.TELEFON UCUNDAKİ HAYALLER

BÖLÜM 45: TELEFON UCUNDAKİ HAYALLER

   Çantalarını kapıp ayakkabılarını da giydikten sonra odadan hızlıca fırlamış, aşağı inmişlerdi. Ali Bey'in dediği gibi, siyah bir araba otelin önünde onları bekliyordu. İki arkadaş kol kola girip arabaya doğru ilerliyorlardı içlerindeki tüm o duygu karışımları ile. Ali Bey ise onları gördüğü gibi dışarı çıktı ve;

   " Harika görünüyorsunuz kızlar. Hadi çok fazla vakit kaybetmeyelim. Program bizi bekler. " dedi, gülümsedi ve kızlara arabanın kapısını açtı. Kızlar arabaya bindikten sonra, Ali Bey de ön koltuktaki yerini aldı ve onlar için yol başlamış oldu.

   Otelleri özellikle seçilmiş olmalıydı ki, hem programın yapılacağı stüdyoya hem de galanın gerçekleşeceği mekana yakındı. Bu yüzden yolculuğun tadını çıkaramadan, yol sona ermişti. Neyse ki onları neşelendirecek bir sebepleri vardı. Program onları bekliyordu ve başlamasına da az bir zaman kalmıştı.

   İçeri girdiklerinde, tüm stüdyoda bir koşuşturmaca vardı. Bir yandan teknik hazırlıklar yapılıyor, bir yandan da konuklar ile ilgileniliyordu. Onlar da gelince, stüdyoyada ekstra bir telaş oluşmuştu. Okulun yeni kızlarıymış misali herkes onları görmek için etraflarında toplanıyordu. E böyle olunca da işler aksıyordu tabi. Kızlar;

   " Ya biri bu işe al atmalı ya da biz gitmeliyiz. Yoksa hiçbir şey düzenlendiği gibi gitmeyecek. " diye düşünürken, programın yönetmeni işe el atmış, herkesi eski düzene geri sokmuştu. 

   Ne kadar bazı şeyler kısa süreliğine aksamış olsa da, yönetmenin sihirli elleriyle her şeyi düzeltmesi ile program nihayetinde başlamıştı. Stüdyoya ilk giriş yaptıkları zamanki ilgi kaybolmuştu artık. Program başlayınca, ilgi doğal olarak filme ve filmin oyuncularına kaymıştı. Kızlar bu durumdan memnundular aslında. Çünkü, olası bir soru geldiğinde ne cevap vereceklerini bilmiyorlardı. Cevap verecekseler de yanlış bir şey söyleyecekler düşüncesi ile huzursuz oluyorlardı. Program canlıydı ve beklenmedik bir hata ile kendi iplerini çekebilirlerdi. Bu olasılıktan çok korkuyor, yalnızca etrafı izliyorlardı.

   Program reklama girene dek, sorular hep Shahrukh ve Aamir'e yöneltilmişti. İnsanlar doğal olarak onlara soruyorlardı çünkü onlar hem filmin baş kahramanlarıydı hem de ilk kez ortak bir yapımda buluşmuşlardı. Genel olarakta bu buluşma hakkında sorular geliyordu. Bu buluşma nasıl olmuştu? Film esnasında en çok neyden keyif almışlardı? Arkadaşlıkları bu film ile ne düzeye gelmişti? Neden Salman KHAN da yoktu filmde? gibi sorular geliyordu Bollywood'un duayen iki ismine. Kızlar ise bu esnada tüm olup bitenleri izliyor, her gelen soruda Shahrukh ve Aamir'den gözlerini alamıyorlardı. Her sorunun sonuna gelindiğinde, tekrar hayran kalıyorlardı bu adamlara. 

   Verilen üç reklam molasından sonra, program kaldığı yerden devam ediyordu. Bu süreç içerisinde de hiç bir soru ile karşılaşmamışlardı kızlar. Bu durum onları rahatlatıyordu. Programın bitmesine de az kalmıştı. Her şey iyi güzel derken, kızlara bir soru yöneltildi.

   " Adım Aasia. Sorum bu filme şarkı bestelemiş olan bayanlara. Acaba yarışmayı kazandığınızda ne hissettiniz? Burada birçok yarışma oluyor ve birçoğumuz da bu yarışmalardan başarısız bir şekilde ayrılıyoruz. En önemlisi de çok sevdiğimiz oyuncular ile tanışma şansına erişemiyoruz. Sadece nasıl bir duygu onu öğrenmek istiyorum. Beni cevapsız bırakmazsanız çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler. " dedi ve gelecek cevabı beklemeye başladı. Kızlar ise şaşırmış bir şekilde birbirlerine bakıyorlardı ancak biri cevap vermek zorundaydı. Bu yüzden konuyu Meltem devraldı ve;

   " Aslında ilk başta sizler gibi bizde kazanamamıştık bu yarışmayı. Şöyle ki en başta bizim gibi olan başka bir çift kazanmıştı yarışmayı. Haberini aldığımızda da ne olduğunu tahmin edebilirsiniz. Hüsran ve hüzün. Bunun nedeni de boğazımıza kadar borca batmış olmamızdı. Yoksa hayallerimizi süsleyen adamlar ile tanışmaktan ve onların önünde parçamızı seslendirmekten büyük bir keyif almıştık. Ama kader bu. Ne zaman değişeceği belli olmuyor. Şans son anda bize döndü ve kazandık. Sonucunda da bitmeyen bir mutluluğa kavuştuk. Hayallerin ve hedeflerin gerçekleşince, kimse tutamıyor seni. Hem sonsuz bir güce kavuşuyorsun hem de hayata olan inancın artıyor. İşte bunları hissettik. Umarım istediğin cevabı verebilmişimdir. " dedi ve mikrofonu onlar için ayrılan masaya koydu.