Çekimler başlayalı bir ay olmuştu. Bu bir ay içinde Shahrukh ve Aamir set ile otel arasında mekik dokumuş, çok fazla dışarı çıkmamışlardı. Her günleri yoğunluk ve bu yoğunluğun getirdiği yorgunluk ile sona eriyordu. Meltem ile Aslı ise her gün okula gidiyor, akşamına barda şarkı söylüyor, vize ve finallerine çalışıyor arada da zamanları kalırsa filmin setine uğruyorlardı. Her birinin de derdi başlarından aşkındı. Aslı erasmusa başvurmuş, onay bekliyordu. Meltem okulun zorunlu stajı için uygun bir şirket arıyordu. Shahrukh'un sahibi olduğu kriket takımının maç haftası başlamıştı ve oyuncularının yanında olamadığı için üzülüyordu. Aamir ise her geçen gün canı cananı olan ülkesini özlüyor, bir an önce ailesine kavuşmak istiyordu.
Bir ayları böyle dolu dolu geçtikten sonra, ikinci ayın ilk gününe gelmişlerdi. Yine sıradan bir günün başlangıcıydı aslında fakat Meltem bir şeylerin olacağını hissediyor gibiydi. Bu ya iyi bir şey olacaktı ya da kötü. Bunu ancak o olay gerçekleşince öğrenebilecekti fakat hemen bu hissi Aslı ile paylaşmalıydı. Hemen elindeki sandviçi yedi ve Aslı'nın amfisine doğru hızlıca yürümeye başladı. Çok geçmeden amfiye vardı ve içeri bir bakış attı. İşte oradaydı. Her zamanki gibi amfinin en sonunda bir sıraya oturmuştu. Merdivenleri çıkıp Aslı'nın yanına geldi ve kızın kulağından kulaklığı çıkarıp Aslı'nın dikkatini çekmeye çalıştı. Başarılı olmuştu da. Aslı hemen Meltem'e döndü ve onu azıcık azarladı sonrasında güldü ve ne olduğunu sordu. Bunun üzerine Meltem sabahtan beri içinde oluşan o hissi anlaması için en ince ayrıntısına kadar anlattı sonrasında;
" Sence ne olacak? " dedi. Aslı da gülerek;
" Ben nerden bileyim kızım? Belki de yanılıyorsundur olamaz mı? Bazı zaman yanıldığını da gördük çünkü. " dedi ve Meltem'den cevap bekledi. Meltem tam ağzını açmış cevap verecekti ki telefonu çalmaya başladı. Dar kotunun cebine sıkıştırmış olduğu telefonunu eline aldı ve kimin aradığına baktı. Arayan filmin dans yönetmeniydi. Meltem'e kızların yapmış olduğu parçanın klibinde iki bayan dansçı eksiği olduğunu, kabul ederlerse kendi şarkılarının klibinde oynayabileklerini söylüyordu. Bunu duyan Meltem eliyle telefonun mikrofununu kapadı ve haberi Aslı'ya aktardı. Aslı'dan da onay gelince dans yönetmeninin teklifini kabul etti. Telefonu kapadıktan sonra Aslı'ya döndü ve o çok bilindik ben haklı çıktım bakışını attı.
Kızlar dersleri bittikten sonra, her zaman gittikleri cafeye gitmeye karar verdiler. Arabaya atladıkları gibi cafenin yolunu tuttular. Sahil kenarındaki klasik mekanlarına vardıklarında her zaman oturdukları masaya oturdular ve sipariş verip laflamaya başladılar. İkisi de kendi şarkılarında dans edecekleri için heyecanlıydı. Bunu her kelimelerinde dile getiriyorlardı. İçlerinde heyecandan yana bir de korku vardı tabi. Acaba dans edebilecekler miydi? Bu soru akıllarını çok kurcalıyordu çünkü daha önce hiç profesyonel dans etmemişlerdi. Anca tanıdıklarının düğünlerinde, barlarda ya da partilerde dans etmişlerdi. Doğal olarak tedirgin oluyorlardı fakat yine de bu işi yapacaklardı. Sonuçta söz konusu olan kendi şarkılarıydı ve kimsenin yüzünü kara çıkaramazlardı. Telefonda Meltem'e bir adres verilmişti. Sabah dokuz buçukta o adreste olmaları gerekiyordu. Meltem telefondaki tüm konuşmaları Aslı'ya tekrar anlattıktan ve kahvelerinin dibini gördükten sonra, hesabı ödeyip mekandan çıkış yaptılar. Ardından da evlerine dağılıp yarının gelmesini beklediler.
Sabah saat sekiz buçukta, Meltem telefonunun alarmı ile uyandı. Uyandığı andan itibaren yalnızca istediği iki şey vardı. Bugünün güzel geçmesi ve Aslı'nın geç kalmaması. Bu konuda Aslı'ya pek güvenemediğinden, kalkar kalmaz Aslı'yı aramıştı. Fakat o da ne? Aslı telefonunu yine açmıyordu. Hayır Aslı uyuyamazsın. Bari bugün yapma. diye kendi kendi söyleniyordu. Üst üste atılan altı mesajtan sonra, Aslı nihayet her şeyin farkına varmış ve Meltem'i aramıştı. Meltem, Aslı telefonu açar açmaz ona kızgın bir şekilde;
" İnanamıyorum Aslı. Bugünde mi uyuyorsun? " demiş ve Aslı'dan gelecek cevabı beklemeye başlamıştı. Aslı ise buna karşılık;
" Hayır tabiki de uyumuyordum Meltem. Telefon sessizdeydi duymamışım. " dedi kırgınlıkla. Meltem de sesinden Aslı'nın kırgın olduğunu anlamış olacak ki ondan özür diledi ve ardından on beş dakika sonra evinin önünde olacağını söyleyip telefonu kapadı.
Üstüne günlük bir şeyler giyip evinden çıktığı gibi arabasına atladı ve Aslı'nın evinin yolunu tuttu. Aceleleri vardı bu nedenle, yolu boş bulmuşken hızlı gidiyordu. Bu taktik işe yaramıştı. Yaklaşık on beş dakika sonra Aslı'nın evinin önündeydi bile. Aslı'yı alır almaz verilen adrese doğru yola çıktılar. Gittikleri yerde bir çok dansçı, Aamir ve Shahrukh onları bekliyordu. Bu nedenle onları bekletemezlerdi. Mümkün olduğunca hızlı gidiyor, bildikleri tüm kestirme yolları kullanıyorlardı. Son bir sola sapış ile verilen adrese gelmişlerdi. İçeri girmek için can atıyorlardı ancak ilk önce güvenlik önleminden geçmeleri gerekiyordu. Arabadan inip üstlerini arattıktan sonra içeri girmek için hazırdılar. Arabalarını dışarıda bir yere park edip setin içine girdiler. İşte tüm ekip karşılarında duruyordu. Aamir kızları görüp hemen yanlarına geldi ve iki dansçının eksikliğini aratmayacaklarını, bunu yapabileceklerini söyledi. Ardından Shahrukh geldi ve buraya, onlara yardıma geldikleri için teşekkür etti. Hemen işe koyulmalıydılar bu nedenle çok geçmeden provalara başlamışlardı bile. Dans kolay değildi. Bundan mütevellit kızların bu konuda pekte iyi oldukları söylenemezdi. Bu onları üzüyor, bir o kadar da hırslandırıyordu. Bazı yerlerde müzik hızlanıyordu fakat genel olarak slow bir tarza sahipti. Hareketlerde bu ritme uygundu tabi. Önce sağa birkaç adım, sonra arkaya, ardından dön ve bunun gibi hatta bundan daha zor hareketler. Bir kaç provanın ardından danstaki hareketleri anlamışlardı ve ilk hallerine göre gayet iyi dans ediyorlardı. Doğal olarak bir Katrina KAİF değillerdi.
Dans dört bölümden oluşuyordu. Bu dört bölümün dördüde farklı yerlerde çekilecekti. Provolar sona erdiğinde, birinci bölüm bulundukları yerde çekileceği için artık asıl çekime başlanacaktı. Tüm hazırlıklar tamamdı. Kamera, dekor, mikrofonlar, konuşmalar ve danslar... Sıra kostümlere geldiğinde ise, kızlar ilk gördükleri an hayran kaldı onlara. Dansçıların kıyafetleri oldukça uçuk renklere sahipti ve dikkat çekiciydi. Toz pembe, bebek mavisi, beyaz ve birçok güzel renk. Ayrıca da allı pulluydu. Hepsi özel olarak Hindistandan getirtilmişti. Herkes ilk kısmın özel kostümü olan beyaz sareeleri giydi ve makyajla birlikte saçların yapılması için koltuklara yerleşti. Aslı ve Meltem dahil tüm bayan dansçıların saçları kısa bir süre içinde yapıldı. Şimdi ise geriye yalnızca dans etmek kalmıştı. Herkesi takip edip dekorların bulunduğu sete gittiler ve yerlerini aldılar. Hareketlere uyarak, müziği dinleyerek ve bu dansı izleyen herkeste dans etme isteği uyandırarak, için içten severek dans etmek... İşte başlamışlardı. Sağa, arkaya, sola...
Derler ki; Bütün ağırlığınızı taşıyan, nispeten küçük olan o ayağın sihrini bir düşünün. Gerçek bir mucize, ve dans bu mucizenin kutlamasıdır. Böylece yorulana ve bıkana dek hiç durmadan dans ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
.TELEFON UCUNDAKİ HAYALLER
FanfictionKüçük küçük başlayan hayallerin büyük hikâyesi... Aslının ve Meltemin tutkularıdır Shahrukh KHAN, Aamir KHAN ve tabiki de hayal kurmak. Bu üç tutkularını birleştirip ölümsüz bir kitap yazarlar ve tam tamına üç yıl sonra unutulmaz bir yolculuğa ç...