BÖLÜM 71: ASLI ( FİNAL )

574 18 56
                                    

Meltem'e ve telaşla etrafımı saran Deval ile Oliver'a durumumu dile getirdikten sonra, Meltem ve Deval benimle kalmayı yeğlemiş Oliver ise teknenin kaptanına geri dönüş talimatı verebilmek için koşar adım kaptan köşküne gitmişti. Benim ne yaptığım ise belliydi. Derin derin nefes alıyor, hızla hastaneye yetişebilmek için dua ediyor ve acı ile kıvranıyordum. Bu durumda olsam bile, aklımda Meltem'in bu güzel gününü mahvettiğim düşüncesi ile kendimi suçlu hissediyordum. Kız evlenme teklifi almıştı ve onun yaratmış olduğu sevinci daha yeni yeni tatmaya başlamışken, Umut aniden geleceğinin sinyallerini vermişti. O yüzden, kızım ve kendim adına ona bir özür borçlu olduğumu hissediyordum. İyice sıklaşmış acı dolu sancı ve hızlı nefeslerimin arasından zorla birkaç saniyeliğine sıyrıldım ve hala diz çökmüş bir şekilde elimi sıkı sıkı tutmakta olan can dostuma dönüp;

" Meltem, bu güzel gününü mahvettiğim için özür dilerim canım. Bu şekilde olsun istemezdim. " dedim ve acı ile hüznün karışmış olduğu bir ifade ile gözlerine baktım. O da gülümsedi ve masadan peçete alıp alnımda biriken ter damlalarını sildi. Sonra da yumuşak bir tonla;

" Umut'umuzun geleceğini bilemezdin ki. Hem özre gerek yok Aslı. Şimdi çok daha mutluyum. Neden biliyor musun? Çünkü o uzun bekleyiş bugün sona erecek. Bebeğimize kavuşacağız. O nedenle bu tür şeyleri kafana takma ve derin derin nefes al. " dedi. Sonra da bir köşede telaşla bizi izleyip adeta taş kesilmiş olan Deval'e dönüp;

" Deval neden orada dikiliyorsun? Gelip destek olsana. İlk aylarından son aylarına kadar hep yanındaydın. Şimdi niye böylesin? " dedi ister istemez sesini biraz yükselterek. Deval de bir süre susup etrafta volta atmaya başladı. Sonra da gözlerinde biriken birkaç damla göz yaşını silip titrek bir sesle;

" Yine aynı şeyler oluyor. Acılı bağrışmalar, çaresizce beklemeler ve söylenen tarihten önce gerçekleşecek bir doğum. Biliyorum, son bir iki hafta kalmıştı. Aslı şu sıralar gelecek diyordu ama... Korkuyorum. " dedi. Bu sözün ardından, benim inlemelerim dışında, kimseden çıt çıkmaz olmuştu. Ben dişimi sıkıp bebeğimi kucağıma alacağım düşüncesi ile acıyla sabrederken, Meltem de beni yatıştırmak için elinden geleni yapıyor, benimle birlikte derin derin nefes alıp heyecanımı paylaşıyordu. Deval ise... Yanı başımda ayakta dikilmekten başka bir şey yapmıyordu. En azından uzak durmayıp yanıma gelmiş, varlığını hissettiriyordu. Her ne kadar dün gece olanları ve gördüğüm o rüyayı unutmasam da, yanımda olduğunu bilmek beni mutlu ediyor derken, birden bire elini karnıma götürüp hafifçe okşadı. Sonra da boştaki sağ elimi ellerinin içine hapsetti ve;

" Çok sevdiğim bir insanı daha kaybetmekten korkuyorum. Tekrar yalnızlığa sürüklenip hayata küsmekten korkuyorum. Kısacası, sensizlikten korkuyorum Aslı. " dedi. Elimi tutan elleri titriyor, hızlı hızlı nefes alıp telaşını yatıştırmaya çalışıyordu. Bense bana odaklı olduğunu tahmin ettiğim gözlerine bakmaktan kaçınıyor, duyduklarımı hazmetmeye çalışıp bir yandan da Umut'un çektirdikleri ile boğuşuyordum. Ancak Deval buna rağmen duracak gibi görünmüyordu.

" Şu an çektiğin acıyı hissedemesem de, inan bana ben de en az senin kadar acı çekiyorum. Çığlıkların ve inlemelerin sürekli kulaklarımda yankılanıyor. Kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum. Yıllar öncesine dönüyor, tıpkı o günkü gibi çaresiz hissediyorum. Peki bunların toplamında ne oluyor? Yüreğimde birikip tüm bedenimi saran acı duygusu... " dedi. O sırada dayanamayıp sözünü kestim ve bağırarak;

" Çaresiz değilsin. Yanımda kalıp destek ol! " dedim. Sonra da sakinleşip ses tonumu alçaltarak;

" Bana ancak bu şekilde yardımcı olabilirsin. Korkma, ne bana ne de bebeğime bir şey olmayacak. " dedim. O sırada da yanımıza Oliver gelmiş, farkında olmadan bunu sona erdirmişti. Fakat bu sefer de o konuşacak gibi duruyordu. Bana döndü ve;

.TELEFON UCUNDAKİ HAYALLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin