Sabah uyandığım zaman zorla gözlerimi açtım ve düşünmeye başladım bügün hayatım tamamen değişecekti ben zaten şu çok mutlu kızlarını çok seven ailelerinden olmadım babam bizi hiç sevmez annemide öyle annemle babamda zorla evlenmiş ya bende öyle olursam sürekli annem gibi dayak yersem hakaret işitirsem yataktan kalkıp giyindim ve aşağı indim yusuf ağamlar gelmiş odaya geçip hoşgelniz diyip hemen oturdum Zehra hanım
" bizim gelin şuna bak nasıl yetiştirdiniz siz bunu hiç adette mi bilmez bu gelip elimizi öpsene"
diyince bir an şok yaşadım ve hemen gidip ellerini öptüm babam hemen
"kusura bakmayın heycanlandı"
diye yalanlarına devam ederken içeri onsekiz ondokuz yaşlarına birisi girdi ve karşıma oturup beni izlemeye başladı bana öyle nefretle bakıyordu ki kafamı kaldırmaya cesaret edemiyordum babam hemen hoşgeldin baran ağam diyince anladım bana neden öyle baktığını demekki benim hayatımı elimden alan kişiydi oda istemiyordu belliydi gözünden bana bakışından ama benimde elimde olan birşey yoktu ki
Yusuf ağa;
"hadi kızım sen kahve yap ve abinleri çağır şu olayı bitirelim artık"
başımıla onaylayın hemen kalktım mutfakta Ayşe teyzemin yardımıyla kahveleri yapıp götürdüm sanki hiç birley yokmuş gibi konuşuyorlardı sanki burada iki kişiyinin hayatını söndürmüyorlardı sakinlerdi Yusuf ağa birden ayağa kalktı ve
"Iki güne düğün var hazırlıklara başlayın " dedi
kafamı kaldırdığımda baranında nasıl şaşırdığını gördüm• Anladığım kadarıyla oda bu kadar erken beklemiyordu. Benim onyedi yaşıma girmemi bekliyorlardı benim doğum günümde benim kefenimi elime veriyorlardı. veriyorlardı.
Ertesi gün annem ve Zehra hanımla gelinlik ve çeyiz eksikleri için çarşıya indik gelinliğimi Zehra hanım seçmişti ben hiç beğenmesemde sesimi çıkaramadım o arada baran geldi ve hiç beklemediğim soruyu yönelti" bunu sen mi istedin yoksa anam mı beğendi"
bende sesimi çıkaramayınca hemen
"git çıkar şunu istediğin gelinliği al"
diyince çok şaşırdım benden nefret etse bile gelinliğim almama izin vermişti ne farkedecekti ki ama daha fazla uzatmak istemediğim için bende gelinliklere bakmaya başladım. çok güzel prenses gibi bir gelinlik denemiştim önü biraz açıktı ama çok hoşuma gitmişti baran anlamış olacak ki
" tamam bunu alıyoruz"
diyince bir an kendimi kaybedip ona sarıldım sonra yaptığımı farkedince hemen özürdiledim Zehra hanım yine kendini tutamamıştı!
" sen hanımağa olacaksın bu nasıl gelinlik buralara yakışır mı millete mi güldüreceksin bizi git gözüm görmesin hemen çıkar şunu!•"
ne kadar belli etmemeye çalışsamda üzülmüştüm ama onada hak vermiştim bizim buralarda böyle gelinlikler hoş karşılanmazdı.
" karışma ana ben izin verdim benim karım değil mi benim olmadı mı artık o benim size laf düşmez "
Zehra hanım çok alınsa bile sesini çıkarmadı
BARAN
O gelinliği çok beğenmişti birşey diyemedim. ne kadar istemediği bir evlilik olsada içinde kalmamalıydı sonuçta bir genç kız olarak onunda hayalleri vardı. Yoksa bende bilirim böyle açık giyinemez özellikle ağa karısı alışveriş bitirip konağa geldik yarın evleniyordum beni sevmeyen bir kızla birde rojda ablam vardı onu çok seviyordum ona birşey olma düşüncesi bile beni öldürüyordu ona kıyamazdım ki ben.
Zerda
Sabah babam beni yataktan itercene uyandırdı kalk artık hazırlan ağa geldiğinde hazır ol diye söyleniyordu. Bende kalkıp hemen banyo yaptım odaya girdiğimde Ayşe teyzem gelinliğim getirmişti asıl o benim kefenim di kimse biliyor hemen giyinip aşağı indim aşağı indiğinde tanımadığım bir kadınla karşılaştım. Anneme soran gözlerle baktım."Kızım bu hanımefendiyi ağam göndermiş sana saçında makyajında yardim edecek"
saçımı yukardan bir topuz yaptı neymiş busaç modeli çok modaymış ben ne anlarım ki modadan. çok fazla makyaj istemediğim için sade bir ton kullandı artık hazırdım zenan içeri girip
"abla prensesler gibi olmuşsun"
sarılınca daha fazla gözyaşımı tutamadım
"prensesler ağlamaz abla hadi gel baran abi seni bekliyor "
hemen gözyaşımı sildim ve aşağı indim artık bu eve gelemicektim Abi'm Diyarbakır'dan gelmişti onu çok özlemiştim hemen gidip sarıldım kokusunu içime çektim ama hala gözyaşımı tutamıyordum abi'm bana sıkıca sarıldı
makyajı akmış bir gelin olmak istemezsin sil bakalım göz yaşını"
anneme sarıldım
"anne beni bırakma gönderme beni"
diye daha çok ağlamaya başlamıştım ama annem hiç birşey demiyor sıkıca sarılıyordu oda biliyordu elinden birşey gelmiyordu
"anne nolursun bırakma ben hani senin herşeyindim nasıl vazgeçiyorsun anne kızınım senin küçük kızın yalvarıyorum birşeyler yap ölüme yollama kıyma kızını "
annemde ağlamaya başladı aslında onu şuan çok üzüyordum ama elimden birşey gelmiyordu gitmek istemiyordum annemden ayrılıp abime döndüm.
"ben senin daha küçüğün huzur bulduğun çiçeğindim hepsi mi yalandı abi hani kurtaracaktın beni bak kefenimi giydirdiler birşeyler yapsana kurtarsana küçüğünü bu kadar kolay olamaz abi beni bu kadar kolay bırakamazsın beni tek seven kişi sendin sende bırakma yoksa ben ne yaparım abim ben daha evlilik ne onu bile bilmiyorum kıyma bana abim birşeyler yap durma öyle"
birden kolumda el hissesince kafamı kaldırdım baran beni çekmeye çalışıyordu.
BARAN
onu öyle görünce dayanamadım çok ağlıyordu haksızda değildi"hadi artık gitme vakti geldi"
bana baktı ve tekrar annesine sarılıdı.
" gelmek istemiyorum"
babası;
"Zerda"
diye kızı çekince korkudan benim yanıma geldi zerda babasından korktuğu kesindi.
"bir daha başkasından medet umma evleneceksin yoksa bu evden cenazen cıkacak"
Kızın üzerine yürüyünce hemen önüne geçtim
"siz kimdiniz ki benim olan birşeye bağırma cesareti gösteriyorsun biradaha sakın"
zerdayı o evden çıkardım bana şaşkınca bakıyordu neden böyle birşey yaptım bilmiyordum ama kendimi tutamadım benim olana bağırmakta neydi?
ZERDA
bu hareketine çok şaşırmıştım beni savunmuştu birden kendi kendime ne saçmalıyorsun zerda seni değil sadece o bir ağa ve yanında sesini yükseltmesine kızdı dedim birlikte konağa geldiğimizde herşey hazırdı. nikah kıyılacaktı işte şimdi kurtuluşum yoktu.Şimdilik kısa oldu ama tanıtım olarak düşünün :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben çok küçüğüm{TÖRE}
Ficción GeneralGerçek töre hikayelerini merak ediyorsanız okuduğunuza pişman olmicaksınız