6

198 48 67
                                    

selamm

ust uste 3 bolum attim sanirsam

umarim begenirsiniz

iyi okumalar

~~~~

Hyunjin, Felix'in gidişinin ardından saklandığı yerden çıkarken Chan'a göz devirdi.

"Tamam en iyi yalancı sensin." Chan sırıtarak karşılık verdiğinde hala tedirgin olan Hyunjin gözünü kapıya dikti.

"Ondan önce odama nasıl gideceğim?" telaşla aklına geleni sorduğunda Chan arkasını işaret etti.

Gösterdiği yere dönen Hyunjin balkonla bakışıp tekrar ona döndü.

"Ben uçamıyorum farkındaysan? Hem odamın camını tak diye nasıl bulayım? Daha manzara izleme fırsatı bulamadım!" ters ters söylenmeye devam eden Hyunjin'i takmayan Chan balkona yöneldi.

"Uçamayan bir kişi var, o da sensin. Şükretmelisin ki yanında binlerce yıldır uçmayı bilen biri var!" Hyunjin, tekrar göz devirdi ve ellerini abartılı bir şekilde havaya kaldırarak söylendi.

"Sana şükürler olsun tanrım!" bu kez göz deviren Chan olurken onu kolundan tutarak dışarı çıkardı.

"Burada bile tanrıya şükrediyorsunuz. Nasıl bir şakanın içindeyim anlamıyorum." huysuz huysuz konuştu ve Hyunjin'e kalın, siyah bir hırka giydirdi.

"Hazır mısın?" Hyunjin heyecanla kafasını salladı. Nasıl uçacağını da Chan'ı nasıl tutması gerektiğini de bilmiyordu.

Neyse ki Chan onu bu yükten kurtardı. Bir elini sırtına atarken diğerini dizinin altından geçirdi ve Hyunjin'i kolayca havaya kaldırdı.

"Düşmem değil mi?" Chan boynuna sımsıkı sarılan çocuğa alaycı bir bakış attı ve kanatlarını açtı.

Hyunjin gözlerini simsiyah kanatlarda gezdirirken dokunma isteğini zar zor bastırdı. Chan'ın rahatsız olacağından adı gibi emin olmasa çoktan dokunmuş olurdu gerçi.

Chan hızla havalanınca bir süre aşağıya baktı Hyunjin. Ancak hızlanan kalbi yüzünden daha fazla aşağıya bakamadı. Onun yerine odağını Chan'a çevirmeyi tercih etti ve adamın odada dediklerini düşündü.

"Neden yüzüne bakmam gerek dedin?" meraklı sesiyle Chan kısa bir süre ona döndü ama bakışlarını çok oyalanmadan karşıya çevirdi.

"Sadece gördüğüm anıya benzer bir şey görüp görmeyeceğimi test etmem gerekiyordu." uzatmanın gereği olmadığına karar vermiş bir şekilde detaya girmeden açıklama yaptı.

Odanın camına gelene kadar da sesi çıkmayan Hyunjin, adamın onunla aynı şeyi görüp görmediğini merak ediyordu. Ters giden bir şeyler olduğunun kendi de farkındaydı. Ölümünün arkasında da bir gariplik olabileceğini hatta bunların hepsinin bağlantılı olduğunu düşünüyordu. Ancak kendi ölümünü araştırabileceği tek yer dünyaydı ve yakın zamanda orada görev dedikleri şeye gidemeyeceğini tahmin ediyordu.

"Dünyaya göreve ne zaman gideriz?" Chan, bedenini indirirken mırıldandı. İstemsiz düşünceli çıkan sesi Chan'ın kaşlarını çatarak onu süzmesine neden oldu.

"Neden soruyorsun?" Chan'ın aşırı şüpheci sesiyle kendine gelen Hyunjin hızla toparlandı.

"Hiç! Merak ettim. Neyse ben gireyim artık. Felix de gelmek üzeredir." dediğini de yaptı. Arkasına bakmadan camdan içeri süzüldü ve perdeyi çekti.

Chan'sa bir süre orada çocuğun ani sorusunu değerlendirdi ve tekrar havalandı.

Onun da araştırması gerekenler vardı.

dance with the devil | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin