir duşa gireyim sonra üstümü giyineyim çıkalım.
H: Duşta yardıma ihtiyaç olursa seslen.
E: Yok canım kalsın.
Hürkan'a öpücük fırlattım. Havada yakalayıp kalbine koydu ŞWÖSPĞWLWPW ISIRICAAAAM. Emre coştun yine kendine gel.
Duştan çıktım üzerimi giyinirken Hürkan odaya daldı. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Birden gözlerini kapatıp arkasına döndü.
H: Ben çok özür dilerim Emre. Sadece ne yaptın diye bakmaya gelmiştim.
Hürkan'ın yanına gittim, bana doğru dönmesini sağladım ve onu kapıyla kendi arama sıkıştırdım.
E: Hadi ama Hürkan! Bana bakmak istemiyor musun yoksa?
Yavaşça ellerini aldım ve aşağı indirdim. Hürkan vücudumu süzmeye başladı.
H: Allah'ım analar neler doğuruyor.
E: Sen kendine bak Hürkan, beni çıldırtıyorsun!
Dayanamadım ve Hürkan'ın dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Hürkan memnuniyetsiz bir şekilde.
H: Bu kadar kısa mı ya?
E: Açım Hürkan yemek yemezsem seni yiyeceğim.
H: Bana uyar.
E: Hey! Saçma sapan düşünüpte sinirimi bozma.
***
Hürkan'dan;
Kahvaltı yerine geldiğimizde Emre hiç benle ilgilenmiyordu. Kafasını tabağa gömmüş yemek yiyordu.
H: Emre kıtlıktan mı çıktın aşkım. Yavaş yesene boğulacaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Konser // Mengola
Fanfiction+"Sen hep şarkılarla mı konuşursun?" -"Şarkılar değil midir konuşamadığımızda bize yardımcı olan?"