Otele geldiğimizde tam olarak akşam bile olmamıştı. Meltem kendini iyi hissetmeyince, mecbur dönmek zorunda kalmıştık. Şimdi ise ilaç almış, yatakta dinleniyordu. Bense elimde gülüm, oturduğum koltuğa resmen mıhlanmıştım.
Sürekli bugün gerçekleşen olayları düşünüp duruyordum. Yaklaşık yirmi dakika sonra kendime anca geldim ve nihayet koltuktan kalkmayı başardım. Melteme bakmak için yatağa döndüm. Canım arkadaşım benim. İlaçlar nedeniyle uyumuş kalmıştı. Saatime baktım. Saat öğleden sonra dört buçuk civarıydı. Ne yorgundum, ne de uykum vardı. Ne yapacağım diye düşünürken, elime üç yıl önce yazdığımız ve uğruna bu yolculuğa çıktığımız, başımıza onlarca güzel şey açan o kitabı aldım. Hatırlıyorum da zamanında ne çok uğraşmıştık bu kitap için. Gece gündüz demeden, Meltemle oturur saatlerce kafa patlatıp yazardık. O günler, su gibi akıp geçmiş gitmişti şimdi. Meyvesi de elimde duruyordu.
Kapağında, bizi temsil eden iki kız bulunuyordu. Resim siyah beyaz, kızlar ise renkliydi. Sırt sırta vermişlerdi fakat farklı mekanlardaydılar. Başları eğikti ve ellerinde de telefonları vardı. Üst tarafta ise büyük puntolarla, Telefon Ucundaki Hayaller yazıyordu. Sağ alt kısımda isimlerimiz bulunuyordu. Kitabı hala elimde tuttuğuma inanamıyorum. Buralara kadar geldiğimize bile inanamıyorum. Dört yıl önce biri bana gelip, bu olanları anlatsa inanmaz hatta dalga geçerdim. Fakat şimdi, bunlar gerçekten oluyordu. Gerçekten Hindistan'daydık ve en önemlisi Shahrukh ve Aamir'i bulmaya çok yaklaşmıştık. Tabi birde, diğer adı AŞK olan bir ülkede aşık olmuştum. Aslında bir Hintliye aşık olmalıydım ama elden ne gelir, kader beni Sam'e yönlendirmişti.
Düşüncelerimden kurtulup derin bir nefes aldım ve yarın galada görücüye çıkaracağımız bu kitabı okumaya başladım. Okudukça, o zamanlar kurduğumuz tüm hayaller baştan uca hafızama geri kazınıyordu. Saatlerce okudum, okudum ve okudum. Ta ki Meltem'in telefonu çalıncaya kadar. Hemen kitabın kapağını kapatıp çantama koydum ve telefona bakmak için şifonyere yöneldim. Fakat Meltem çoktan bakmıştı bile. Anlaşılan benim kitabı okumayı bölmem gibi, o da telefonun çalışı ile uykusunu bölmüştü.
Kitabı böldüğüm için üzülürken, birden aklıma bir fikir geldi. Madem bir telefon görüşmesi için bir şeylerden fedakarlık etmiştim, bunun bir ödülü olmalıydı. Ödülüm ise, Meltem ve Oliver'ın konuşmasını dinlemek olacaktı. Hemen Meltem'in yanına oturdum ve kulağımı telefona dayadım. Ama maalesef amacıma ulaşamadım. Oliver'ın sesi karşıdan boğuk boğuk geliyordu. Bende dinlemekten vazgeçtim. Fakat Melteme;
" Söyle onlara, bizi aradıkları için ben kitabımı böldüm, sen de uykunu. Bize bir teselli hediyesi borçlular. " dedim. Meltem hemen mesajımı iletti ve bir süre sonra telefonu kapadı. O telefonu kapatır kapatmaz, başladım sorguya. Ona;
" Meltem çabuk anlat. Ne olmuş ? Neden aramış ? Yoksa bir şey mi olmuş ? " dedim. O da;
" Dur kızım bu ne hız ? Sorularına yetişemedim valla. Anlatıyorum şimdi merak etme. Telefonu açtığımda ilk önce nasıl olduğumu sordu. Bende iyi olduğumu, ama ilaç nedeniyle biraz mayıştığımı söyledim. O da rahatladığını, ama asıl arama amacının yarınki gala olduğunu söyledi. Hemen ardından, hala onlarla birlikte galaya gelmekte kararlı olup olmadığımızı sordu. Bende hala sizinle gitmeyi düşünüyoruz dedim. O da evet ! bunu biliyordum bunu biliyordum ! Yarın erken gidelim ki ünlüler geçişinde ön sıralarda olalım. Sizi yine otelin önünden alırız. Saat beş gibi kapının önünde bekliyor olacağız dedi. Bende, haklısın erken gitmemiz mantıklı olur hem şansımızı da biraz arttırmış oluruz. Belirttiğin saatte de kapının önünde olacağız dedim. " diye cevap verdi. Bende;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
.TELEFON UCUNDAKİ HAYALLER
FanficKüçük küçük başlayan hayallerin büyük hikâyesi... Aslının ve Meltemin tutkularıdır Shahrukh KHAN, Aamir KHAN ve tabiki de hayal kurmak. Bu üç tutkularını birleştirip ölümsüz bir kitap yazarlar ve tam tamına üç yıl sonra unutulmaz bir yolculuğa ç...