Hürkan'dan;
Yurtdışı işleri beni çok yormuştu. Üstelik aptal dayımla kalıyordum. Emreyi çok özlemiştim aptal bir mesajla onu bırakmam. Kim bilir nasıl üzülmüştür?
Şimdi evde tektim, dayım önemli işlerim var diyip defolup gitmişti.
Her ay ev değiştirdiğimiz için şuan bambaşka bir evdeydik.
Dayımın çalışma odasına gittim kitapları incelerken bir kitap elime çok hafif geldi. Kitap görünümlü kutu, zekice. İçinde bir anahtar, anahtarın üstünde de rakamlar yazılıydı.
Kasasına gittim ve rakamları yazdım.
2611 kilit açıldı
Aptal bu adam. Kasadan başka bir anahtar çıktı onu da yanıma aldım. Dayımın odasına gittim belki orada bir şeyler vardır diye.
Dayımın odasına adımımı attığımda yerden bir gıcırtı geldi. Halıyı kaldırdım gizli bir kapı vardı. İki anahtardan ilkini denedim, olmadı bu sefer 2.yi denedim ikincide açıldı. Aşağı doğru indim. Bu sefer bir başka kapı karşıladı beni. Ne çok kapı vardı bu evde.
Kapıyı açtığımda hastane odasına benzer bir yere gelmiştim. Gözüm oradaki neştere takıldı. Hemen aldım arkamdan birinin sesini duydum ve arkamı döndüm.
Sedyede biri yatıyordu.. Bir kadın.
Emre'den;
Eve gelmiştim uzun zaman sonra ondan bildirim almak yüzümde saçma bir gülümseme yaratıyordu, ama çok yorulmuştum.
Y: Emre'm yorulduysan uyu içeride.
E: Teşekkür ederim, sen hep koltukta yatıyorsun bugün ben yatsam?
Y: Nasıl rahat edersen, ben burada telefona bakacağım sıkıntı yok değil mi?
E: Hayır sıkıntı yok, şurada uyku ilacım vardı onu verebilir misin? Uyku tutmuyor kaç gündür.
Y: Tabii al bakalım.
Hapı yuttum ve gözlerimi kapattım bir süre sonra uykuya daldım.
Yiğit'ten;
Emre çok zor zamanlardan geçiyordu. Yüzüne bakan bir insan ne kadar yorgun ve bıkmış olduğunu anlardı. Emre'nin nefesleri düzene girmişti artık.
Emre yürüyüşe çıktığından beri çok mutluydu o sırada elinde de telefonu vardı. Baksam bir sakınca yoktu. Telefonunda başlarda şifre yoktu o gittikten sonra şifresini onun doğum günü yapmıştı. Şu sıralar onun adını duyduğunda bir şey olmuyordu belki onu unutuyordur..
Şifreyi girdim aramalara baktım bir şey yoktu. Mesajlara girdim pinli mesajlarda o vardı şaşırmamıştım. Mesajlara girdim ve bugün onunla yazıştığını gördüm. Belli ki unutmamışsın Emre'm. Ama merak etme eğer o bir gün geri dönerse sırf senin iyiliğin için bile senden vazgeçerim.
Şuan tek tesellim onu unutman. Umarım iyi olursun Emre. Senin için senden bile vazgeçerim.
Emre'den;
Ne ara ertesi gün oldu bilmiyorum ama Yiğit hala aynı yerinde duruyordu ve endişeli bi şekilde bana bakıyordu.
E: Ne oldu neden öyle bakıyorsun?
Y: Nasıl bakıyormuşum?
Dedi gülerek.
E: Endişeli..
Yiğit yanıma geldi ve yanağımı okşadı.
Y: Yok öyle bir şey. Dışarı çıkmak ister misin?
E: Hm hm
Yiğit elimden tutarak kaldırdı beni.
Y: Hadi bakalım koca bebek kalkta üstünü giyin.
E: Of çok üşendim böyle çıkıcam.
Y: Emre! Kaç gündür aynı kıyafetlesin. Bi duşa gir.
E: Sen bana kokuyorsun mu diyorsun anlamadım?
Y: Ya canım ne alaka. Sen yıkanmazsan ben seni yıkayacağım.
Durdum. Aklıma Hürkan'a duş aldırdığım gece geldi.
E: Tamam ya ben alırım.
Y: Siz bilirsiniz Emre bey.
E: Tabii ben bilirim Yiğit bey.
Dedim ve Yiğitin yanağından makas alıp gülerek uzaklaştım.
Hürkan'dan;
İlk uçakla Türkiye'ye gelmiştim. Dayım artık mefta olmuştu zuhahahah neşteri sapladım böyle kalbine. Ne diyosun Hürkan ığhm. Annemi bulmanın verdiği sevinçle evimize geldim. Ama Emre yoktu. Annemi evimize yerleştirdim ve telefonumdaki uygulamayı açtım. O uygulama Emre'min nerde olduğunu göstetiyordu.
Şuan bi parktaydı. Kendimi dışarıya attım. Ve işte Emre oradaydı yanında bir çocuk vardı Emre çocuğa gülerek bir şeyler anlatıyordu. Çocukta bana benzer bir şeyler vardı. Bakışlar.. benim gibi bakıyordu Emre'ye.. Hayran hayran. Onu kayıp mı ettim? Emre'ye mesaj attım. Aklımdakileri şarkıya döktüm.
Siz: Dışarıya atıverdim kendimi
Beni biliyorsun, ev kedisiyim
Bulduğum ilk kalabalığa karıştım
Biraz da böyle yalnız olmak için.Emre telefonunu çıkarttı ve etrafa baktı.
Emre'den;
Yiğitle yürüken ona Hürkan ile nasıl tanıştığımızı anlatıyordum. Ama çok heyecanlı bi şekilde. Yiğit çok büyük bir hevesle beni dinliyor arada keşke benimde böyle bir ilişkim olsaydı diyordu.
Mesaj geldi telefonu elime aldım. Yiğite baktım.
Y: Yaz Emre sıkıntı yok.
E: Aslında yazmak istemiyorum biliyor musun?
Y: Sen bilirsin.
Arkamdan ses duydum. Yıllardır duymadığım o ses.
H: Zaman izimizi, ikimizi siler
Kiminin acısı kalır, anılar gider
Daha gençsin, ah, gülüp oyna sen
Son durağın benim evim olsun.Sinirle arkamı döndüm yok artık bide hiç bir şey olmamış gibi şarkı söylüyordu.
E: Son bildiğin halimden beterim
Hoş geldin bu köyün delisiyim
Varoluşunun krizinin eşiğindeyim
Seni unutuşumun arifesindeyim :)H: Emre'm bak ben gel-
Yiğite baktım uzaktan bizi izliyordu. Artık sinirlenmiştim gerçekten. Hala Emre'm diyordu.
E: Onca olasılık içinde neden burada?
Neden şimdi?
Ben yara izini öpendim ya
Neden vurdun, değer miydi?Hürkan devam etti. Yiğiti gösterirken konuştu.
H: Boşver beni, öyle devam et
Gerekenle değil, hak ettiğinleDedi ve çekip gitti. Yere çömeldim Yiğit yanıma geldi.
Y: Emre ağlama.. ben senin hep yanındayım. Lütfen ağlama.
Bana sarılmıştı bende ona sarıldım.
E: Yiğit.. iyi ki varsın.
Y: Sende Emre'm, sende
***
Ne ola ki, bu tanıdık hisler ne?
Sanki bakışların üzerimde
Göz göze kaldık sana dönüşümle
Bir sebep var bu denk gelişlerde
Ya benimlesin ya da bir şarkısınYiğitle Emreyi yapıp mengolayı siktir etmem yok mu? (Yooook)
Öptüm bay, gömdüm say <3
![](https://img.wattpad.com/cover/317169308-288-k688784.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Konser // Mengola
Fanfic+"Sen hep şarkılarla mı konuşursun?" -"Şarkılar değil midir konuşamadığımızda bize yardımcı olan?"