27. Bölüm

3.7K 230 204
                                    

3 yıl sonra

"anne" diye bağıran çocuğa baktım ufak bir teebsümle onun doğru eğildim "efendim oğlum" dedim dudaklarını büken yiğite baktım huyu, konuşma tarzı aynı esilaydı  "anne ne zaman gidecez Türkiyeye" diye sordu yiğit gülümsedim ve

"bu gün oğlum hata şimdi çıkacaz" dedim başını mutlulukla salayana yiğite baktım elimi sıkı sıkı tutuyordu sanki gitmemende korkuyordu  bende onun elini hafif sıktım evin kapısından dışarı çıktım valizleri bagaja koyan ademe baktım yanıma gelip konuştu

"NİL hanım her şey hazır dilerseniz hemen havaalınına gidelim" dedi kafamı salladım ve arabaya  doğru ilerledim yiğit kucağıma oturttum 4 yaşında olmasına rağmen aklılı bir çocuktu havvalınına gelince

Arabadan indim yiğit arabada yaptığı için onu kucağıma aldım elirini hemen boynuma doluyan bebeğime baktım 4 yıl boyunca yanında oldum hiç anne sevgisini üstünden eksik etmedim kanımdan olmasada yiğit benim oğlumdu

Adem kucağımdan almak için hamle yaptığında kaşlarımı çatım hemen geri çekildi yanından geçip havaalınına doğru ilerledim beni görenler başını yere eğiyordu Türkiye'de olduğum gibi burada da hakimiyet kurdum

Hiç bir aramdan geçmeden piste doğru ilerledim bavularım jete yerleştrilirken bende yavaş ve dikkatli adımlarla jetin merdivenini çıktım kucağımda ki yiğiti jette ki yatak odasına götürüp yatırdım yanına yastık koymaya gerek duymadığım için

Yavaş ve sessizce odadan çıktım koltuğa oturup kemerimi taktım bu gelişimle İstanbul ve Mardini içimdeki dinmeyen intikam ateşi ile yakmayı sabırsızlıkla bekliyordum 3 yıllık süre doldu

1 yıl boyunca miran yanıma gelemedi çok aradım adam yolladım ona ulaşmak için ama ulaşamadım yiğit için Türkiye ye dönmedim içimdeki kurt tekrar kendini beli eti kafamı iki yana sallayıp ayağa kalktım

Şu an tek ihtiyacam yiğitle uyumaktı odaya girdiğimde yiğit mışıl mışıl uyuyordu hemen bende yanına yatım yiğit bana doğru kayıp kafasını göğsüme koyup uyumaya devam eti bu hali  o kadar tatlı geldi ki bende onu sıkıca sarıp gözlerimi kapattım ve kendimi karanlığa teslim etim
________________________
3 saat sonra Türkiye/İstanbul

Uçaktan inip  4 siyah range rove olan arabalara doğru ilerledim beni gören korumalar ortadaki arabanın kapısını açtı açılan kapıdan önce yiğiti bebek Koltuğun yerleştirdim ardından ben bindim

Kapanan kapıyla yiğit bana döndü ve konuştu "anne ben acıktım" dedi bakışlarım şöför hitaben konuştum "restoranta" dedim kafası ile beni onaylayan şöför arabayı restoranta sürdü bende yiğite dönüp
"tamam oğlum önce yemek yiyelim sonra eve geçeriz" dedim gülümsüyerek

Bana ufak bir tebessüm ederek bakışlarını arabanın camından dışarı çevirdi ve izlemeye başladı yarım saat sonra bir restorantın önünde durdu araba yiğit ise bana döndü gözündeki korkuyu görebiliyordum

Güven verecek bir şekilde eğilip yanağını öptüm kapımı açan koruma ile arabadan indim diğer koruma ise yiğiti bebek koltuğundan çıkarıp arabadan indirdi yiğit hemen elimi tutu ikimizde siyahlar içindeydik aynı kombini yapmıştık

Restorantan içeri girememle Yanıma koşarak gelen garsonu umursamadım dik ve keskin bakışlarım restoranta gezdirdim biyoları görmeyi beklemiyordum bana meraklı ve korku dolu gözlerle bakan insanları umursamadan ilerledim

Boğaz manzaralı olan masaya geçip oturdum bu 4 yıl içinde yiğitide kendime benzetmiştim soğuk, duygusuz ve kurnaz...
Etrafa soğuk bakışlar atıyordu biyoların masası çaprazımda kalıyordu masaya göz atığımda yeni

MRS. ÖLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin