19. Bölüm

4.9K 256 19
                                        

Kapıdan giren kişi biyolardı yanlarında baya kişi vardı ve çoğu erkekti aralarından biriyle göz göze geldim bana ufak bir tebessüm eti ve baş selamı verdi bende ona baş selamı verdim başımı yanımda oturan mizgin ile daye'ye çevirdim bana bakıp sahneyi gösterdi kaşlarımı çatarak ona baktım kafamı iki yana salladım ve önüme döndüm. Mizgin in yalvaran sesine cevap vermedim daye' in konuşması ile ona baktım "keçamin de haydi kırma bukemi" dedi itiraz. İstenmiyen bir sesle emir büyük yerden olduğu için el mecbur ayağa kalktım ve sahneye doğru ilerledim baya kalabalıktı düğün halay ise 4 halka'dan olmuştu bizde ilk halkaya geçerek halay çektik her şeye ayak uydurabildiğim için pek zorluk çekmedim önüme gelen saçlarımı kafamı arkaya atarak önümden çekilmelerini sağladım üstümde yoğun bakış hissetmemle kafamı soluma çevirdim Poyraz bana hayranlıkla bakarken yanındaki çocuğun nerdesye salyaları akacaktı yanımda ki adam  gitmesi ile halay mendili bana kalmıştı bende elimde mendili salıyarak halay çekiyordum birden mizginin yanımdan gitmesi ile ona doğru döndüm ama miran ağayı yanımda görmeyi beklemiyordum ben halaya devam ederken halayın sonuna doğru yaklaştığımız için yavaşlıyan şarkı ile bizde halay çekmeyi bıraktık ne kadar terlediğimi ve yorulduğumu halay çektikten sonra anladım ama çok iyi gelmişti bakışlarım adem ve Yusuf' da durunca onlara baktım ve dışarıyı gösterdim beni kafaları ile onaylıyıp çıktılar bende hemen onlara doğru ilerledim kapıdan dışarı çıkınca adem ve Yusuf'a baktım onlarda birbirlerine baktılar en son dayanamıyıp "konuşun biriniz hadi" dedim sinirle bunu dememle adem konuştu "ya Nil yani patron biz sıkıldık burda sen içeride eğleniyorsun hem azad baba ne dedi birbirinizin peşini bırakmayın dedi" dedi adem ona bakıp sabır çektim ardından arkamı dönüp konuştum "iyi madem öyle dedi içmeden ve belaya bulaşmadan eğlenin" dedim ve yürümeye devam etim arkamdan ademin yusufa kendisini övmesini daha fazla duymak istemediğim için içeriye girdim direk daye' in  yanına gidip oturdum bizim masaya gelen tanımadığım biri daye'nin yanına oturdu daye onla kürtçe bişeyler konuşurken ben onları anlamadığım için pek takmadım etrafta bakışlarımı gezdirince naz'da durdu bana öfkeyle bakıyordu ona alayla güldüm ve önüme döndüm daye'nin benimle konuşması ile onu dinledim "keçamin bu bejindar aslan aslan aşiretinin ağası" dedi şiveli bir sesle bejindar denen adama baktım ve konuştum "memnun oldum diyemiyecem çünkü bunu bize zaman gösterecek" dedim mesafeli bir sesle o ise hemen konuştu "ben memnun oldum bence zamana gerek yok" dedi sırıtarak ardından elini uzatması ile bir eline bir ona bakarken birden yanımıza gelen 3 kadınla bakışlarım onları buldu 3 'de birbirinden güzeldi aralarından birinin konuşması ile ona baktım "merhaba ben rojda bejindar ağanın karısıyım yani hanımağayım ve buda kumlarım, Berfin ve rojin" dedi kadını başımla onayladım acaba kuma ne demekti sanırm kardeş veya kuzen olabilir en son kadınlara cevap vermediğim aklıma geldi kadınlara dönüp konuştum "memnun oldum bende Nil Karahanlı" dedim yanımıza koşan 10 yaşlarında çocuk birden bejindar ağanın boynuna sarıldı "baba hani bizi İstanbula alacaktın" dedi adının rojin diye tanıştığım kadının konuşması ile çok şaşırdım "oğlum de gel babanı rahat bırak" dedi ne yani kuma eşlerimi oluyordu kaşlarımın çatışması ile kadınlara döndüm bejindar ağanın konuşması ile daha da sinirlendim "3 aptal kadın aldım ben 3 de ne çocuk bakmasını bilir ne kocasını mutlu etmeyi bilir sanırım sizin üstünüze 4. Kumayı getirmem lazım zaten sizden bıktım " dedi kadınlara baktığımda başlarını yere eğmişlerdi sinirle birden onu yakasından tutup duvara yasladım ve sinirler soldum "lan sen ne diyorsun" diye bağırdım yanıma koşarak gelen korumlara ile adamı duvardan çekip dış kapıya doğru ilerledim dışarı çıkardığım anda hemen yumruk atmaya başladım adamın burnundan çıt sesi. Çıkınca durdum ardına nefes nefese konuştum "lan pezevenk sen kadınları mal olarak mı görüyorsun heh" dedim ve bir yumruk daha atım  "kadınlar mal değil lan onlar dünyanın en iyi varlıkları "dedim bejindar denen itin konuşması ile durdum" onalar sadece biz erkekleri mutlu etmek ve çocuk doğrumak için varlar duydun mu seni fahişe "dedi önüme gelen saçlarımı toplamak için ayağa kalktım ademi adamı tutması için işaret verdim adem ve Yusuf adam'ı ayağa kaldırdı etrafta bakışlarımı gezdirdim ama gözüm sadece toka arıyordu sinirden önümü göremiyordum birden önümde tutulan siyah toka ile tutan kişiye baktım hükümdar 'dı elindeki siyah tokayı alıp  hemen at kuyruğu yaptım ve adama döndüm ilk yumruğumu karnına atım ikinci yumruğumu yüzüne sert bir  Şekilde vurdum yere düşen bejindara iti. İle kalmasına izin vermeden vurmaya devam etim iki el silah sesi duymama rağmen durmadım tam tersi daha da hızlandım "oğlumu öldürecek bu manyak yardım edin miran ağam" dedi yaşlı bir kadın "tamam Nil dur artık öldüreceksin" miran ağanın konuşması ile yine durmadım "sana dur diyorum bu bir emir" dedi miran bu sefer sert bir sesle beni korumlarım benden uzaklaşırken beni çekmeye çalışan başka korumlara yine beni adamın üzerinden kaldırmadılar o kadar iyi kendimi konumlamıştım ki iki koruma beni bejindar denen adamın üstünden alamadı bu sefer daha sert ve hızlı vurmaya başladım üstümün kan olmasını umursamadım en son durmaya karar verdim başımı kaldırdım hemen yanımda duran hükümdar ile ona baktım başımı bağırıp çağıran yaşlı kadına Baktım ve bağırdım "TEK BİR KELİME DAHA DUYUYUM KADINA HAKARET EDENLERİ BU SEFER BUNUNLA KALMAM DİLİNİ KESERİM ANLADINIZ MI BENİ" dedim sert ve taviz vermiyen sesimle bağışlar birden kesildi çıt çıkmıyordu kalabalıktan ayağa kalktım dik duruşum ve sert yüzümle onlara baktım çoğu kişi bakışlarını benden kaçırıyordu" sen bejindarın babasının değilimi "dedim acımasız bir sesle yaşlı adamın gözlerindeki terdüt ve korkuyu gördüm ona bir adım daha atım bana doğru koşan genç bir adam ile bir adım geriye gitim ve bu sefer üstüme koşan adama baktım en fazla 22 yaşında olan adamla bu sefer yönümü ona doğru çevirdim yırtmacımdan çıkardığım silahımı elime alıp konuştum "bence bu akşam etraf kan gölüne dönecek gibi görünüyor" dedim acımasız bir sesle tam silahım ile önümdeki adamı vuracakken yaşlı bir adam konuştu " sana bir kabahatı olmuş emi bunun cezasını verdin sen öldüresiye döverek şimdi indir o silahı ve bırak o çocuğu" dedi şiveyle tek kaşımı kaldırıp konuştum "neden seni dinliyim bu şerefsiz ölümü hakkediyor" dedim soğuk bir sesle " Mardinin en büyük aşiretin  ağasıyım benim adım rojhat Karadağ miran karadğın babasıyım" dedi ardından devam eti "şimdi indir silahını" dedi bakışlarımı yerde can çekişen adama değdi. Güldüm ve silahımı geri elbisemin yırtmacına koydum "umarım bir daha yapan çıkmaz eğer çıkarsa dediklerimi harfiyen uygulamak için sabırsızlanıyorum" dedim yüzümdeki gülümseme birden düştü ve buz gibi bakışlarım bejindar denen adamı buldu korkudan başını kaldıramıyordu "diz çök" dedim sert bir. Sesle omuza dokunan el ile elin sahibine baktım Poyraz 'dı "çek elini" dedim soğuk bir sesle kafasını iki yana salladı ve konuştu "kız kardeşimin daha fazla elini kana bulmasına izin vermiycem" dedi birden akramı dönüp omzumdaki elini tutup ters çevirdim yüzünü buruşturan Poyraz' a bakarak güldüm "neden ben bir canavarım ve bu canavarın vahşete, kana ihtiyacı var Poyraz eğer ölmek istemiyorsan uza" dedim sert bir sesle bakışlarımı etrafta gezdirdim çoğu kişi hayranlıkla bakıyordu bana Poyraz'ın konuşması ile ona baktım "sen canavar değilsin sen bizim kız kardeşimizin izin ver aile olmayı deniyelim" dedi şefkatle kafamı iki yana sallayıp konuştum "bu tür numaralara kanmıyorum artık Poyraz üzgünüm" dedim arkamı döndüm döndüğüm gibi bana silah çeken adamı kalbinin bir tık üstünü  vurdum silahı yerine koymadan önce ise kadınlara hakaret eden şeref yoksununu diz kapağından vurdum ardından mırıldandım "umarım sakat kalırsınız" dedim kafamı kaldırıp hükümdarın babasına baktım bana gururla bakıyordu bakışlarımı onlardan çekip konuştum "umarım bu yaptığım şeyi kayda almışsınızdır" dedim bir adamın konuşması ile ona baktım "bu yaptığın yanına kalırımı sanıyorsun sen aslan aşireti seni öldürecek bunu yapmakla hata etin çok düşmanın oldu senin" dedi ona baktım ve güldüm ardından gülmem durunca konuştum "ne güzel benim düşmandan bol neyim var ha aslan aşiretine de ölüm seni bekliyor" dedim bunu dememle ağıt yakan kadın birden sustu onlara arkamı döndüm ve arabama doğru ilerledim bana gururla bakan adem ve Yusuf'a ufak bir tebessüm etim ardından arabaya bindim sanırım tüm Mardin beni konuşacaktı hoş yaptığımdan asla pişman değildim yine olsa yine aynısını değilde daha kötüsünü yapardım artık Mardinin insanlarını bunla yetinecek gülerek kafamı iki yana salladım.....
.
.
.
.
Evet sevgili okuyucularım kitaba geri dönmeye karar verdim
Yeni  bir kitap yazamayı düşünüyorum mafya konulu orda da güçlü kadın karakter olacak eğer yazmaya başlarsam bazı bölümler geç gelecek bunu haber vermek istedim
İYİ. Okumalar 💜💜💜

MRS. ÖLÜM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin