BÖLÜM 58: MELTEM

260 22 2
                                    

Hastaneden çıkıp taksiye bindikten sonra, direkt olarak otelimize gitmiştik. Mutluyduk ancak bir o kadar da yorgunduk. Bu yüzden ilk gün bir yerlere gitmeyecek, otelimizde konaklayacaktık. Oliver kendi odasında ne yapacaktı bilemem ama, ben çiçeği burnunda anne adayı arkadaşım Aslı ile takılacaktım. Bunun için de ilk olarak bavullarımızı boşaltıp bize ayrılan dolaplara giysi ve diğer tipten eşyalarımızı yerleştirmeliydik ki, rahat rahat istediğimizi yapabilelim.


Hemen pencere kenarına gidip bavulumu aldım ve dolabın önüne kuruldum. Aynısını Aslı'nın da yapması gerektiğini düşündüğüm için arkama dönüp;


" Meltem'den Aslı'ya. Meltem'den Aslı'ya. Bence sen de bavulunu boşaltmalısın. Tamam. " dedim ve güldüm. Yattığı yerden doğruldu, yastığı alıp bana fırlattı ve;


" Biraz daha yatsam olmuyor muydu ya? Kendimi çok bitkin hissediyorum. " dedi ve tekrar yattı. Fakat yine midesi bulanmış olmalı ki, yatar yatmaz hızlıca yataktan kalkıp banyonun yolunu tuttu. Birkaç dakika sonra döndüğünde ise doğruca pencere kenarına gidip bavulunu aldı ve yanıma kuruldu. Ardından bana dönüp;


" Sen kazandın. Ufaklık tekrar işe koyulmadan bitirelim şunu. " dedi ve bavulunu açıp kıyafetlerini tek tek çıkarmaya başladı. Bende iş arasında bebeğin konusunu tekrar açmaya karar verdim. Sonuçta teyze olacaktım.


" Ne iyi etti de geldi şu yaramaz. Sayesinde günlerimiz daha bir aydınlık olacak. " dedim ve gülümseyip elimi Aslı'nın henüz belli olmayan karnına koydum. O da refleks olarak elini karnına götürdü ve;


" Öyle valla. Sabah içim daralıyordu şimdi ise daha bir ferah hissediyorum sayesinde. Sanırım bana en iyi destek o olacak. Sonuçta tozlarının dışında Sam'den bana kalan tek şey o. " dedi ve elini karnından çekip bavulun içinde görünen metal kutuyu eline aldı. Bu görüntü karşısında işi gücü kısa süreliğine bırakıp;


" Keşke babası da görebilseydi onu. Gün ve gün içindeki gelişimine, doğumuna, ilk kelimesine ve paytak paytak yürüyüşüne tanıklık edebilseydi. " dedim ve derin bir iç çekip Aslı'ya sarıldım. Anın yaratmış olduğu durumdan dolayı bir süre sessiz kaldı. Sonra, kutunun bandını söküp yatağın yanındaki komodinin üzerine koydu ve yanıma gelip;


" Keşke ama zamanı geri alamıyorum maalesef. " dedi, gözlerinde biriken birkaç damla göz yaşını sildi ve işine kaldığı yerden devam etmeye başladı. O bu haldeyken, sanırım en iyi şey onu kendine bırakmak olacaktı. Bu yüzden, bir şey söylemedim ve kendi bavuluma döndüm. Yavaş yavaş ve acele etmeden yerleştiriyordum ki, arkadaşım kafasını toparlayıp bana dönsün. Ancak o tam tersine, işini hızlı hızlı yapıp bitirme yoluna gitmişti. Seçmiş olduğu yöntemle de benden önce işini bitirip bavulunu kaldırmış, uzanmaya başlamıştı. Bir an önce ona yetişmek için elimi hızlandırmış, bir kaç dakikanın sonunda ben de işimi bitirip ona katılmıştım. Bana dönük olan yüzünden, düşünceli olduğu her şekilde belli oluyordu. Onu az da olsa gülümsetmek için;


" Aslı, az önce bebekten bahsederken onun senin için en iyi destek olacağını söylemiştin ya hani. Ee, o yokken ben vardım. Geliyor iyi ediyor da kıskandım yani. " dedim ve gülümseyip tepkisini ölçmek için yüzüne baktım. Düşündüğüm gibi yaptı ve gülümseyip elini koluma koydu. Sonra da;

.TELEFON UCUNDAKİ HAYALLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin