4

163 47 25
                                    

selam bebisler naber

sira buna da geldi sonunda

umarim begenirsiniz

iyi okumalar

~~~~

"Hyunjin, bize katılabilirsin!" yemek sonrası dağılan gruplar arasından Jisung'un sesini duydu. Yavaşça kafa sallayarak onu onaylamadan önce Chan'ın ortalarda görünmediğinden emin oldu.

Neler döndüğünü çözene kadar o çocukla arasındaki mesafeyi koruması gerekiyordu.

"Geldim." koşar adım Jisung'a yaklaşırken mırıldandı.

"Bu kadar isteksiz durma. Seni zorla getirdim sanacaklar." Jisung'un dalga geçtiğini bilse de kendini açıklamak zorunda hissetti.

"Hâlâ ortama alışamadım doğrusu." Bu kez de anlayışla gülümseyen Jisung koluna girerek onu öne çekti.

"Bakma şeytan dediklerine, kendi aramızda oldukça eğlenceliyiz!" etrafındaki şeytanlar onu onaylayan bağırışlar eşliğinde ilerlerken Minho da onlara yetişti.

"Demek yeni oda arkadaşını alıp beni unutuyorsun? Gerçekten harika bir erkek arkadaşsın!" Minho hayretle konuşurken Jisung onu takmadan devam etti.

"Zaten Chan'la olduğunu biliyordum. Neden göz hapsinde tuttuğum sevgilimi deli gibi arayım?" Jisung lafı tam yerine yapıştırırken gözlerimi karpıştırdım.

"Şaşırdın değil mi? Jisung'umuz hiç de böyle şeyler diyecek birine benzemiyor." Minho'yu kafasını sallayarak onayladı. O an aklına gelen şeyle olduğu yere çakıldığında Jisung ona döndü.

"Bu hızla ilerleyemeyiz ama Hyunjin. Yine ne oldu?" geri geri adımlamaya başlarken arkasını işaret etti.

"Felix'e bir şey sormam gerek. Siz önden girin!" Sonra da kalabalığın içinde Felix'i aramaya koyuldu.

~~~~

"Hadi ama Felix, tam da ihtiyacım olduğu anda mı kayboldun cidden?" sessizce mırıldanarak sarayı andıran kocaman mekanda Felix'i arıyordu.

Onu yemekte gördüğünden çok emindi. Şimdi bu kadar çabuk yok olması imkansızdı.

"Boşuna arama, babasının yanına gidiyor bu saatlerde." üst taraflardan duyduğu sesle kafasını kaldırdığında yutkundu.

Felix'i arayacağım derken en uzak olması gereken kişiyle karşı karşıya gelmişti. Üstelik şimdi Felix'in onu kurtarmaya gelemeyeceğini de öğrenmiş oluyordu.

"Geri döneyim öyleyse." sessizce mırıldanarak üst katın trabzanına oturan çocuktan gözlerini çekti.

Arkasını dönüp ilerlemeye başladığı sıra kanat çırpma sesi duyması paniklemesine neden olurken elinden geldiğince hızlı yürümeye çalıştı.

"Neden," elini Hyunjin'in omzuna atarak durmasını sağlarken devam etti. "Birlikte gitmiyoruz? Jisung'lara katılacağını duydum." içinden lanetler ederek yana kaydı.

Chan'ın eli omzundan düşerken bir süre az önce elinin olduğu yere baktı. Hyunjin de bu boşlukta bir bahane aramaya başlamıştı ki Chan elini tekrar ona uzattı.

Ancak bu kez Hyunjin'in şok içinde donakalmasına neden olacak şekilde beline atmıştı elini. Onu yavaşça kendine çekti ve fısıldayarak konuştu.

"Buradan hemen çıkıyoruz!" Hyunjin'se sadece kafa sallamakla yetindi. Adamın elini belinde hissetmek tüylerini diken diken etmişti. Aklına gelen rüya, daha da gerilmesine neden olurken yavaşça uzaklaşmaya çalıştı.

dance with the devil | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin