13. Bölüm

5.9K 199 2
                                    

Evden çıktıktan sonra şöföre doğru konuştum "önce şirkete sonra depo'ya" dedim beni başıyla onaylıyan şöfer arabayı şirkete doğru sürmüştü konuşan adem ile ona baktım "patron depo'daki adam'ı ne yapmayı düşünüyorsun" dedi "bilmem adem ne yapıyım sence" dedim alayla adem bana koltuktan arkasına dönerek konuştu "valla patron bence direk yakalım canlı canlı" dedi ona ters bir bakış atım ve arabanın camından dışarıyı seyretmeye başladım araba şirketin önünde durunca adem arabadan inip kapımı açtı arabadan inmemle korumalar  hazırola geçtiler şirkete doğru ilerledim dik duruşum ve kendimden emin adımlara ilerledim beni gören şirket çalışanları sahte tebessümle karşılıyordu beni bense hiçbiri ile göz teması kurmuyordum arkamdan gelen adem konuştu "patron biyolojik ailen senle konuşmak istiyor" dedi ona cevap vermeden asansöre doğru ilerledim kartı asansöre okutup açılmasını bekledim kapıları açılan asansöre bindim ve 32. Kata bastım benle birlikte binen adem ile ona doğru dönmeden konuştum "bana ulaşmalarını engelle" dedim sert bir. Sesle asansörün durması ile asansörden indim beni gören sekreter yanıma gelip "şey efendim bir toplantı vardı ben onu gözden kaçırmışım kusura bakmayın" dedi sekreter ona bakıp buz gibi bir sesle "nasıl gözden kaçırırsın" dedim ardından "odama gel" dedim ve odama doğru ilerledim odama geçip koltuğa oturdum önüme koyulan dosya ile sekretere döndüm ve dosyaları incelemeye başladım açacağımız şirket ile ilgili ortaklık ihalesiydi dosyayı birazdaha inceledikten sonra kapatım baş ağrım artıyordu her geçen dakika odamın kapısı çalması ile "gel" dedim içeri giren sekreter hemen Konuşmaya başladı "Nil hanım toplantıya az kaldı" dedi kafa salladım dışarı çıkan sekreter ile biraz oturduktan sonra ayağa kalktım ve toplantının yapılacağı yere doğru ilerledim arkamdan adem ve sekreter kadın geliyordu toplantının yapılacağı yere gelince biraz bekledikten sonra kapıyı açıp içeri girdim masadakiler bakınca şaşırsam da dışarıdan tepkisiz kaldım ilerleyip masanın başında ki koltuğa oturdum ve konuşmaya başladım "öncelikle hepiniz hoş geldiniz" dedim ve devam etim "istersiniz hemen başlıyalım bildiğiniz gibi bir şirket açtım ve ortaklık düşünüyorum hem sizin için iyi bir fırsat hemde benim için" dedim ve sustum konuşan yılmaz bey ile ona döndüm "% kaçlık ortak olacağız şirkete bu dosyalarda belli edilmiyor" dedi kafa sallayıp konuştum "%30 'luk" dedim başını salladı ve. Fiyatlar konuşuldu öyle böyle derken toplantı biti yılmaz bey yeni açılacak şirketim ortak olmuştu yanıma gelen derman bey ile ona döndüm "duyumlarıma göre bu gün italyaya gidiyormuşsun" dedi ona bakıp "evet derman bey" dedim  yanıma doğru gelen adem ile bakışlarım onu buldu "patron" dedi ve sustu bunu anlıyan derman konuştu "sanırım işin var daha sonra konuşuruz bu arada İtalya dan geldiğinde senle bir yemek yiyelim" dedi bende onu onaylıyarak konuştum "tamam derman bey" dedim derman'ın gitmesi ile odama doğru ilerledim odama geçmeden önce sekretere doğru konuştum "rahatsız edilmek istemiyorum" dedim ve odama geçtim arkamdan gelen adem kapıyı kapatarak yanıma geldi ona baktım ve kafa salladım hadi dercesine bunu anlayan adem konuşmaya başladı "patron barda sorun çıkmış bide depoda ki adam onu bir an önce halledelim ilhan iti her an öldürebilir" dedi  ona bakıp kafa salladım "tamam önce depoya gidelim sonra bara uğrarız" dedim ve ayağa kalktım kapıyı açıp dışarı çıktım asansöre doğru ilerledim kartımı okutup gelmesini bekledim biraz bekledikten sonra gelen asansör. İle bindim ve  0  basttım aşağı inen asansöre ile ademe dönüp konuştum "bu akşamki uçağı iptal et bu gün gidemiyecem" dedim adem kafa salladı asansörün durması ile indim ve çıkışa doğru ilerledim arkamdan gelen adem hızlanıp araba kapımı açtı arabaya bindim yolcu Koltuğuna oturan ademle araba hareket eti ve yola çıktık yolu seyrederken aklıma gelen burcu  hanım ile derin bir nefes aldım sanırım en büyük yarayı o açmıştı bana  neden bu kin, neden bu nefret, neden beni sevmiyorsunuz diye sormadım kim severdik eli kana bulanmış bir caniyi hiç kimse sevmezdi aile tarafından şansım kötü olsada para iş mevki konusunda asla  kötü değildim insanların bana itaat etmesini sanırım seviyordum ve ben hiç bir şeyi bunla değiştirmezdim araba deponun önünde durması ile korumaları inmesini beklemeden kapımı açtım arabadan indim depoya doğru ilerledim depoya girmemle yüzü kan içinde olan adama baktım suçu bana ihanet etmekti sakin adımlarla ona doğru ilerledim elimdeki yüzük ve bileklikleri iş çıkardım ademe doğru uzattım elindekileri alan ademle adama doğru yürüdüm ve yanındaki sandalyeyi sürüklüyerek çektim tam karşısına gelince oturdum ona sakin bir şeklide konuştum " benden hangi görüntüleri aldın" dedim adam beni sakinliğimi görmesi ile titremeye başladı konuşmuyordu birden yumruk atmamla adam neye uğradığını şaşırdı bu sefer daha sert bir şeklide vurdum vurmamla sandalye devrildi ve yere düştü adamlara baktım soğuk bir sesle "kaldırın" dedim adamlar hemen kaldırdı ve sabitlediler her vuruşumda adam dayanamıyor en son adam nefes nefes konuştu "dur y-yalvarırım dur" dedi ona acımasızca bakıp konuştum "istediğimi verdiğin zaman seni acısız Bir şekilde öldürecem" dedim sadist bir şekilde güldüm ve arkamı döndüm birden başımamla korumaların bir kaçı yerinden sıçramıştı "konuş lan ne verdin dedim sana" diye bağırdım adam konuşmuyunca elime aldığım bıçağı derisini yüzmeye başladım yüzerken de konuşuyordum "size bana ihanet etmeyin benle ters düşmeyin dedikçe siz. İla gel ölüm bizi öldür diyorsunuz bu son olmasını umarak" dedim elimin altında ki adam can acısı ile hem kıvranıyordu hemde bağırıyordu ademe bakmadan "tuz ve tuzlu su" dedim adem kafa salıyarak gitti derisinin çoğunu yüzmüştüm durdum ve sesi kesilen adama baktım bayılmıştı onu birazdan çok güzel bir şekilde ayıltacaktım gelen adem ile önce tuzlu suyu aldım ve adamın yüzdüğüm  derinse döktüm biraz  acı içinde uyanan adama baktım adam ise hala bağırıyordu elimi ağzına koyarak sesini ketim ona eğilerek konuştum "ilk ve son defa soruyorum eğer istediğim cevabı vermezsen bu sefer ailenle devam edecem sende izliyeceksin" dedim asla acıma duygusu olmayan sesimle adam en son pes ederken konuştu "b-beni ilhan ben yolladı sizden bir kaç fotoğraf istedi işkence ederken ki fotoğraflarınızı" dedi ve nefes alıp devam eti "bende verdim vermek zorundaydım" dedi sustu kafamı kaldırmamla bir adamla göz göze geldim ona daha dikkatli baktım telefonu tutmuştu ona doğru yavaş adımlarla ilerledim bende kaçmaya kalkışacakken hızla yakasından tutum ve duvara doğru itim yere düşen telefon ile bakışlarımı adam dan çekip telefona çevirdim bu... Bu Kandemir ailesiydi kaşlarımı çatarak adama baktım ve adema bakarak kafamla adamı işaret etim telefona eğilip elime aldım tüm Kandemir ailesi buradaydı kafamdaki yapozlar tek tek yerine oturuyordu bu bana oynanan oyunlardı telefona daha dikkatli bir şeklide baktığımda Alparslan'ı gördüm elinde içkisiyle kameraya bakıyordu o damı oyunun içindeydi ilhan iti de oradaydı bana dehşetle bakan Kandemir. Ailesi ve zevkle izliyen iki. Kişi biri Alparslan beni sevdiğini ida eden adam diğeri. İse düşmanım..... Konuşan ilhan itiyle onu dinledim "ee ölüm nasıl buldun ihanetini sırtındaki bıçaklar eksilmesi yerine artıyor" dedi ve güldü alyla ona tam cevap verecekken konuştu Alparslan "artmaya devam edecek" dedi ölümü andıran sesiyle ne sikim oluyordu böyle  güldüm  ardından konuştum " saklanacak delik arayın beylere ölümü çok hafife almayın lider Alparslan olabilir ama ben biti demeden bitmez oyun yeni başlıyor ve bu sefer kuraları ben koyacam" dedim gözüm  Alparslan'ı kaydı gözündeki gururu anlamadım veya anlamamazlıktan geldim bana canice bakan Kandemir ailesine hitaben konuştum" bu günkü yapılan anlaşma fes edildi " dedim duygusuzca burcu hanımın sesini duymamla sustum" sen canisi duydunmu sen katilsin sen sen sen canavarsın "dedi bağırarak gözlerim istemsiz bir şeklide doldu derin bir nefes alıp Alparslan'ı baktım burcu hanıma nefretle bakıyordu güldüm gülüşüm kahkaya döndü tüm bakışların odağı ben oldum onlara son defa baktım ve telefonu kapatım sinirden gözüm dönmüştü beni kandırmıştı' seni seviyorum' dedi 'seni asla bırakmıycam' dedi ne oldu şimdi ne değişti gözüm adama kaydı belimden silahımı çıkartıp iki adama da ateş etim Alparslan'ın adamları vardı adamlarımın içinde bakışlarım tek tek adamların üstünde gezdirdim "Alparslan'ın adamların dan kim varsa kov" dedim duygusuzca depodan çıkıp arabama doğru ilerledim arkamdan gelen ademle durup ona Baktım "paşimden gelme sakın" dedim ve arabaya bindim son hız yolda gidiyordum bana ihanet eti  benim gücüm onun karşısında az o çok güçlüydü o neredeyse Dünya. Lideriydi ne biçim oyunun içindeyim ben ben burda  piyondum  kulanıldım kendime bunları tekrarlıyordum telefonum çalması ile bakışlarım telefonu buldu Alparslan arıyordu bir yola birde telefona bakıyordum telefonu açtım ve arabaya bağladım tüm arabada Alparslan'ın sesi yankılandı "özür dilerim" dedi ardına konuştu "her şey senin içindi afet beni" dedi ve kapatı konuşmama izin vermeden ters yön gelen araba ile kaşlarım çatıldı son hız bana doğru geliyordu frene bastım ama araba çok hızlı gitiği için frenler işe yaramadı hemen ademi aradım ilk çalışta açtı konuşmasına izin vermeden konuştum "adem bana ters yön gelen bir araba var frenlerim işe yaramıyor ****** otobanına gel adem-" direksiyon hakimiyetimi. Kaybederek ağaç 'a çarptım son hatırladığım şey ise bir adamın beni arabadan çıkrtmasıydı...
.
.
.
.

Bölümü nasıl buldunuz
Oy ve yorumlarınızı unutmayın gençlerr
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 👋

MRS. ÖLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin