3

209 45 68
                                    

selamm

hic uzatmadan bolume geceyim

iyi okumalar oy yorum bekliom<33

~~~~

"Lucifer mı? Böyle bir şey mümkün mü ki? Lucifer'ın cennetten kovulan en güçlü melek olması gerekmiyor mu?" Hyunjin şaşkınlıkla mırıldandı. Lucifer denilecek kişiyi asla böyle hayal etmemişti. Belki upuzun bir boynuzu olsa daha inandırıcı olurdu.

Bu çocuksa gayet günlük giyinmiş, saçlarını bile yapmış, diğer şeytanlarla muhabbete dalmıştı. Kafasındaki yüce Lucifer hayaline kesinlikle uymuyordu. Böyle bakınca Hyunjin'den hiçbir farkı yok gibi duruyordu.

"Sizin dini ve fantastik kitaplarınızın, hayal gücünüzün burayı asla yansıtmadığını üzülerek söylemeliyim. Gerçek cennet de gerçek Lucifer da zannettiğinizden çok farklı. Her şeyi zamanla öğrenecek ve anlayacaksın. Bu süre zarfında hiçbir şey bilmiyor gibi görünmemeye bak. Saf görüntün şeytanların dikkatini çeker. Kendini birden onların içinde bulursun." Felix sessizce açıklama yaparken gözleri Chan'daydı.

Chan da kafasını kaldırıp onlara baktığında Felix gözle görünür biçimde gerildi ve Hyunjin'i çekiştirmeye başladı.

Hyunjin göz ucuyla Chan'ın güldüğünü görebilmişti. Felix ve Chan'ın arasında garip bir şeyler olduğunu düşünmeden edemedi. Melek, sadece Chan'a karşı bu kadar dikkatli ve güvensizdi. Hyunjin bunu sonra kurcalamaya karar verirken şu anlık bu gerginliğin sebebini Chan'ın Lucifer olmasına yordu.

"Haydi Hyunjin, daha öğreneceğin çok şey var. Ama önce odana yerleşmelisin. Güzelce dinlen. Sana birkaç kitap vereceğim. Onları da oku biraz. Yarın görüşürüz." Felix ilerlerken yan taraftan bir melek çıktı ve Felix'in eline birkaç kitap tutuşturdu. Felix tepki vermeden aldığı kitapları Hyunjin'e uzattı.

"Al, yarına kadar incele ve dinlen. Çok yorgun olmalısın." Hyunjin aldığı kitaplara bakmadan gerçekten ne kadar yorgun olduğunu düşündü.

Resmen öldüm, hala kitap okumak zorundayım. Tanrım... Bana layık gördüğün hayat cidden bu mu?

"Beni dinliyorsun değil mi?" Felix'in sesiyle düşüncelerinden sıyrılan Hyunjin, o an seslendiği tanrının onu duyabildiğinden hatta ona güldüğünden habersiz bir şekilde Felix'i dinlemeye devam etti.

~~~~

"Bak burası odan. İki kişilik ne yazık ki. Tarafını seçtiğinde kalacağın yer de değişecek. Yalniz odayı paylaşacağın kişi bir şeytan. Zararsız ve iyi niyetlidir. Bir şeytan ne kadar iyi niyetli olabilirse..." Felix son cümlesini söylerken açılan kapının ardında Felix'in daha önce konuştuğu çocuk ve ondan daha zayıf, ince belli biri belirdi.

"Sevgilimin arkasından konuşuluyormuş gibi hissettim. Neden acaba?!" Adının Minho olduğunu hatırladığı çocuk, alayla konuşurken arkasındaki ince belli bir adım öne çıktı.

"Benden bahsediyor. Jisung ben, oda arkadaşın." Hyunjin ne diyeceğini bilemeden kafasını salladığında çocuk sevimli bir şekilde güldü. Onu dünyada görse asla kötü biri olduğunu düşünmez ve hatta onunla arkadaş bile olmak isterdi. Şeytan olmak için sahip olunması gereken meziyetin kötülük olmadığına karar verirken buldu kendini.

"Minho, Chan seni bekliyor. Sinirlenecek şimdi, hadi git sen. Yemekte görüşürüz." sevgilisinin dudağına bir öpücük kondurdu ve sırtından iterek kapı dışarı etti.

Sonunda Felix'e döndüğünde mesajı alan Felix göz devirdi ve Hyunjin'e son bir bakış atıp dışarı çıktı.

~~~~

dance with the devil | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin