BÖLÜM 21: TELEFON UCUNDAKİ HAYALLER

459 32 11
                                    

   Aslı ve Meltem, yarınki büyük haberi birlikte almak istiyorlardı. Bu yüzden Aslı o akşam Meltemde kalacaktı. Stüdyodan çıktıktan sonra, önce Aslı'nın bir kaç parça eşyasını almak için Aslı'nın evine, eşyaları aldıktan sonra da Meltem'in evine geçmişlerdi.

   Eve adımlarını attıkları gibi hemen pijamalarını giyip yemek yapmaya koyuldular. Aslı en sevdiği domates soslu, kekikli ve beyaz peynirli makarnayı yaparken, Meltem de gece verecekleri film partisi için çikolatalı atıştırmalıklar hazırlıyordu. Bu sayede biraz olsun içlerindeki merak kuyusundan uzaklaşabiliyorlardı.

   Yemek hazır olunca, balkona iki kişilik güzel bir sofra hazırlayıp Hint ezgileri eşliğinde yemeklerini yediler. Sırada film maratonu vardı. Bunun için, önce sofrayı topladılar. Ardından bulaşıkları yerleştirip mısır patlattılar. Bir kaseye cips diğerine de Meltem'in hazırladığı atıştırmalıkları koyunca, maraton için hazırdılar. Bugünün şerefine arka arkaya bir Aamir KHAN bir de Shahrukh KHAN filmi izleyeceklerdi. Meltem Aamir'den Ghajini'yi, Aslı ise Shahrukh'tan Kal ho naa ho'yu seçmişti. Artık eğlence ve hüzün dolu dakikalar onlar için başlayabilirdi.

   Aralarından seçim yapacakları üç şarkıyı defalarca dinlemişlerdi. Geriye yalnızca birini seçmek kalmıştı. Shahrukh ve Aamir Heaven's Lovers adlı parçaya daha sıcak bakıyorlardı fakat Vishal ve Shekhar Heaven's Lovers'tansa dinledikleri ilk parçanın filme daha uygun olduğunu söylüyorlardı. Onlar filmin müzik prodüktörleriydiler. Elbette ki bu işte en çok onların kararları geçerli olacaktı ama yine de Shahrukh ve Aamir'in de onayı gerekliydi. Böylelikle, içlerindeki buruklukla onlar da onay verdikten sonra her şey hazırdı. Kazanan belli olmuştu ve artık çekimler kısa süre sonra başlayabilirdi.

   Shahrukh, bu yorucu günün ardından otele kendini zor atmıştı. Üzerini değiştirip uyumak için yatağına uzandı fakat bir türlü uyuyamıyordu. Aklında sürekli Heaven's Lovers'ın melodisi dönüp duruyordu. O iki kızın cennetten gelirmişçesine gelen seslerini unutamıyordu. Başından beri onların parçasının kazanmasını istiyordu fakat Vishal ve Shekhar'ın daha doğru karar vereceğini düşünüp diğer şarkıya onay vermişti. Bu kararından dolayı şimdi çok pişmandı ama yapacak bir şey yoktu. Filmin müziklerini o yapmıyordu. O sadece karakteri canlandırıyordu. Herkes kendi kulvarında durmalıydı. Buna mecburdu.

   Aamir odasına girdiğinde, doğruca mini buzdolabına gidip kendine bir soda açtı. Ardından balkona çıktı ve önündeki deniz manzarasını izlemeye başladı. Bu esnada hala o üç şarkıyı düşünüyordu. İlk şarkı güzel bir seçimdi ancak onun da aklı hala Heaven's Lovers'taydı. İçinde kötü bir his vardı. Sanki yaptıkları bu seçim doğru değilmiş gibi geliyordu. Ama elinden bir şey gelemezdi. Kazanan çoktan belli olmuştu. En iyisi olanları unutup, güzel bir uyku çekmek diye geçiriyordu içinden. Böylece, içeri girip üzerini değiştirdi. Kulağına kulaklığını takıp, ülkesinin ezgileri eşliğinde uyumaya çalıştı.

   Ertesi sabah, odalarından çıkıp kahvaltıya indiler. Bir masa bulup ağır ağır kahvaltı etmeye başladılar. İkisi de oldukça uykusuzdu. Biraz açılabilmek için, muhabbet etmeye başladılar. Tek konuştukları şey dünkü seçim ve parçalardı. İkisi de huzursuz oluşlarından, dün geceki uykusuzluk halinden ve yapacak bir şeyin olmadığından bahsediyorlardı. Ardından konuşacak pek bir şey kalmadığında, sessizce kahvaltılarını etmeye devam ettiler. Kahvaltının sonuna geldiklerinde ise, otelin kapısından çıktılar ve onları bekleyen arabaya bindiler. Vishal ve Shekhar ile buluşup sonucu açıklayacakları stüdyoya gidiyorlardı.

   Aslı ve Meltem ise dün gece filmler bittikten sonra balkona çıkıp, gece geç saatlere kadar muhabbet etmeye karar vermişlerdi. Tek konuştukları şey ise, dün olanlardı. Dinledikleri iki şarkıda kusursuz ve güzeldi. Şarkıların güzel olması onları daha çok meraklandırıyor ve sıkıntıya sokuyordu. Ama bir yandan mutlu da sayılırlardı. Çünkü Aamir KHAN ve Shahrukh KHAN'ı görmüşlerdi. Sürekli içlerinden, İnşallah şarkının duygusunu onlara geçirmişizdir diye geçiriyorlardı. Onlar bunları konuşurken, saatte bekledikleri gibi oldukça geç olmuştu. Daha fazla dayanamayacaklarını anlayınca yatmaya karar verdiler. Böylelikle, odalarına girip yataklarına uzandılar. Sonuçlar ve her türlü durumdan habersiz, huzurlu bir şekilde uykuya daldılar.

   Sabah dokuz civarında kalkmışlardı. Güne uyandıkları sabah, güneşli ve güzel bir sabahtı. Bunun şerefine, ikisi beraber içinde yalnızca kuş sütü eksik olan kahvaltılarını hazırlamışlar, güzel bir kahvaltı keyfi yapmışlardı.

   Yarışma sonucunun saat kaçta açıklanacağı konusunda bir bilgileri yoktu ve bu süre içerisinde ikisi de hiç birşey yapmak istemiyor, sadece oturmak istiyorlardı. Saatler geçtikçe huzursuzlukları artıyor, enerjileri gittikçe düşüyordu. Her zaman ve durmak bilmeden konuşan Aslı ve Meltem, konuşmuyor sadece dalıp gidiyorlardı. Yine öyle bir zamanda, Meltem'in çalan telefonu ile irkildiler. Belli ki yarışmanın sonucu için aranıyorlardı.

   Meltem heyecanla telefonu açtı. Aslı ise meraklı gözlerle Meltem'i izliyordu. Arayan bu sefer sekreter filan değil, Aamir KHAN'ın ta kendisiydi. Yarışmaya katıldıkları için teşekkür ediyor, şarkılarından çok etkilendiklerini fakat ilk şarkının filme daha uygun olduğunu söylüyordu. Bu sözlerden sonra Meltem, büyük bir hayal kırıklığıyla sadece, haber verdikleri için teşekkür edebilmişti. Başka bir kelime çıkmamış, çıkamamıştı ağzından. Sonrada telefonu kapatmıştı.

   Meltem'in yüzündeki ifadeden, Aslı çıkan sonucu anlamıştı. Ama yine de Meltemden dinlemek istiyordu olanları. Böylelikle Meltem, Aamir KHAN'ın söylediklerini Aslı'ya anlatmaya başladı. Sonuna geldiğinde, Aslı'nın yüzü iyice düşmüştü. Meltem'in de ondan kalır yanı yoktu. İkisi de oldukça üzülmüşlerdi. Birbirlerini teselli edecek güçleri dahi kalmamıştı. Bu yarışmanın, borçlarını tamamen kapatmak için tek şansları olduğunu düşünüyorlardı ve bu şans ellerinden kayıp gitmişti. Ne kadar zorda olsa iyi yönden bakınca, hep filmlerde gördükleri ve hayranı oldukları adamları dünya gözüyle bir kez olsun görebilmiş, ve mantıklı da düşününce, karşılarına çıkan bu kapı kapanmış olsa bile başka bir zamanda, başka bir kapının önlerine çıkabileceğini fark etmişlerdi.

.TELEFON UCUNDAKİ HAYALLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin