HELLO! Yeni bir bölümle geldim. Umarım güzel bir gün geçiriyorsunuzdur. Amaaa hiç oyumuz veya yorumumuz yok. Lütfen oy verip yorum yapar mısınızz?? Neyse bölüme geçelim.
Uykulu gözlerle kapıya doğru ilerledim. Açtığım an Pansy'i gördüm.
Sen: Ya bu saatte ne işin var. Pansy: Kahvaltıya inicez ya hadi. Saat 9 oldu. Sen: o kadar oldu mu ya?
Kafamı çevirip duvardaki saatte baktım. Gerçekten de bayadır uyuyordum. Pansy'e gitmesini söyleyi içeri geri geçtim. Ne giyecektim?
Hemen dolabımı açıp gözüme güzel gözüken bir şeyler aldım ve giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bunu giyersiniz. Bu arada çantayı yok sayın.)
Hemen yemek salonuna geçtim ve Pansy'nin yanında yerimi aldım. Draco karşımda oturuyordu. Oturana kadar beni izlemiş sonra yemeğine geri dönmüştü. Ama her şeyden öte benim dikkatimi çeken şey Pansy'nin gözlerini kaçırdığı çocuktu. Yoksa... Bir pislik mi yapsam acaba? Neyse sonra yaparım.
Çocuğa hemen elimi uzattım.
Sen: Merhaba, ben Adel Blac. Blaise (umarım doğru yazmışımdır): Ben de Blaise.
Elimi geri çekip yemeğime döndüm. Ağzıma ilk lokmamı aldığım sırada Draco'nun gözleri yine üzerimdeydi. Yoğun gri gözlerini hissetmek bir yandan rahatsız ediciyken içimden kendi kendime ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum. Yanlış anlamayın. Egolu bir insan değilim. Sadece Draco gibi biri bana bakıyorsa ya yüzümde bir şey vardı, ya çok çirkinimdir ya da gerçekten güzel olmuşumdur.
Yemeğin sonlarına doğru Pansy'ye biraz yaklaştım ve sadece onun duyabileceği bir şekilde fısıldadım.
Sen: Yüzümde bir şey mi var? Pansy: Hayır. Neden sordun ki? Sen: Peki çok mu çirkinim? Pansy: Saçmalama çok güzelsin. Sen: O zaman Draco bana neden durmadan bakıyor.
Pansy ufak bir kahkaha attı. Sonra birden yüzü düştü.
Pansy: Merlinin sakalı! Yoksa bu çocuk aşık mı oluyor? Sen: Kime?
Diye sordum aceleci bir tavırla. Bir dakika. Bana mı?
Sen: Bana mı?
Biraz bağırmış olabilirdim. Hayır, çok bağırmıştım. Profösörler de dahil herkes bana bakıyordu. Sesimi kısarak decam ettim.
Sen: Sen yanlış anlamışsındır. Pansy: Öyledir zaten.
Bana biraz daha yaklaştı.
Pansy: Draco'nun kafasına göre birine aşık olmaya hakkı olduğunu zannetmiyorum. Sen: Neden? Pansy: Babasını hiç duymadın mı? Herkes tanır. Lucius Malfoy.
Evet duymuştum. O ünlü Lucius Malfoy. Babası o muydu? Eğer doğruysa kesinlikle evleneceği kişi şimdiden belliydi. Belki de su içme veya tuvalete gitme saati bile belliydi. Anlatılanlara göre kesinlikle böyleydi.
